Psikoloji

Disosiyatif Kimlik Bozukluğu

 

Disosiyatif kimlik bozukluğu; ülkemizde sıklıkla görülen bir ruhsal hastalıktır. Halk ağzında ”çoklu kişilik bozukluğu” olarak da bilinmektedir. Davranışları kontrol altına alan iki yada daha fazla farklı kimlik söz konusudur.

Disosiyatifin ortaya çıkmasında özellikle çevreden gelen stres verici etkiler ileri derecede rol oynamaktadır. Çocukluk çağı travmaları (cinsel istismar, fiziksel istismar, duygusal travma vb.) bu bozukluğun ortaya çıkmasında önemli bir yere sahiptir. Hasta kişi bu durumu saklayabilir. Kendi kendini tedavi etmeye, kontrol altına almaya çalışabilir. Bir kliniğe veya uzman kişiye başvurmak istemeyebilir. Ancak hasta kişinin çevresindekiler de belirtileri fark edecektir. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz:

İkili ilişkilerde kavga (eş, evlilik, arkadaşlık gibi), iş ya da eğitim ile ilgili sorunlar, başarısızlık olabilir.

Hasta kişi duygularına, düşüncelerine, davranışlarına kendisi dışında iç dünyasından birinin müdahale ettiğini hissediyor olabilir.

Hasta kişi iç sesler duyuyor olabilir. Bu sesler şizofreniden farklı olarak kafanın içinden gelmektedir. Görünürde başka bir kişi yoktur.

Hasta kişi çocuksu davranışlar sergileyebilir.

Duyguları aniden değişebilir. Mutluyken bir anda mutsuz olabilir. Ya da sakinken bir anda patlayabilir.

Unutkanlık, ne yaptığını bilememe, nerEde olduğunu, kim olduğunu bilememe gibi durumlar da ortaya çıkmaktadır.

Hasta kişi kendisini bulunduğu yerden farklı bir yerde bulabilir. Kendisini bir yabancı olarak görür.

Dalıp gitmeler, çevreye yabancılaşmalar olmaktadır.

Bunun yanı sıra hasta kişi uyku bozuklukları yaşamaktadır. Hastaların çoğu kronik uyku bozukluğu yaşamaktadır.

Zaman zaman kriz anları olabilmektedir. Davranışlarda ileri derecede kontrol kaybı olmakla birlikte hasta kişi kriz geçirebilir.

Bu psikolojik bozukluğa bizzat kendimden örnek vermek isterim. Bir arkadaşımda bu belirtilerin çoğunun olduğunu fark ettim. İlk tanıştığımızda çok iyi, çok sakin birisiydi. Fakat zaman geçtikçe ani parlamaları, öfkesini kontrol edememesi, uyku bozuklukları, unutkanlık ve ne yaptığının farkında olmaması gibi belirtiler vermeye başladı. Hasta insanın bu durumu başta inkar etmesi olağandır. Fakat tedavi edilmezse bu durum hem hastanın kendisi için, hemde çevresindekiler için bir tehdit unsurudur. İnsanlar değişmezler, biz insanların gerçek kimliğini zamanla tanırız.

TEDAVİ YÖNTEMİ:

Terapi ile bu kişilik bozukluğunun altında yatan travma araştırılıp ortadan kaldırılarak ve yaşanılan travmayla baş etme mekanizması geliştirilerek hasta kişi tedavi edilmelidir.

 

Çoklu kişilik bozukluğu (disosiyatif bozukluk) birçok psikolojik ve gerilim filmine de konu olmuştur. En iyi örneklerinden biri de “The Three Faces Of Eve” adlı kitap ve filmdir.