Endüstri Tıp Yaşam

Aşıların Otizm Nedeni Olduğu Hakkındaki Gerçek

Bilimsel bulgular gerçeklik unvanına layık görülmeden önce, mümkün olduğu derecede tekrarlanabilirlik süzgecinden geçer. Bir araştırmacı grubunun bulgularına diğer gruplar aynı metotları kullanarak ulaşamıyorsa, o bulgulara şüpheyle yaklaşılır. Bu arada, ilk grubun ortaya sürdüğü bulgular medyanın eline ulaşır, toplumda yaygın bir kanı haline dönüşürse vay halimize. Yaklaşık 20 yıldır süregelen otizm-aşı tartışması bu durumun etken örneklerinden biri. Birbirinden farklı gruplar otizm ile kızamık, kabakulak, kızamıkçık (KKK) ya da İngilizce kısaltmasıyla MMR aşısı arasında bir bağlantı bulamasa da, bu bağlantıyı öne süren ilk grubun başındaki Andrew Wakefield iddialarına destek aramaya devam ediyor. Bu arada kafası karışan ebeveynler çocuklarına aşı yaptırmakta tereddüt ediyor.

Geçtiğimiz ay Dünya Sağlık Örgütü’nce yayınlanan bültene göre Temmuz 2016’dan bu yana yalnızca İtalya, Romanya, Almanya ve Portekiz’de görülen kızamığa bağlı ölümlerin sayısı 35. İtalyan Ulusal Sağlık Enstitüsü başı Dr. Giovanni Reza aynı raporda şunu belirtiyor, “Son yıllarda görülen kızamık salgınları ve buna bağlı ölümlerin nedeni, kızamık aşısı olan insanlardaki azalışa bağlıdır.” Benzer bir şekilde İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi MMR aşısı Birleşik Krallık’a girmeden önce 86.000 çocuğun kızamığa yakalandığını, bunlardan 16’sının öldüğünü ve MMR aşısı sayesinde 1992 yılından beri akut kızamık nedeniyle Birleşik Krallık’ta hiçbir çocuğun ölmediğini bildiriyor. Buna rağmen aşı karşıtı yürütülen kampanyalar, mahkemelerdeki duruşmalar ve yanıltıcı medya haberleri yüzünden bazı ailelerin aşı korkusu giderilemiyor.

MMR aşısının otizme neden olduğuna dair korkular 1998’de Andrew Wakefield ve grubunun yaptıkları çalışmaların sonuçlarını The Lancet dergisinde yayınlaması ile başladı. Yayınlanan makaleye göre Wakefield ve grubu çalışmalarına dahil ettikleri 9 otistik çocuktan 8’inin otizm belirtilerini, çocukların oldukları MMR aşısı ile ilişkilendirdi. Bu değerlendirmelerini ise ilk otizm belirtilerinin çocukların aşı olduğu zaman ile uyuşması ve belirtilerin bu 8 çocukta birbirine benzer olması ile açıkladı.

“Bu otizme ne oluyor? Bu inanılmaz artışa bakarsan, bu gerçekten, bu inanılmaz bir… Bu izlemesi gerçekten korkunç bir şey, bu inanılmaz artış.” Donald J. Trump

Bu arada, MMR aşısının otizme neden olduğuna dair savlarına sayısı yükselen otizm vakalarını kanıt gösteren aşı karşıtı kesim, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın desteğini almış görünüyor. Şubat 2017’de Beyaz Saray’da yapılan bir toplantıda konuyla ilgili endişelerini dile getiren Trump “Bu otizme ne oluyor?” tepkisini göstermişti. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin geçtiğimiz Mart’taki raporu güncel otizm yaygınlığının 2014’tekinden bir farklılık göstermediğini açıklıyor. Otizm sayısındaki herhangi bir artış da, otizm ile ilgili farkındalığın artmış olmasına bağlanıyor.

Yayınlanması üzerinden neredeyse 20 sene geçen The Lancet makalesi, makalenin 12 yazarından 10’unun başvurusu üzerine geri çekilmiş bulunuyor. Ayrıca yapılan çalışmanın etik olmadığı ve makalenin yalnızca keyfe göre seçilen verilerle yazıldığı günümüzde ortaya konulmuş durumda. Andrew Wakefield doktor unvanıyla birlikte saygınlığını da yitirmiş bulunmakta.

Bilim insanları “Peki aşıların otizm nedeni olduğu hakkındaki gerçek ne?” sorusuna yanıt bulabilmek için son yıllarda pek çok çalışma yürüttü.

2014 yılında yayınlanan 10.000’den fazla çocuğu içeren bir meta-analiz araştırması otizm, MMR aşısı ve aşı içeriğindeki korkulan maddelerden ikisi olan cıva ve tiyomersal isimli dezenfektan arasında hiçbir bağlantı bulamadı. Tiyomersal içeren aşılar rhesus maymunlarına uygulandığında da otizme işaret eden bir veri elde edilmedi. Benzer bir şekilde 2015’te yayınlanan ve içinde otizm spektrum bozukluğu gösteren çocuklar da olan yaklaşık 96.000 çocuk ve bunların kardeşleri üzerindeki kapsamlı araştırma MMR ve otizm arasında hiçbir tehlikeli bağlantı bulunmadığını ortaya koydu. Buna karşın başka bir araştırma grubu otizm spektrum bozukluğu gösteren yaklaşık 1.500 kişi ile sağlıklı olan kontrol grubunu karşılaştırdıklarında, ilk gruptakilerdeki aşı olma oranının daha yüksek olduğunu gözlemledi ve bu gözlemlerini destekleyecek çalışmalarına devam ediyor gibi görünüyor. Yaklaşık 200.000 çocuk üzerinde yapılan bir başka araştırma, hamilelik dönemindeki ateşlenme ve yapılan aşılara odaklandı ve bu annelerin çocuklarında kayda değer bir otizm artışı gözlemlemedi. Bu sene yayınlanan iki farklı araştırma ise otizm riskini artıran çevresel faktörler olarak ileri ebeveyn yaşı, doğum sırasındaki komplikasyonlar, annenin obezitesi veya diyabet hastalığı, sezaryen, erken doğum, vitamin D bozukluğu ve trafiğe bağlı hava kirliliği gibi durumlara işaret etti ve bunların arasında aşıların bulunmadığına dikkat çekti.

Tüm araştırmalara rağmen otizm ve aşı ilişkisi hakkındaki tartışmalar bitmiş değil. Bilim insanları ikincil bir dergide yayınlanan tek bir makalenin sonuçlarını çürütmek için yeterince zaman ve para harcandığını ve gelecekte tüm meslektaşlarının makalelerini yayınlarken insanlığa karşı görevlerini akıllarında tutacaklarına dair umutlarını dile getiriyorlar.

İçerikler