Dil Tarih

Sovyet Sonrası Türkistan Cumhuriyetlerinde Latin Alfabesine Geçiş Süreci

Yazar: Saffet Alp YILMAZ

Sovyetler Birliğinin dağılması sürecinde başlatılan Glastnost (Açıklık) ve Perestroyka (Yeniden Yapılandırma) hareketi bu ülke içinde yer alan Türk cumhuriyetlerinde her alanda etkisini göstermiştir. Bu süreç sonunda genelde Sovyetlerdeki bütün cumhuriyetler özelde Türk cumhuriyetleri için bir sonraki aşama olan bağımsızlık ilanı olmuştur. Türkiye; bağımsızlığa kavuşan bu cumhuriyetlerle ilk günden itibaren ekonomi, kültür, eğitim, ekoloji gibi her alanda işbirliğine gidilmesi ve gerektiğinde yardım edilmesi konularında anlaşmalar yapılmıştır.

Türk ülkelerinin tamamında bağımsızlık süreci ve sonrasında en çok tartışılan konulardan birisi de alfabe meselesi olmuştur. O süreçte yayımlanan gazete ve dergileri, süreci yöneten halk hareketlerinin düzenlediği toplantıların ses kayıt ve görüntülerini incelediğimizde,  mesela Özbek ve Kazak aydınlarının bir kısmı Arap bir kısmı ise Latin alfabesine geçilmesi taraftarı olduğunu görürüz. Bu dönemde özellikle muhalif, bağımsızlık yanlısı grupların çıkardıkları kimi gazete ve dergilerin isimlerinin Kiril yanında Arap veya Lâtin harfli oldukları görülmektedir.

Bu süreç içinde Türk ülkelerindeki alfabe ve dil meselelerine dair çalışmalardan ilki Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü öncülüğünde 18 -20 Kasım 1991 tarihinde “Milletler Arası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu” adıyla yapılmıştır. Bu sempozyumdan sonra konuyla ilgili aşağıdaki toplantılar düzenlenmiştir: 29 Eylül – 2 Ekim 1992’de Bişkek’te toplanan Türk Cumhuriyetleri Eğitim Bakanları ve Türk Toplulukları Eğitim Temsilcileri II. Konferansı, 8 -10 Mart 1993 tarihinde Türk İş Birliği Kalkınma Ajansı tarafından Ankara’da düzenlenen ve beş bağımsız Türk Cumhuriyetinden bilim adamlarının katıldığı Alfabe ve İmlâ Konferansı, 21-23 Mart 1993’te Antalya’da yapılan Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İş Birliği Kurultayı’nda bu mesele ele alınmış; 34 harfli “Ortak Türk Alfabesi”ne geçiş teyit edilmiştir. Basit ve düzenli ses farklarıyla karakter kazanan Türk lehçelerinin ortak bir yazım geleneğiyle okuma-anlama oranlarının çok yukarı çekilebileceği gerçeği göz önünde tutularak yapılmıştır. 1926 Bakü Türkoloji Kurultayı  sonrasında kaçırılan fırsata karşılık doksanlarda Ortak Türk alfabesini gerçekleştirme imkânını yeniden elde edilmişti.

Türk cumhuriyetlerinde önce, Türk lehçeleri için tavsiye edilen ve Türkiye Türkçesinde kullanılan Lâtin temelli alfabeye beş harfin (“Ä ä”, “Ñ ñ”, “X x”, “Q q”, “W w”) ilâve edilmesiyle oluşturulmuş 34 harfli ortak alfabeye imza atılmıştır. Bu kabul edilen alfabe ilgili ilk sapma Türkiye’nin 29 harf üzerine eklemeyi kabul etmemesiydi. 34 harfli Ortak Türk Lâtin alfabesi, Türkiye’de yürürlükteki alfabede bulunmayan karakterleri şunlardır: ä, w, x, q, x.

25 Aralık 1991’de Azerbaycan, Kiril harflerini bırakıp Lâtin alfabesine geçme kararı almış, ancak “ä” harfi yerine “ə”yi kabul etmiştir.

12 Nisan 1993’te Türkmenistan, “ı” yerine “y”, “y” yerine “ý”, “c” yerine de “j” yi kabul etti.

2 Eylül 1993’te de Özbekistan Lâtin alfabesini kabul etti. Özbekistan bir yandan “ş”, “ç” gibi harflerin İngilizcedeki yazılışları olan “sh” ve “ch”yi esas alırken “ğ” yerine ise “g‘” bir yandan da yuvarlaklaşan “a” ile “o” nun tek kodla gösterilmesini “o” kabul ederek iki farklı harfi birleştirmiş oldu (Ercilasun, 2005: 279-283).  Geçtiğimiz ekim ayında çıkan bir habere göre, Özbekistan Başbakanı A. Aripov ve Cumhurbaşkanı baş danışmanı H.Sultanov’un tarafından imzalanan eylem planına 2021’de Lâtin alfabesine geçişin tamamlanacağı duyuruldu. Latin alfabesini kolaylaştırmak için bir çalışma grubu kuruldu. Bu çalışma grubu iki yıl boyunca çalışmalar yaptı. Özbekistan Latin Alfabesi üzerine yapılan konferansta, Latin alfabesine dayanarak mevcut alfabede yer alan bazı harfleri değiştirmeye karar verilmiştir. Kullanımda olan Alfabedeki bazı karakterlerin değiştirilmesi kararlaştıralan harfler ise “sh” yerine “ş”, “ch” yerine “ç” ve bazı harflerin kesme (apostrof) işaretli kullanımının yerine “g‘” yerine ise “ğ”, “o‘” yerine ise “ŏ”  gibi güncelleyeceği belirtilmiştir.

Kazakistan’da ise alfabe değişimi ile ilgili süreç Türkiye’nin katkı ve desteğiyle yeniden başlamıştır. Türk Dil Kurumu’nda 11-15 Haziran 2007 tarihleri arasında Kazakistan’ın Latin alfabesine geçişi ile ilgili bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda, Türkiye’nin Latin esaslı Türk Alfabesi üzerinde yaklaşık seksen yıllık birikim ve deneyimleri paylaşılarak Kazakistan’da son dönemde büyük bir hız kazanan alfabe reformu hakkındaki gelişmeler değerlendirilmiştir. Kazakistan alfabesine geçiş 2025 yılına kadar kademeli olarak yapacaklacaktır. Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Latin alfabesine geçme hedefinin uygulanması çerçevesinde ayda 2 kere çıkacak olan Til-Qazyna (Dil-Hazine) gazetesinin tanıtımı yapıldı.

Kazakistan Kültür ve Spor Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Bakanlığın “Dil-Hazine” Milli Bilimsel Merkezi ile ortaklaşa çıkaracağı gazetenin tanıtım törenine, Kazakistan Kültür ve Spor Bakanı Arıstanbek Muhamediulı, milletvekilleri, yazarlar ve uzmanların yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Muhamediulı, burada yaptığı konuşmada, 90 yıl sonra Kazakistan’ın yine Latin alfabesi ile gazete çıkartmaya başladığına dikkati çekerek, “Bu tarih, Kazakistanlılar için önemli bir tarihtir. Gazete, toplumda önemli bir yer kazanacak ve sadece haberleri değil, aynı zamanda Latin alfabesi ile okumayı ve yazmayı öğrenme olanağı sağlayacaktır.” dedi.

Nazarbayev, Latin harflerinin kullanıldığı yeni Kazakistan alfabesinin tanıtılmasını, alfabenin öğretilmesine bilimsel ve metodik destek verilmesini, geniş kitle için yararlı bilgilerin yayımlanmasını hedefliyor.

Nazarbayev, geçen yıl nisanda ülkesinin 2025 yılına kadar tamamen Latin alfabesine geçmesi gerektiğini belirtmişti. Nazarbayev, aynı yılın ekim ayında Latin harflerinin ve kesme işaretinin kullanıldığı yeni 32 harfli Kazakistan alfabesini onaylamış ancak şubat ayında kesme işaretinin çıkarıldığı Kazakistan alfabesinin yeni versiyonunu kabul etmişti. 2017’de alınan ilk kararda bazı harfler kesme (apostrof) işaretli kullanım kabul edilirken 2018 yılında ise kesme işaretli kabul edilen harfler değiştirilmiştir. Ortak Türk Alfabesi’nden farklı olarak yeni Kazakistan alfabesinde “ş”, “ç” gibi harflerin İngilizcedeki yazılışları olan “sh” ve “ch” şeklinde olduğu ve “ñ”yerine “ń”yi, “ğ” yerine  “ǵ”, ö yerine “ó”yu ü yerine “ú”,  ä yerine “á”,  “w” yerine “ý”yi kabul etmişlerdir.

Bu ülkelerin dışında şu ana kadar Gagavuzlar,  Kırım ve Kazan Tatarları da Lâtin alfabesine geçme kararı almışlardır. Ancak 15 Kasım 2002 tarihinde Rusya Federasyonu Devlet Duması kararıyla “Rusya Federasyonu içindeki halkların Kiril esaslı kendi alfabeleri dışında başka bir alfabeye geçişlerini engelleyici maddelerin eklendiği” bir kanunu kabul etmiştir. Bu kanun sonucunda Kazan Tatarlarının alfabe değiştirme girişimi engellenmiştir (bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. Şahin 2003). Çıkarılan kanuna göre, Rusya Federasyonu içindeki bütün halklar ana dillerini yazarken Kiril esaslı kendi alfabelerini kullanmak zorundadırlar. Kırgızistan ise ilerleyen dönemde umut ediyoruz ki Kiril alfabesini bırakarak Lâtin alfabesine geçer.

Türk ülkelerinin Lâtin harflerine geçiş macerasını – eğer bağımsızlık öncesi dönemdeki çalışmalar da dikkate alınırsa – yaklaşık 30 yıldır devam etmekte. Bu konuda en tutarlı tavrı Azerbaycan ve Türkmenistan göstermiştir.

Kaynakça                                                                               

Ercilasun, A. Bican. (2005). Örneklerle Bugünkü Türk Alfabeleri (6. baskı), Ankara: Akçağ Yayınları

Açık, F. (2008). “XX. Asrın Başlarında Türk Dünyasında Yaşanan Alfabe Değişikliklerinin Sebepleri, Gelişimi ve Sonuçları”. Başkent Üniversitesi ve Türk Dil Kurumu I. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu.

https://kun.uz/uz/09412166?fbclid=IwAR2wFMAWRMvxwiPu8nyevfvXvBy4v_UNT_ubL9WxqiE2TjKV7r5sTIV075E

http://kazgazeta.kz/?p=75661

Şahin, E. (2003). “Kazan Tatar Türklerinin Latin Alfabesi”. Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi, sayı: 199, Temmuz 2003, İstanbul, s. 42-45.