DÜŞÜNCE

Kafka’nın Katili: Dünya Dönmeden Önce

“Kendini ne uyur, ne de uyanık olduğumuz o yitik ülkede buldu”

Milan Kundera

Bugün karşınıza yazmaya devam ederse olacakları kestiremeyeceğim bir yazarın ilk romanı ile çıkıyorum. Veysel Gökberk Manga’nın “Dünya Dönmeden Önce” adlı kitabından bahsedeceğim… Roman Tün Kitap isimli yeni bir yayınevinin ilk çıkan kitaplarından. Kraft kapaklı ve 221 sayfa. Kapağın sertliğini bir kenara koyarsanız, yayınevinin kendine ait bir üslup oluşturmaya çalıştığı yayınladığı diğer kitaplarla birlikte bu kitapta da etkin bir şekilde gözüküyor.

Romana gelecek olursak, daha önce bu kitabı tanıtacağımı sosyal medyada ilan ettiğimde söylediğim şeyleri aynen aktarmakla başlamak istiyorum. Bu kitabı yazarını tanıdığım için değil, gerçekten tanıtılmayı hak ettiğine inandığım için tanıtıyorum. Öncelikle belki bunu söylemek için çok erken olabilir ancak Türk edebiyatı, kendi kalıplarını allak bullak edecek ciddi bir zekayla karşı karşıya. Yekten dahi demek belki çok iddialı olabilir ancak bu olumlu anlamda tuhaf romanı yazabilmek, edebiyatın standartlarına, kör kalıplarına sahip olan birinci sınıf kurgucuların harcı dahi değil. Daha önceki tanıtım yazılarımızda da söylediğim gibi bir yazarı ve onun yazdığı şeyi önemli kılan hususlardan birisi yazarın üslubunun, okuyucuda yarattığı fiziksel yankıdır. Bir okur, karşı karşıya kaldığı hikayede fiziksel acı, mide bulantısı, kusma ihtiyacı gibi gayet gerçekçi hislerle muhatap oluyorsa bu yazarın anlatım gücünün şiddetini gösterir.

Manga’nın kitabı işte bu şekilde başlıyor. Yaptığı şeyin gayet farkında olduğunu söyleyebilirim. Kitabın insanı daraltan, midesini kaldıran başlangıç bölümü iyi okur ile rastgele okur arasına çekilmiş bir elek gibi okuyucuyu salladıkça sallıyor. Okumuş olmak için okumuyorsanız eğer, bu ilk bölümü atlatacaksınız. Ancak ileride size vaat edilmiş bir cennet yok. Manga’nın baş karakterleri (aslına bakarsanız çoğul eki fazla gelir ama siz yine de kullanın) hayal gücünü şiddetli şekilde sarsacak bir kurgunun içinde geziniyor. Romanı delip geçerek dipnotlarda okuyucuya seslenen ve kendi karakterini yerden yere vuran yazar fikri pek dikkat çekici.

Sesleniyor derken, gerçekten doğrudan okuyucuyla sohbet etmek istiyor, dipnotlarda arz-ı endam eden yazar. Manga bir yandan tarihi kurgu yazsaydım onu da okuturdum tadında geçici pasajlarla okuyucunun ağzına balı sürerken, Kafkaesk bir karaktere rahmet okutabilecek T. karakteri ile okuru, okuduğu şeyden nefret ettirmeye çalışıyor. Belki yazının sonunda gelen bir uyarı ancak işbu incelemede kullandığım bütün olumsuz kelimeleri bu niteliğiyle düşünmeyin. Yazarın niyeti kitabını birilerine sevdirmek değil. Farklı bir şeyler yapılabileceğini ve bu yapılırken ne kadar da edebi kalınabileceğini gösteriyor. Merak unsuruyla karışmış, okurun kendinden dahi şüphe edebileceği metinler vurucu. Ayrıca yazarın okura karşı da pek eyvallahı yok. Yeri geldi mi “hayal gücünüz yoksa okumayın bu bölümü” diyerek resti çekebiliyor.

Dünya Dönmeden Önce, son dönemde okuduğum en farklı romandı. Kafamda ortalamanın üzerinde bir romanın bırakacağı boşluktan daha fazlasını bırakmakla kalmadı, aynı zamanda Manga’nın üslubuna bağlanmak yoluyla kendimi mazoşist bir okur gibi de hissetmeme neden oldu. Kitap kesinlikle hayal gücü olmayan insanların uzak duracağı bir kitap. Eh dursunlar zaten. Şurada hakkıyla hayal kurabilen kaç kişi kaldı ki?

Kitabı edinmek için: http://www.kitapyurdu.com/kitap/dunya-donmeden-once/446045.html