Dil Yaşam

Karaçay-Malkar Türklerinde Aşık Oyunu

Elbruz Bilim ve Kültür Araştırmaları Topluluğu Başkan Yardımcısı: Ufuk TUZMAN 

“Karttan oyum çıgar, sabiyden oyun çıgar.”

(İhtiyardan fikir çıkar, çocuktan oyun çıkar)

Nart Sözü

Aşık kemiği, koyunların ve keçilerin arka bacaklarında bulunan, dört yüzü olan bir hayvan eklem kemiğidir.

Aşık oyunu, Tarihi bir Türk oyunu olarak kabul edilir. Oyunu ne zaman, nerede çıktığı bilinmemektedir. Çok eski zamanlardan günümüze Türk halklarının yaşadığı coğrafyalarda çocuklar başta olmak üzere her yaş gurubu tarafından yaygın oynanan kurallı bir oyundur. Oyunun yanı sıra bir çok halkta aşık kemiğini fal, kumar, müzik aleti parçası içinde kullanıldığına şahit olmaktayız.

Günümüzde oyun türü yönünden en zengin oynayanlar Türkistan’da (orta asya) : Kazaklar, Kırgızlar, Türkmenler, Özbekler, Karakalpaklar; Rusya Federasyonu’na bağlı Sibirya coğrafyasında: Altay, Tuva, Hakas, Televit, Başkut ve Tatarlar; Kafkasya’da: Karaçay-Malkarlar, Kumuklar, Nogaylar; Afganistan’da: Özbekler ve Kazaklar; İran’da: Horasan Türkleri/ Kaşgaylar, Güney Azerbaycanlılar, Ortadoğu’da; Suriyeli ve Iraklı Türkmenler, Balkanlar’da: Bulgaristan Türkleri, Romanya Tatarları ayrıca, Anadolu’nun birçok bölgesinde aşık oyunlarının oynandığı bilinmektedir. Türk halklarının yayıldığı coğrafyalarda Türklerin etki ettiği halklarında aşık oyununu oynadıkları aşikardır. Türk Dünyasında aşık oyununa, Türkiye’de aşık veya aşuk, Azerbaycan’da aşığ, Kazakistan’da asık, Kırgızistan’da aşık, çükö, Özbekistan’da aşık, Türkmenistan’da aşık, Karaçay-Malkarlar’da aşık denir.

Karaçay-Malkarlarda Aşık Oyunu

Türk tabiiyetinden gelen ve Kıpçak Türkçesi konuşan Karaçay-Malkarlar fiziki olarak dağlık bölgelerde yaşayan bir halktır. Geçmiş dönemlerde iletişim ve toplumsal ortamların çok gelişmediği dönemlerde bir iletişim aracıydı.

Karaçay-Malkarlarda aşık oyununun tüm dönemlerdeki en önemli rolü şüphesiz nesiller arasındaki iletişimi sağlaması olmuştur. Kimi aşık oyunlarında evin büyüğünün çocuklar veya gençlerle eşleşerek oynaması tercih edilir. Bundaki gerekçe aşık oyunu vasıtasıyla nesiller arasında iletişim kurma, onların hayat tecrübelerini çocuklar ve gençlere anlatması için bir fırsat yaratmasıdır. Destanlarımız, atasözlerimiz, deyimlerimize kadar sinmiş bu oyunda büyükler küçük oyunculara “Aşığın alçı düşsün” diyerek şans diler. Aşığın öncelikli duruşuna göre “alçı” en büyük taşa verilen ismidir. Bu yüzden “aşığın şans getirsin” anlamında söylenir diyebiliriz…

Aşık oynarken, yaşlılar çocuklara hikayeler anlatır, ahlak ve sözlü edebiyat (hikaye, masal, atasözleri ve deyimleri v.b.) birikimlerini aktarırlardı. Kuşaklar arası bu yakınlaşma aşık oyununu çok sevilen ve eğlenceli bir oyun haline getiriyordu. Aşıklar toplandıktan sonra kök boyalar veya kına ile boyanır.

Karaçay-Malkarlarda aşık oyunun birçok türü vardır. Huna Teşik/ Güren oyun (Delik Duvar/Daire-Yuvarlak oyunu), Aşık Atuv (Aşık Atma), Aşık Tiyirişüv (Aşık Değdirmece), Han-Biy Oyunu (Han-Bey atma oyunu), Koçhar (Koç), Çıkıp Oynav (Çıkararak oynamak), Tohana, Sadra oyun, Alçi oyun, Saka/Sakka oyun v.b. Oyunların adları ve kuralları Karaçay-Malkarlıların yaşadığı yerlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Kimi aşıklar boyanarak, kimileri delip içine kurşun dökerek kullanılmaktadır. İçi delinerek, kurşun dökülen atıcının aşığı olduğu için ona “Koçhar” veya “Cuğutur” (Eneke/Sakka/Saka) denilir.[1]

Oyunlar kendi içinde kurallıdır ve oyuncu sayısı ile cinsiyete bağlı olarak oynandığı alanlar farklılık gösterir.

Karaçay-Malkar ağızlarında aşık kemiğinin duruşlarına göre adlandırılması:

Başparmak tutuşuna göre 

Karaçay-Malkarlarda en sık oynan birkaç aşık oyununun nasıl oynandığını görelim.

AŞIK ATUV (Aşık atma):

Karaçay-Malkarların sıklıkla oynadığı aşık oyunu türüdür. Konuk gelince özellikle kış aylarında dağlık bölgelerde yaşayan Karaçay-Malkarlılar bu oyunu sıklıkla oynarlar. Genelde oyuncuların tamamı çocuk olsa da evin en yaşlılarından birinin çocuklarla oynaması tercih edilir.

Oyun en az iki kişiyle oynanmaktadır. Ne kadar çok kişi ve aşıkla oynanırsa o kadar eğlenceli olur. Kök boya, kına v.b. yöntemlerle boyanan aşıklar oynamadan önce yere (keçe, kilim veya halı) daire şeklinde otururlar. Oynayan çocuklar (kişiler) kimin önce ve hangi sırayla oynayacağını belirlemek için birer tane aşık atarlar. Aşıkların büyükten küçüğe doğru öncelik sırası şöyledir: Kıt, Şobura, Alçi, Tav, Fuk, Çik’tir.

Oynanışı:

Aşık oynayan çocuklara eşit sayıda aşık dağıtılır. Dağıtılan aşıklar oynama sırası belirlendikten sonra oyuncular kaç aşıkla başlayacaklarını belirlerler. Genelde oyuncu sayısı çok olursa az aşıkla katılım tercih edilir. En az her oyuncu 2 aşıkla katılabilir.

Aşıklar belirli bir yükseklikten (15-20 cm.) ister doğrudan, ister savurarak yere atılır.

Yere atılan aşıklar arasında bir biri üzerine binen veya yapışık olanlar oyuncuların kabulüyle yerden alınıp tekrar atılabilir. Oyuncular aşıkları birbiriyle vuruştururken yerden parmağı sürükleyerek vuramazlar. Bu kural hatası demektir ve kendinden sonraki oyuncuya tekrar atarak oynama hakkı verir. Yere düşen aşıklar sadece eşleşen ikinci aşığa vurarak, birini seçip almak suretiyle oynanır.

Örneğin, aşıklar atıldı. Yerdeki aşıklardan alçi ile alçi, tav ile tav, fuk ile fuk, çik ile çik bir birine vurulur. Eğer vururken eşleşen iki aşık dışında üçüncü bir aşığa atılan aşık değerse, o zaman oyuncu yanar ve sonraki oyuncu yerdeki aşıkları alıp tekrar atarak oyunu başlar.

Oyuncu aşıkları attıktan hemen sonra şobura (boynuz) veya kıt gelirse, ortadaki aşıkları tüm oyuncular kapmaya çalışır. Kim kaç aşık kaparsa o aşıklar onundur. Oyun esnasında en önemli ayrıntıların biri eşleşen iki aşık bir biriyle tokuştuktan sonra yerden birini alırken kalan aşığın diğer aşıkların işine yarayacak eş olmasını sağlayabilmektir.

Oyun tüm aşıkları toplayıp kazanıncaya kadar sürer.

HUNA TEŞİK / GÜREN OYUN

Huna Teşik (Delik Duvar) veya diğer adıyla Güren (Daire-Yuvarlak Oyun) açık alanda iki veya daha fazla çocukla oynanır. Ne kadar çok oyuncu olursa o kadar eğlenceli olur. Oyun için bir daire (en az 2 metre çapında) çizilir. Dairenin çapı ortaya aşık koyan oyuncu sayısına göre geniş tutulabilir. Daha sonra dairenin tam ortasına düz bir çizgi çizilir. Bu çizgiye huna (duvar) adı verilir. Oyuna katılan her oyuncu duvarı oluşturan aşıkların sayısını belirler ve o kadar aşığı Alçi yönü üstte kalacak şekilde duvara bir ayak aralıkla veya yan yana bitişik dizerler. Örneğin 5 oyuncu varsa ve 2’şer aşıkla başlamışlarsa ki anlaşarak sayıyı arttırabilirler, 10 tane dizerler. Duvarı oluşturan aşıkların en sol baştaki aşığı “şobura” veya “kıt” olarak dik koyarlar.

Oyuncular kendilerine atıcı aşığı olarak en iri aşıklardan seçerler. Kimi zaman Koçhar/Cuğutur (Koç) aşık kullanırlar. Bu aşığın özelliği dananın aşık kemiğinden veya içini delerek kurşun döküp ağırlaştırarak etkili bir vuruş yapabilecekleri aşıktan seçmeleridir. Anadolu’da da oynanan bu oyunda kullanılan atış aşığına “eneke” veya “saka” adı verilmektedir.

 

Hunaya dizilen aşıklara vuruş yapmak için 5-10 adım mesafeye atış çizgisi çizilir. Oyuncular kura ile belirledikleri sırayla dairenin içindeki duvarda dizili aşıkları vurup dairenin dışına çıkarmaya çalışır. Dairenin dışına çıkaran oyuncu çıkan aşığı kazanmış olur.

Oyunun en zor ve kazançlı kuralı ise sol baştaki “şobura” veya “kıt” olarak dikilen aşığı dairenin dışına vurarak çıkarmaktır. Sol baştaki aşığı dairenin dışına çıkarabilen oyuncu tüm aşıkların sahibi olur. Duvardaki aşıkların tamamı daireden çıkarıldıktan sonra elde kalan aşıklar bitinceye ve tek kazanan belirlenene kadar oyun devam eder.

Aşık atarken alçinin oyuğuna sağ baş parmağını koyarak yapılan atışa oñ(kay), sol baş parmağını koyarak yapılan atışa solakay atışı denir.

AŞIK TİYİRİŞÜV / AŞIK DEĞDİRMECE

Oyunun bu türü yine dar sokaklarda çok sık oynanan aşık oyunlarından biridir. Oyun gayet basit ve hızlı oynanır.

En az 2 ya da daha çok oyuncu oyuna girer. Aralarında oyun sırasını belirledikten sonra ilk oyuncu yere rastgele atılan bir aşığı göğüs hizasından aşağıya doğru bırakarak kendi aşığını yerdekine değdirmeye çalışır. Yere bıraktığı aşık değerse, o aşık atanın olur değmez ise attığı aşık yer de kalır ve ikinci oyuncu aynısını tekrarlar.

Aşıklar oyuncuların sırayla oynamasıyla aşığı bitenin oyundan çıkmasıyla sürer. En sona kalan ve en çok aşığı toplayan oyuncu kazanır. Oyunun en önemli kuralı göğüs hizasından aşığa kol uzunluğu mesafesinden yere bırakarak değdirmesidir.

Aşık oyunları genelde çocuklar tarafından oynansa da kimi destan, efsane ve anlatımlarda beyler arasında, hanlar arasında oynanan oyunlar olduğunu da ortaya koymaktadır. Bunlara en açık örneklerin biri Karaçay-Malkarların en eski destanı kabul edilen Nart Destanı’nda yer almaktadır. Destana göre çocuklar aşık oynarken, destan kahramanı Alavgan’ın adına ant içiyorlar. Bu destanda anlatılan hikayelerin eski zamanlara ait olduğunu kabul edilirse, aşık oyununun yüzlerce yıl önce, Teyri (Tanrıcılık) inancının yaşandığı dönemlerden buyana oynana geldiğini söyleyebiliriz.

Aşık oyunu ayrıca Kafkasya dışında Orta Asya Türk halklarının destanlarında da zikredilmektedir. Örneğin; Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzhan’da (Dede Korkut Kitabı) anlatılan Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı’nda “Meğer sultanım, Dirse Han’ın oğlancığı üç de kabile çocuğu meydanda aşık oynuyorlardı”[2] cümlesinde, yine Kırgızların Manas Destanında “…Manas, karargahta aşık oynuyordu; o sırada kalabalık bir kervan geldi…  Han’ın adamı ile Han’ın devesine karşı gelenler ölümle cezalandırılırdı. Arada Han’ın adamları yoktu, onlar develerinin dizginini tutup, söz dinlemeden Çince bir şeyler söyleyerek karargâhı geçtiler. Bu esnada aslan Manas elindeki aşıkla bir kenardaki aşığa vurdu. Aşık sıçrayıp uçarak, önündeki devenin ayağına ok gibi isabet etti, deve olduğu yerde düştü. İkinci aşık öndeki eşeğin ayağına saplandı ve o da yıkıldı…”[3] şeklinde anlatılmaktadır.

Karaçay-Malkarlarda yukarıda anlattığımız en çok oynanan aşık oyunları gibi daha bir çok oyun türü vardır. Bazı aşık oyun türlerinin Anadolu’nun bir çok yerinde taş, gazoz kapakları veya cevizlerle oynanmakta olduğunu görebiliriz. Aşık oyunlarının amaçları arasında çocukların cesaret, hız ve denge, mücadele, strateji v.b. bir çok özelliğini geliştirmek olduğunu görmekteyiz.

Sonuç olarak, aşık oyunu günümüzde gelişen teknolojiler, şehir hayatına geçiş, zaman sorunu ve fiziki yetersizlikler karşısında daha az oynanır hale gelmiş ve unutulmaya başlamıştır. Türk halklarının binlerce yıllık bu oyunun canlandırılması için pedagojik anlamı olan uygulamalı projeler yapılmalı ve bu ecdat mirasına sahip çıkılmalı diye düşünüyoruz.

“Aşığınız alçı düşsün”.

Kaynak: 

[1] Karaçay-Malkarlarda Aşık Oyunu. www.tavluoyunla.com

[2] Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, İstanbul 1988. Hazırlayan: Pervin Maşaoğlu.

[3] Manas Destanı metinleri. http://www.tdbb.org.tr/?p=9974&lang=tr