Arkeoloji

Fosil otopsisine göre Lusi (Luci) ağaçtan düşerek ölmüş

Tartışmalı tahlil, insansı Lusi’nin birkaç kemiğini kırmış olduğunu bildirdi

Tartışmaya açık yeni bir araştırma, insansı Lusi’nin ölümünün ağaçtan düşmesi sonucu gerçekleştiğini ortaya koydu. Ostin’deki (Austin) Teksas Üniversitesinden paleantropolog Can Kepılmın (John Kappelman) ve çalışma arkadaşları, Lusi’nin 3.2 milyon yıllık bazı barçaları eksik olan iskeletindeki bazı zedelenmelerin büyük ihtimalle 13 metre ya da daha fazla uzunluktaki bir ağaçtan düşmesinin sonucu oluştuğunu söylediler. Ağustos’un 29. Gününde Neyçır’da (Nature) insan öncesi bir tür olan ve Australopithecus afarensis denilen Lusi’nin tırmanırken ya da uyurken ağaçtan düşmüş olabileceği öne sürüldü.

Kepılmın, Lusi’nin baştan ayak bileklerine kadar kırıklarının olması, düşerken kendini kurtarmak için kollarını ileriye uzatmak yerine, ayaklarıyla yere bastığı şeklindeki bir durumla örtüşüyor, dedi.

Kepılmın yine ‘’Bu tür bir zedelenme ağır araba kazası geçirenler ve çok yüksek yerlerden düşen günümüz insanının başına geliyor.’’ dedi. ‘’ Biri Lusi kadar sert bir şekilde yere düştüğünde ağır iç kanama yaşanıyor. Lusi de muhtemelen düştükten hemen sonra çok kan kaybetmişti.’’ diye ekledi.

Börkıli (Berkeley),  Kaliforniya Üniversitesinden paleoantropolog Tim Vayt (Tim White) bu iddiayı saçmalık olarak değerlendirdi. Gazetede yer alan bu haberi ‘’medyada yer almaya istekli olan bir gazetenin paleantropolojik öykücülüğü bir tuzak olarak kullanması’’ şeklinde yorumladı.

Vayt, ‘’Lusi’nin iskeletindeki kırıklar ve çatlaklar ölümünden sonra oluştu.’’ diye ekliyor. ‘’Kemiğindeki çatlak, fosilleşme ve aşınan kumtaşında gömülü fosillerin uyguladığı baskı yüzünde oluşmuş. Ağır omuz eklemi zedelenmesi dahil olmak üzere fosilleşme –daha çok Lusi’ninki gibi kırık sonucu oluşmuşsa- ceylan, suaygırı ve gergedanlar gibi tırmanamayan çeşitli hayvanların kemiklerinde görülür.’’ dedi.

‘’Doktorlar, insanlar 2 ve 21 metre arasındaki yüksekliklerden kaza sonucu düştüklerinde omurga, baş, dirsek,  bilek, ayak bilekleri ve ayak kırıklarıyla karşılaştıklarını belgelediler, omuz kırığıyla değil.’’ diye ekledi.

Bilim adamları Lusi’nin 1974’te Tempi’deki (Tempe) Arizona Eyaleti Üniversitesinden antropolog Danıld Yohansın (Donald Johanson) ve o sırada mezun olmuş olan öğrencisi Tom Gırey (Tom Gray) tarafından Etiyopya’da bulunmasından beri Lusi’nin nasıl öldüğünü anlamakta başarılı olamadılar. Yohansın tarafından yönetilen Vayt’ın da aralarında bulunduğu bir ekip Lusi’nin kemiğindeki zedelenmenin sebebini esasen fosilleşmeye bağlamışlardı.

Lusi’nin sağ omzundaki kırık ve derin çarpmadan kafası karışmış olan Kepılmın, bir ortopedik doktoruna ve Ostin Bon (Austin Bone) ve Joint Muayenehanesinden Sıtefın Piyırs’a (Stephen Pearce) danıştı. Lusi’nin günümüz yetişkinlerinin vücut ölçülerine uyarlanmış üç boyutlu yazıcıda üretilen modeli gösterildiğinde Piyırs, kırığın kişinin düşmeyi engellemek için kolunu ileriye uzatması sonucu gerçekleştiğini söyledi.

Kepılmın ve çalışma arkadaşları bir Amerika müze turu sırasında antik iskelet Teksas Üniversitesine getirildiğinde Lusi’nin 2008’de bulunan kemiklerinin yüksek çözünürlüklü tomografisini taramışlardı.

Araştırmacılar üst kol kemiği ve kürekkemiğinin yanında, ayak bileği kemiği, bacaklar, leğen kemiği, bel kemiği, kaburga kemiği, çene ve kafatasında da yüksekten düşme sonucu oluşmuş kalıcı hasarlar olduğunu söylediler. 1982’deki raporda izah edildiği gibi, fosilleşme ve yerbilimlik kuvvetler de Lusi’nin kalıntılarında çatlak ve kırıklara yol açmış, diye de eklediler.

Nü York’taki (New York) Sıtoniy Bırok (Stony Brook) Üniversitesi Sağlık Merkezinden paleantropolog Vilyım Cangırs (William Jungers) ‘’İlk başlarda kuşkulu olsa da, Lusi’ninki kadar eski bir insan fosilininin ölüm sebebi anlaşılabilir. Kanıt aslında ölüme sebep olmuş bir düşme vakasını işaret ediyor. Başka hiçbir yorum Lusi’nin kemiğindeki zedelenmeyi açıklayamaz.’’ dedi.

Kepılmın ‘’Lusi tırmanırken veya uyurken yere yuvarlanıp ölmüşse, bu Lusi’nin dahil olduğu türün yaşamlarını yerde ve ağaçta geçirmiş olduğu anlamına gelir.’’ dedi. Bazı araştırmacılar Australopithecus afarensis’in iskelet yapısının daha çok yürümeye uygun geliştiği üzerinde uzunca tartışmışlardı.

Cangırs ‘’Ağaçlardan kazayla düşülmesi sonucu doğan ölümler bugün bile özellikle bal için arı yuvalarına müdahale edildiğinde sıklıkla karşılaşılır ve bazı avcı-toplayıcı Afrikalılar, yaban şempanzeleri ve tırmanmaya Lusi’nin olduğundan daha çok uygun hayvanlar arasında görülür.’’ dedi.

Vayt ise ‘’Lusi’nin türü ağaçlara tırmanabiliyordu ama ne sıklıkla tırmandıklarını ve barınmak veya yiyecek toplamak için tırmanıp tırmanmadıklarını bilmiyoruz.’’ dedi.

Kaynak: Science News

Çeviri: Melike Sönmez

bilimdili

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...