Antropoloji

Fosiller yoksa Çamur DNA var!

Şimdiye kadar bir bölgede genetik veriyi alabilmek için fosil varlığının olması şart idi. Ancak yeni yöntemler sayesinde bu kökten değişeceğe benziyor! Yeni yöntem sayesinde mağaralardaki başka materyallerden de DNA tespiti ve analizi yapılabilecek!

Araştırmacılardan oluşan bir ekip, Neaderthal ve Denisovalıların yaşadıklarını düşündükleri bazı yerlerde onlara ait DNA’ya rastladı. Almanya’daki Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’den Viviane Slon, “Bence bu sekansların orijinal olduğuna dair ikna edici kanıtlarımız var” diyor.

Bu yeni yaklaşım sayesinde fosil kemik bulunmayan mağaralarda erken insanların yaşayıp yaşamadığını veya hangi insan türlerinin yaşadığının, ne zaman yaşadığını gibi konularda bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

Bir Gram Çamurdan Evreni Anlamak

Toprağın veya suyun herhangi bir örneği, her çeşit organizmandan elde edilen DNA ile doludur. Bu çevre DNA’sının giderek artması, ekosistemlerin incelenmesi için gittikçe daha güçlü bir araç haline getiriyor. Örneğin, biyologlar son zamanlarda “bebek ejderhalarının” yaşadığı mağaraları onlardan akan su sayesinde tespit edebiliyor.

Serin mağaralarda gömülü çökellerde ve permafrostlarda (sürekli don topraklar), bu çevresel DNA, 700.000 yıla kadar hayatta kalabilir. 2003’te Cambridge Üniversitesinden Eske Willerslev’in önderliğinde bir eklip, Sibirya’nın kalıcı donağında donmul çamurda, yünlü mamut gibi eski türlerden DNA bulmuştur.

Şimdi Slon’un ekibi, eski insan DNA’sının tortullarda da hayatta kalabileceğini gösteriyor. Ekibi Rusya’daki Denisova mağarası gibi homininlerin yaşadığı bölgelerde tortu örneklerinde bulunan bütün DNA’ları dizelediler. Daha sonra biyologlar, örneklerden eşleşen bir diziyi içeren daha uzun DNA bitlerini çıkarmak için kısa modern insan mitokondriyal DNA parçalarını kullandılar.

Ekip, hücrelerimizdeki enerji üreten mitokondrilerde DNA arıyordu çünkü her biri aynı DNA içeriyor ve hücre başına yüzlercesi bulunuyor, bu nedenle hayatta kalma olasılığı en yüksek DNA türü.

Gerçek şeyler

Ekip, baktıkları yedi yerin dördündeki örneklerde antik hominin mtDNA’sını elde ettiler. DNA büyük ihtimalle insan dışkısından veya yumuşak dokudaki çürümeden geldi. Bulunan dizilerin eski DNA’nın hasar özelliklerine sahip olduğu ve Neanderthallere veya Denisovanlara özgü olduğu bilinen varyantları içerdiği için ekibin bu DNA’ların gerçek olduklarını söylüyorlar.

Eski insanlar sadece diğer memelilerden olduğuna dikkat çeken Willerslev, yünlü gergadanların DNA’sını ve mağaraların derinliklerinde bulabildiğimize göre insan DNA’sı bulmak şaşırtıcı değildir. Slon’un ekibi iki örnekte birden fazla kişinin DNA’sını dahi bulduklarını dile getiriyorlar.

Ekip şimdi hiçbir fosil bulunmayan hominin kazı alanlarında DNA aramayı planlıyor. “Taş aletlerin bulunduğu çok sayıda kazı alanı var ancak bunların kimin olduğu belirsiz” diye belirtiyor Slon. Şimdi bazı cevapları almaya başlayabiliriz ve yeterli insan DNA’sı bulabilirsek atalarımızın nasıl hareket ettiğine dair daha iyi bir görüntü çizebiliriz.

Kaynak: http://www.evrimselantropoloji.org/fosiller-yoksa-camur-dna-var/

İçerikler