Tarih

İskitlerin Genetik Yapısı ve Günümüz Halklarıyla Karşılaştırılması

Bu yazımıza temel teşkil eden  ‘’Ancestry and demography and descendants of Iron Age nomads of the Eurasian Steppe’’ başlığıyla yayımlanan ve ayrıntılarını ‘’Unterländer, M. et al. Ancestry and demography and descendants of Iron Age nomads of the Eurasian Steppe. Nat. Commun. 8, 14615 doi: 10.1038/ncomms14615 (2017). http://www.nature.com/articles/ncomms14615’’  bağlantısında bulabileceğiniz çalışmadır.

Şekil 1:Altay Dağlarında bulunan bir kurgandaki materyallerden yararlanılarak temsili olarak çizilmiş bir İskit (Çizen:Dimitri Pozdniakov)

Yazımızda inceleyeceğimiz Doğu İskitlerinden biri Aldı-Bel Kurganından (Arjan2) olup, M.Ö. 6-7’nci yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Diğeri ise Pazırık Kurganından (Berel11) olup, M.Ö. 3-4’ncü yüzyıllara tarihlendirilmektedir.

Şekil 2:Tablo #5 Aldı-Bel Kurganlarının,#6 ise Pazırık Kurganlarının bulunduğu yerleri göstermektedir.(Kaynak: cartomedia-Karslruhe. Harita detayı ve kaynağı paylaştığımız bağlantıda vardır.)

Aldı-Bel Örneği

Aldı-Bel Kurganından (Arjan2) elde edilen İskit örneği M.Ö. 6-7’nci yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Bu İskit örneğinin otozomal yapısı incelendiğinde, otozomal yapısının en çok Başkurtlara sonra da İdil Tatarlarına benzediği görülmektedir. Batılıların İskitlerin İrani olduğuna dair tezlerinin aksine Aldı-Bel örneği günümüz İrani kavimlerinden hiçbirine otozomal yapısıyla benzememektedir. Ayrıca bu örneğin elde edildiği Aldı-Bel Kültürüyle bağdaştırılan Arjan 2 Kurganı gerek mezar biçimi olarak  gerek içinden çıkarılan materyaller açısından Pazırık buluntularına benzemektedir. Bu benzerlikler kimi Avrupalı araştırmacılar tarafından İskit adı verilen insanların farklı bölgelerde, farklı zamanlarda yaşamış fakat ortak kültüre sahip çeşitli boylardan oluşan bir topluluk olduğu şeklinde yorumlanmıştır. İskitlerin kurganlarından elde edilen materyallere, kültürel buluntulara, genetik bulgular da eklenince Doğu İskitlerinin Ön-Türklerden bir topluluk olduğu ihtimali oldukça güçlenmiş gözükmektedir.

Şekil 3: Aldı-Bel(Arjan2) örneğinin Gedmatch MDLP K23B hesaplayıcısına göre verileri.

Bunun dışında Aldı-Bel Kurganından (Arjan2) çok sayıda mtDNA ve bir Y-DNA sonucu elde edilmiştir. Y-DNA sonucu ,araştırma makalesinde R1a-S441 olarak verilmiştir.Ama sonrasında bazı araştırmacılar bağlantıda verilen genetik dizilimleri inceleyerek daha ayrıntılı bir incelemede bulunmuş, makalede verilen SNP’nin alt dalını R1a-S441(Z645)>Z93>Z94>Z2125>YP1456 olarak belirlemişlerdir.Bu alt dal günümüzde Kırgızlarda ve Altaylılarda tespit edilmiştir. Ayrıca bu iskeletin mtDNA haplogrubunun da ‘A’ olduğu belirlenmiştir.

Şekil 4:Aldı-Bel(Arjan2) mtDNA bulguları Kaynak:Bağlantıda>Supplementary Information>Supplementary Table 1)

Şekil 4’te görüldüğü gibi İskitlerde çok sayıda mtDNA haplogrubu tespit edilmiştir. İleride paylaşacağımız bir yazıda bu mtDNA haplogrupları ile ilgili daha ayrıntılı bilgi vereceğiz.

Aldı-Bel örneğini günümüz halklarıyla, Gedmatch MDLP K23b hesaplayıcısını kullanarak karşılaştıralım. Karşılaştırmada özellikle Türk Dilleri ve Moğolca, İrani Diller, Kafkasya Dilleri, Ural dilleri ve Slav dilleri konuşan halkları kullanacağız. Bunun sebebi, geçmişte ve günümüzde araştırmacıların İskitlerin konuştuğu dili, bu dil aileleri ve onları konuşan kavimlerle bağdaştırmasıdır.

Şekil 5:Aldı-Bel İskit örneği ve günümüz bazı halklarının grafik üzerinden karşılaştırılması.

Yukarıdaki grafiği incelersek Aldı-Bel örneği otozomal yapı bakımından Başkurtlara oldukça yakındır. Başkurtlardan sonra ise Tatarlara, Çuvaşlara ve Udmurtlara benzemektedir. İranilerden en çok benzediği ise Tacikistan Tacikleridir. Fakat Tacikistan Tacikleri diğer Taciklere nazaran Orta Asya Türkmenlerine ve Özbeklere benzemektedir. Tarihi olarak da bu bölge Türklerden oldukça etkilenmiştir.Ayrıca Tacikistan Taciklerinin ve Orta Asya’daki diğer halkların mongoloid özelliklerinin artmasında Moğol istilalarının büyük payı vardır. Sizlerinde grafikte görebileceğiniz gibi Aldı-Bel İskit örneğinin İranlılarla pek benzerliği yoktur. Bunun dışında Aldı-Bel İskit örneğinin Kafkasyalılar, Slavlar ve Moğollarla da pek benzerliğinin olmadığını söyleyebiliriz. Görüldüğü gibi Aldı-Bel İskit örneği özellikle günümüz halklarından Türk lehçeleri içerisinde Kıpçak grubunun Kıpçak-Bulgar kolundan olan Başkurtlara ve sonrasında da Tatarlara benzemektedir. Ayrıca aradan geçen yaklaşık 2700 yıla rağmen yakın coğrafyalarda benzer genetik yapıda Türk halklarının yaşaması bazı Batı kaynaklı iddiaların aksine Türklerin bu coğrafyaların yerlisi olduğunu göstermektedir.

Pazırık Örneği

Pazırık Kurganından (Berel11) elde edilen İskit örneği M.Ö. 3-4’üncü yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Bu İskit örneğinin otozomal yapısı incelendiğinde en çok Şorlara, Hakaslara, Sibirya Tatarlarına ve Altay Türklerine benzediği görülmektedir. Bu da aynı şekilde Batılıların, İskitlerin İrani olduğu, Pazırık Kurganlarının Hint-Avrupa mirası olduğu, Türklerin bu bölgelere daha sonradan doğudan geldiği gibi dayanaksız iddialarının geçersiz olduğunu kanıtlıyor. Pazırık Kurganından elde edilen arkeolojik buluntulara genetik veriler eklenince Pazırık Kurganının Ön-Türklere mensup kişilerce inşa edildiği ihtimali oldukça güçlenmiştir.

Şekil 6: Pazırık halısının bir köşesi.Uzmanların incelemelerinde Pazırık halısının günümüzde ‘Türk düğümü’ diye bilinen ve Türklere özgü yöntemle dokunduğu ortaya çıkarılmıştır.(Kaynak: National Geographic)
Şekil 7: Pazırık örneğinin Gedmatch MDLP K23b hesaplayıcısına göre verileri

Aynı şekilde bu çalışmada Pazırık Kurganlarından çok sayıda mtDNA ve bir Y-DNA örneği elde edilmiştir.Otozomal örneğinin elde edildiği Berel11’in Y-DNA’sı R1a-Z93’ün alt dallarından ve mtDNA’sı C4a1 olarak tespit edilmiştir. İleride paylaşacağımız yazımızda Pazırık Kurganlarında tespit edilen mtDNA ve Y-DNA haplogruplarına dair daha ayrıntılı bilgiler vereceğiz.

Pazırık örneğini MDLP K23b hesaplayıcısından yararlanarak günümüz halklarıyla karşılaştıralım. Karşılaştırmada Aldı-Bel örneğinde olduğu gibi Türk Dilleri, Moğolca, İrani Diller, Kafkas Dilleri, Ural dilleri ve Slav dilleri konuşan halkları kullanacağız.

Şekil 8: Pazırık İskit örneği ve günümüz bazı halklarıyla grafik üzerinden karşılaştırılması.

Yukarıdaki Pazırık İskit örneği otozomal yapı bakımından Hakaslara, Sibirya Tatarlarına, Kazaklara ve Altay dağları civarında yaşayan Türklere oldukça benzemektedir. Yine yukarıdaki grafikte görüldüğü gibi Pazırık İskit örneğinin otozomal yapısı Moğollara, İranlılara, Slavlara, Kafkasyalılara ve Ural halklarına benzememektedir. Pazırık kurganlarından elde edilen İskit örneklerinde mongoloid oranlarının diğer kurganlardaki İskit örneklerine nazaran fazla olması ve tarih olarak da daha geç döneme denk gelmesi buradaki İskitlerin doğudan gelen bir göçe maruz kaldığının veya Doğu Asya’ya yapılan seferlerde bu bölgelerdeki halklarla evlilikler gerçekleştirdiğinin göstergesi olabilir. M.Ö. 3-4 yüzyıllara tarihlendirilen bu İskit örneğinin genetik yapısının yaklaşık 2400 yıl sonra aynı coğrafyada yaşayan Türk halklarına benzemesi, bazı Batı kaynaklı iddiaların aksine Türklerin bu coğrafyalara Milattan Sonra geldiği ve bu bölgedeki halkları Türkleştirdiği gibi dayanaksız iddiaları çürütmektedir.

Değerlendirme

Genetik verilerin yanına İskit Kurganlardan elde edilen materyaller ve kültürel veriler, Yunanlıların, Asurluların ,Perslerin ve diğer medeniyetlerin kaynaklarında İskitler hakkında yazılanlar, günümüz Türk destanlarıyla İskitlerin yaşadıklarının uyuşması (Alper Tunga ve Efrasiyab v.b.) ayrıca çeşitli kaynaklardan öğrenilen İskit dilinden kelimeler ve isimler eklendiğinde İskitlerin bir Ön-Türk kavmi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yalnız burada yanlış anlaşılmaması gereken İskitlerin mongoloidlik oranlarının onların Türklerle bağını tek başına belirlemediğidir. Yukarıda bahsettiğimiz tüm durumların ele alınması sonucu Türklerle olan bağını söyleyebiliriz. Kaldı ki İskitlerin mongoloidlik oranları da farklılık  göstermektedir. Çünkü birbirlerine benzer yapılarda olan ve aynı veya benzer kültürlü halkların inşa ettiği belirlenen Batı Avrasya’dan Doğu Avrasya’ya uzanan bu İskit Kurganlarından çıkarılan İskit örneklerinin kimi %10 hatta daha da düşük, kimi %25,%30,%50 ve %60 civarlarında  mongoloid orana sahiptirler. Bu yönden de günümüz Türk haklarına benzemektedirler. Çünkü günümüz Türk halklarında da mongoloid oran Doğuya gittikçe artmakta ve %70 üzerine kadar çıkmakta ve batıya doğru gittikçe azalmakta ve Gagavuzlar gibi kimi Türk halklarda %2 civarına kadar düşmektedir. Ayrıca yazımızda ele aldığımız Aldı-Bel ve Pazırık İskit örnekleri de farklı mongoloid oranlara sahiptir. Bu çeşitliliğin sebebi ise savaşçı göçebe halkların  gittikleri yerlerde yerel halk ile evlilikler gerçekleştirmesi ve yerel halklarla kaynaşmasıdır. Bizim görüşümüze göre Türklerde mongoloid oranın artması Doğu Asya’dan gelen göçlerle, Türk halklarının bunlarla kaynaşması ve Doğu Asya’ya yaptığı seferlerde  o bölgelerdeki insanlarla evlilik gerçekleştirmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden İskitlerdeki sadece mongoloid veya herhangi bir diğer komponente bakarak Türklüklerine karar vermekte tek başına doğru olmaz. Yalnız yukarıda bahsettiğimiz gibi diğer tüm veriler, coğrafya v.b. etkenlerle birlikte genetik de işin içine girince İskitlerin Ön-Türk kavmi olduğu kanıtlanmış  gibi gözüküyor.

Yazar: E.D.

Kaynak: www.haplogruplar.com