Canlı Bilimi Tıp

Evrimsel Tıp Nedir?

Evrimsel tıp en basit tanımıyla modern evrim teorisinin tıptaki sağlık ve hastalık anlayışına uygulanmasıdır. Peki, bu gerçekten mantıklı mıdır? İnsan ve hastalık konusunda bize yeni bir bakış kazandıracak güce sahip midir? Bu soruların cevabını vermeye çalışmadan önce bazı istatistiklere bakmak evrimsel tıbbın gerekliliğini anlama konusunda bize ışık tutacaktır.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) 2013 yılında yayınladığı bir rapora göre, teşkilata üye 34 ülkede ortalama yaşam süresi 1970 yılından bu yana 10 yıl uzayarak 80,5 oldu. [1] Bu veri, ortalama 80 yıl yaşamayı hedefleyen, 1970’lere oranla daha konforlu yaşayan milyarlarca insan demektir. Yaşam süresinin artması bir açıdan baktığımızda çok iyi gibi görünse de nüfus patlamasıyla beraber hastalıksal bir geçiş sürecindeyiz. Geçmişe oranla daha fazla kişi daha önceden ender olan veya hiç bilmediğimiz kronik ve bulaşıcı hastalıklara yakalanıyor. [2] Gelişmiş ülkelerde yaşayan birçok insan fit değil, aşırı kilolu ve küresel olarak obezitenin yaygınlığı geleceğe dair çok da iyi sinyaller vermiyor. Egzersiz yetersizliğine bağlı olarak artan bu obezite ile pek çok kanser türü, tip 2 diyabet, kemik erimesi gibi hastalıklar da artıyor. Yani artan hastalık çeşitliliği ve oranının yanında azalan ölümler gerçeği var. Daha uzun yaşayan ve daha fazla hastalıklı insan olduğu sonucuna götürüyor bu bizi. Peki, bu kadar hastalıklı insanın hayatta tutulması için nelerden feragat etmemiz gerekiyor? Sağlık hizmetlerine harcanan para dünyada ortalama kişi başı 461,545 dolardan (1995), 1060,987 dolara (2014) çıktı. Sağlık hizmetlerine harcanan para Türkiye’de GSYİH’nin %2,5’ini oluştururken (1995) artık %5,4’üne karşılık geliyor. Bu oran 1995’ten 2014’e kadar ABD’de 13,1’den 17,1’e, İngiltere’de 6,7’den 9,1’e, Dünya’da ise 8,5’ten 9,9’a yükseldi. [3]   Bir başka araştırmaya göre ise dünya çapında 2014 yılında toplam harcamaların yüzde 30’unu oluşturan sağlık harcamaları 2020 yılında yüzde 45’e kadar çıkarak, 12.7 trilyon dolar olacak. [4]  TÜİK’in 1999-2015 arasında yayınladığı sağlık harcamalarına ilişkin veriler ise aşağıdadır. [5]

Bu veriler bizi sağlık hizmetlerinin maliyetini düşürmemiz ve hasta olan ve gelecekte hastalanacak

milyarlarca insan için yeni, ucuz tedavi yöntemleri geliştirmemiz gerektiği sonucuna götürüyor. [6]  Evrimsel tıp ise tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Neden Evrimsel Tıp?

Evrimsel tıbbın yaklaşımı bu sorunu çözebilecek yeterliliğe sahiptir. Tıp, insan bedeninin hastalıklarıyla ilgilenir, bu yüzden organizmanın nasıl oluştuğunu, nasıl gelişip değiştiğini bilmeden bu hastalıkları tam olarak anlayamayız. Evrimsel tıbbın sorunun köküne inen yaklaşımı, yani organizmanın oluşumu, çevrenin etkisi, beslenmenin etkisi ve bunlar gibi etkenler ışığında değişiminin incelenmesi hastalıkları anlamada ve daha etkili çözümler bulmada bizi avantajlı kılıyor. Yani işin en temeline, hastalıkların neden var olduğu sorusuna cevap vermeye çalışıyoruz. Buna kısa bir örnek vermek gerekirse yangın alarmını düşünün. Bir binadasınız ve ansızın yangın alarmı çalıyor. O esnada sorun nedir? Alarmın çalması mı yoksa alarmın temsil ettiği bir yangın ihtimali mi? Sorunu çözmek için alarmı mı susturursunuz yoksa yangını söndürmeye mi girişirsiniz? Hatta yangının söndürülmesi bile sorunu tam anlamıyla çözmez, yangının neden çıktığı da önemli bir sorundur. Bu durumu buna benzetebiliriz. Evrimsel tıp yaklaşımıyla alakalı örneklere geçmeden önce sık yapılan bir yanlıştan bahsetmek gerek. Evrimsel süreç asla canlının bedenini sadece daha sağlıklı olmaya iten bir süreç değildir, evrimsel süreç ilk olarak maksimum üremeyi hedefler ve değişimleri buna göre gerçekleştirir. Dolayısıyla evrimsel sürecin hiçbir aşamasında –muhtemelen- hastalıklara yakalanmayan mükemmel birer canlı olmayacağız.

Evrimsel Tıp Ne Değildir?

Evrimsel tıp özel bir alan, alternatif bir tıp veya radikal tıbbi yöntemler bütünü değildir. Herhangi bir şekilde diyet, egzersiz veya farklı bir tedavi şekli sunmaz. Çünkü evrimsel tıp doğrudan klinik tavsiyeleri sunmaz. Teori olarak tek başına eksik kalır.[7]

Örnekler

Evrimsel tıbbın ne olduğunu ve neler önerdiğini öğrendikten sonra bu bilgilerimizi sağlam bir zemine oturtmak için bazı örnekleri incelemekte fayda var. Evrimsel tıp 20’lik dişimizin neden bize acı verdiğini, doğum kanalının neden dar olduğunu ve yaygın bel sorunlarının sebepleri gibi şeyleri araştırır. Bunlardan biri olan obeziteyi evrimsel tıp ışığında incelemeye çalışalım

Obezitenin günümüzde dünyada ve özellikle bazı ülkelerde geldiği nokta endişe verici. Peki, bunun sebebi ne? Bunun tek sebebi fast food tüketiminin artması mı? Tabii ki değil. Evrimsel çerçevede bakmaya çalıştığımızda doğal seçilim bizleri kıtlık dönemlerinde hayatta kalabileceğimiz şekilde şekillendirdi. Eski zamanlarda ilkel atalarımız beslenmek istediğinde, bu, saatlerce yürümek/koşmak demekti. Bu saatlerce süren arayış sırasında harcanan kalorinin yüksek olması sebebiyle de fazla kaloriyi biriktirme şansları yoktu. Doğal seçilim ise ara ara yaşanan kıtlıklara çözüm bulmak için iştahın ve vücut ağırlığının daha yüksek olduğu bir yöne doğru değişim gösterdi. Bu yüzdendir ki genç yaşta insanlar yalnızca yediklerini azaltarak kilo vermeye çalıştıklarında bu onlara kontrol etmekte zorlandıkları artmış bir iştah olarak geri döner. Bunların yanında vücudumuz kalori tüketimini minimuma indirecek şekilde evrildi. Paelolitik çağda yaşıyor olsak muhtemelen bizi çok daha üstün kılacak bir durumdu çünkü yüksek kalori tüketimi ölüme bile yol açabilirdi. Ama bu düşük tüketim bizim yüksek kalorili beslenme alışkanlıklarımız ile birleştiğinde damar sertleşmesi olarak tabir ettiğimiz “ateroskleroz” hastalığının artışına sebep oldu. Doğal seçilim muhtemelen bu problemi çözecektir ama yüzlerce, hatta binlerce nesil sonra mümkün olacaktır bu. [8]

Evrimsel tıbbın yeterli ve yetersiz yanları üzerine farklı yorumlar yapılabilir. Fakat şu konuda hemfikiriz, evrimsel tıp eskiden beri sorulup cevap alınamayan birçok soruya cevap vermiş ve aynı zamanda yeni sorular da ortaya çıkarmıştır. Modern bilim bu konuda çalışmalara devam ettikçe tıp dünyasında yeniliklerin olacağı aşikâr.

 

[1]  http://www.dw.com/tr/ortalama-ya%C5%9Fam-s%C3%BCresi-uzad%C4%B1/a-18828683

[2]  The Lancet, 15 December 2012, Volume 380, Issue 9859, Pages 2053-2260

[3]  http://data.worldbank.org/indicator/SH.XPD.TOTL.ZS?end=2014&start=1995&view=chart

[4] http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-dunya-saglik-harcamalari-127-trilyon-dolara-cikacak-1-11-65015.html

[5]  http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084

[6]  Lieberman, Daniel. İnsan Vücudunun Öyküsü. Çev., Raşit Bilgin. İstanbul: Say Yayınları, 2015

[7]  https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1071402/

[8]  https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1071402/

Kamer Elciyar

Kuleli Askeri Lisesi mezunuyum. Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. Yaşamayı, bilimi, sanatı ve Dünya'yı açıklamamı sağlayan her şeyi seviyorum.

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...