Antropoloji ARKEOLOJİ & TARİH

İlk İnsanlar Afrika’dan Gelmiyor Olabilir

Dali kafatası

Çoğu bilim insanı modern insanların Afrika’lı atalarından geldiklerine inanırlar, fakat antik bir Çinli’ye ait bir kafatasının analizinde Afrika’da bulunan insan fosilleriyle büyük miktarda benzerliğe rastlandı. Belki de kökenimiz Afrika değildir?

Çin’in Şensi şehrinde 40 yıla yakın bir süre önce keşfedilen bu kafatası, Dali kafatası olarak bilinir. İnsan ırkından homo erectus türünün üyesi bir kafatası. 260 bin yıl önceye dayansa da, yüz yapısı ve kafa bölgesi bozulmamış. Bu Dali kafası o kadar eski ki, arkeologlar ilk gördüklerinde modern homo sapiens türüyle aynı özellikleri paylaşabileceklerini düşünmemişler.

Fakat Beijing’deki Çin Bilimler Akademisi üyesi  Şinzi Wu (Xinzhi Wu), çokça rastlanan benzerlikler nedeniyle homo erectus türünün homo sapiens ile DNA paylaşımında bulunabileceğine inandı. Bu konunun akademide on yıllar boyunca tartışılmasından sonra, Wu ve bir çalışma arkadaşı Dali kafatasını tekrar analiz etti ve evrimsel tarihimizi yeniden yazmamıza sebep olabileceğini düşündü. Bu kafatası, daha önce Fas’ta bulunan iki ayrı homo sapiens kafatasıyla inanılmaz bir benzerlik gösteriyor.

Bilim insanı SHEELA ATHREYA, şunları aktarıyor:

Dali kafatasını bulmadan sadece Fas’taki kafataslarını bulsaydık, tüm insan ırkının Afrika’dan geldiğine inanabilirdik. Fakat benzerlikler gösteriyor ki atalarımız dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan homo sapiensler ile genetik olarak ayrışmıyorlar.

Bence gen akışı çok yönlü olmuş olabilir, Avrupa ve Afrika’da görülen bazı özellikler Asya kökenli olabilir.

Yani, homo sapiens ile bağdaştırdığıız belirli niteliklerin aslında Doğu Asya kökenli olduklarını ve daha sonradan Afrika’ya taşındığını anlıyoruz. Hala Dali kafatası ile Fas’ta bulunan kafatasları için detaylı karşılaştırmalara ihtiyacımız var. Bu olayın etkisi öyle büyük ki; türlerin kökenini yeniden yazmamızın gerekebileceğini ve atalarımızın nereden nereye göç ettiklerini yeniden gözden geçirmemiz gerekebileceğini tartışmaya başladık bile.

Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden John Hawks: “Aslında birbirlerine göçler ve genetik aktarımlar ile bağlanan bölgesel bir nüfustan bahsediyoruz.” dedi.