DÜŞÜNCE Fizik

Teoriler Kanıtlandığında Yasa Olur mu?

Bilimi anlamak, anlatmak ve düşünmek için kullandığımız temel bazı kavramlar vardır. Bu yazımda söz edeceklerim hipotez, teori ve kanun. Özellikle bu üç kavramı seçmemin sebebi okullarda yanlış öğretildiği için genel olarak yanlış bilmemiz ve bunun da bilimsel konuları tanımlarken hatalar yapmamıza sebep olması.

İlk olarak kanun/yasa’dan söz edeceğim. Bilimsel olarak kastettiğimiz manası; gözlemler sonucu ortaya çıkmış, Evren’de her an gözlenerek gerçekliği sorgulanabilecek bilimsel yargılardır. Örnek olarak Newton’un evrensel kütle çekim yasası verilebilir. Yerçekiminin bilimsel temelinin açıklandığı bu yasa gözlemler sonucu ortaya çıkmıştır ve Dünya’nın her yerinde gerçekliği kontrol edilebilir. Yasaların ne olduğunu öğrendikten sonra bilimde yasaların mevcut olmasının bilimsel yaklaşımla ne kadar bağdaştığı sorusu çıkar ortaya. Bilimin asla “doğru” olanı bulmak gibi bir amacı yoktur. Bilim yaşadığımız Dünya’yı en iyi açıklayan bilgiyi arar. Bugün Dünya’ya dair herhangi bir durumu açıklamada X Yasası en iyiyse yarın Y olabilir. Bilim asla yerinde saymayı kabul etmeyeceğinden bir bakıma yasalar bilimle bağdaşmaz diyebiliriz. Bundandır ki günümüz biliminde yasalardan söz edilmez. Bunun yerine teorilerden bahsedilir.

Teoriler/kuramlar ile alakalı en önemli ayrıntı şudur: “teoriler hiçbir suretle yasalara dönüşmez.“ Okullarda öğretilen “teoriler kanıtlandığında yasalara dönüşür” ifadesi tamamen yanlıştır. Bu iki kavram arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Öyleyse teori nedir? Bu kavramı hipotez kavramıyla beraber açıklamak daha faydalı olacak. Hipotez, teoriyi oluşturmada bir temel taşı olarak kabul edilebilir. Dünyadaki herhangi bir oluş hakkında yaptığımız gözlemler ile yaptığımız ilk tahmin hipotezdir. Hipotez aşamasında herhangi bir deney veya araştırma yoktur. Yalnızca bir olay ve sonucunda sorduğumuz “ne?” , “nasıl?” , “neden?” , “ne zaman?” gibi sorular vardır. Bu hipotezler bizi teorilere ulaştırır. Teoriler ise hipotezler kullanılarak olaya getirilen kapsamlı açıklama demektir. Burada hipotezler bizi teorilere ulaştıran köprüler görevini üstlenirler. Bu nedenle teoriler asla hipotezlerle çakışmaz.

Kısa bir örnek vererek bu kavramları daha iyi anlamaya çalışalım. Sabah uyandınız ve odanın aydınlık olduğunu gözlemlediniz. Odanın perdesi kapalı. Bu oluşu açıklayabilmek için gözlem yapmaya başladınız. Gözleminizden çıkan ilk sonuç şu, “Oda aydınlık, muhtemelen dışarıda güneş var.” Ardından dışarıdan içeriye biri girdi ve size dışarının aydınlık olduğunu söyledi. Şu an elimizde iki bilimsel gerçek ve bir hipotez var. Kafanızı pencereden çıkarıp dışarıya baktığınızda güneşi gördünüz ve bu sizin için üçüncü gerçek oldu. Yeterli veriye sahip olduğunuzu düşündüğünüzde ise daha kapsamlı bir yargı olan teoriyi kurdunuz. “Dışarıda güneş olduğunda odamın içerisi ve dışarısı aydınlık olur.”

Bu kavramları pekiştirdiğimize göre bu yazıdan almamız gereken temel ise şudur. “Günlük hayattaki teori kavramı ile bilimsel manada kullandığımız teori kavramı birbirinden tamamen farklıdır. Teorileri kanıtlanmamış kanunlar olarak görmek ve ciddiye almamak bizi bilimsellikten tamamen uzaklaştırır.”

Kamer Elciyar

Kuleli Askeri Lisesi mezunuyum. Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. Yaşamayı, bilimi, sanatı ve Dünya'yı açıklamamı sağlayan her şeyi seviyorum.

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...