Antropoloji Sosyoloji Tarih TOPLUM Yaşam

Samoalının Statü Belirleyicisi Olarak Dövme

Sanat evrensel bir olgudur. Yeryüzünde sanatsız bir toplum yoktur. Sanat, insanın duygu ve düşüncelerini en etkin biçimde yansıtan, insana özgü bir araçtır. İlkel toplumlarda sanat yapıları sadece estetik zevke hitap etmez. Aynı zamanda belirli işlevleri yerine getirirler. Bu işlevler:

a)Dinsel nitelik taşıma, din antropolojisine yardımcı disiplin olarak sanal antropoloji oluşmuştur. Örneğin Zuni Kızılderilisi, ‘’Şuraya bir kurbağa kondurmak zorundayız.’’ der. Dinsel zorunluluk, sanat gereksinmesini bir kenara bırakır.
b)İletişim sağlarlar. Yazıyı bilmeyen insanlar için sanat, en doğal bir ifade aracıdır. Herkesin anlayabileceği ortak bir dildir.
c)Bir tribünün geçmişini, efsanelerini, atalarını, mitik kahramanlarını canlandırır ve anlatır. Ritüel bir amaca yöneliktir. Gelenek görenekle beslenmektedir.
ç)Sanat, malzemesiyle bir mesaj taşır. İnsana yararlı bilgiler verebilir.
d)Sanat sanat içindir yaklaşımı da kısmen geçerlidir. Herhangi bir eserin sanat kalitesi de göz önüne alınabilir. Güzellik ve estetik yönlerle de incelenebilirler. Fakat bu husus ilkeller için genellikle geçerli değildir. Çıkış noktası yapılamaz. İlkel bir sanat eserinde genellikle estetik daha az rol oynar.

O halde sanat, büyü, mitolojik ve ahlak gibi öğelerle iç içe girmiştir. Diyebiliriz ki günümüzdeki sanat eserlerindeki simgeler ve motifler, yüksek kültürlerden alınmıştır.

İlkellerde sanat ve sanatçı olgusu bugünkü yapıda değildir. Yalnız sanatçının toplum içerisindeki yerini belli eden özel bir nişan veya rütbe var idi. Balubalı heykelciler, onur belirtisi olarak başlarında bir işaret taşımışlardı. Belçika Kongosu’ndaki Bucshongolarda sanatçının yeri şeften sonra gelmektedir. İlkel insan, doğadaki hayvanların, ağaçların insan gibi bilinçte düşünüp yaşadıklarına ve konuşabildiklerini kabul ediyordu. Hayvan resimleri çiziyor, ağaçlara yaptıkları yontuların konuşabildiklerine inanıyordu. Bu iletişim çift yönlü idi. Aynı amaçla insanlar hayvanların kemik ve kürkleriyle süsleniyorlar, onları taklit edip dans ediyorlardı. Görüyoruz ki ilkel insan, yaşam savaşının bir gereği olarak çizgiyle yontuyla ve sözle ustalık kullanarak sanatsal etkinlikte bulunuyordu.

İlkel insan, vücutlarını boyayıp çeşitli şekiller çizmekten çok hoşlanırdı. Kumda, deniz kabuklarıyla, tüylerle karmaşık desenler çizerlerdi. Bu süs elbet ki edebiyatın içerisinde de vardı. Öykü ve masal anlatmak, kahramanlık türküleri söylemek de süslemek gibiydi.
Sibirya’daki Yakut Türklerinin kızları desenli rengarenk sepetler örerdi. Süsleme sanatı içerisinde hayvanı insanı ve bitkileri yansıtan süsler de kullanılırdı. Bunlara temsili süsler denirdi. Gerçeğine yakın olan süslemeye ‘’Doğacı süsleme’’ benzemeyene ise ‘’Stilize süsleme’’ adı verilmiştir.
Bir Samoalı’nın toplum içerisindeki statüsünü belirleyen en önemli unsur ‘’dövme’’dir. Eski bir Samoalı halk şarkısı şöyledir:

‘’Dayan arkadaşım dayan
Biliyorum inliyorsun
Ama nasıl kadınlar çocuk doğuruyorsa
Erkekler de dövme yaptırmalı’’


Dövme, Samoa toplumunun uzun yıllardır süregelen bir gelenektir. Samoa’da erkeğin acı çekmesi, acıya dayanması ve sıkıntıya göğüs germesi dövmeden geçmiştir. Dövme erkek çocuk için ergenliğe bir adım, bir statü göstergesidir. Samoa dövmesi kaynaklara göre Cenova liman meyhanelerinde mayışık denizcilerin kollarındaki kanatlı atlara denizkızlarına hiç benzemez. Bu dövmeler, en az üç saat süren, on beş günde bir tekrarlanan, üç dört ayda tamamlanan dövmelerdi. Samoalı beyaz adama ‘’palangi’’ der ki bu kelime gökten gelme anlamına gelirdi. Çünkü beyaz adamları ilk kez gördüklerinde bunlar olsa olsa gökten inmiş yaratıklardır diye düşünüp adlandırmışlardır. Samoa dövmecilerinin de tüm vücudu dövme ile kaplıdır. Çünkü dövme tarağının önce kendimize sonra başkalarına batırmalıyız inancı hakimdir. Hatta bu işin hekimlik kadar kutsal olduğuna inanırlardı.

Bir Samoalı atasözü şöyle der: ‘’Dövmesiz erkek, tarosuz sofraya benzer. Taro, ekmeğe benzer kök sebzesidir. Dövme aynı zamanda:

1)Dikkat çekme, farklı olma
2)Kendini güçlü hissetme
3)Estetik yön, süsleme gereksimini karşılama
4)Uğur getirdiğine dair inanç
5)Kazanç arttırma bereket sağlama
6)Sağaltıcı yön
7)Büyüsel yön
8)Bağlı olduğu topluluğu semboller ile ifade etme gibi özelliklere sahiptir.

Diyebiliriz ki Samoalının dövme geleneği ilkel dönemdeki sanatsal etkinliklerin başında gelmekteydi. Üstelik dövme sadece sanat ürünü değil aynı zamanda erkekler için bir geçiş dönemi sembolüydü. Sözlü kültür döneminde kabile dövmesi olan Samoa, günümüzde bir dövme çeşidi olarak kullanılmaktadır.


Kaynakça
ÖRNEK, Sedat Veyis (2014) İlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, Bilgesu Yayınevi, İstanbul.

WELLS, Calvin, (1984) Sosyal Antropoloji Açısından İnsan ve Dünyası, Remzi Kitabevi, İstanbul.

TEZCAN, Mahmut ( 2008) Kültürel Antropoloji, Maya Yayınevi, İstanbul.