Dil

Bengü Taşlardan Daha Eski Türkçe Sözler (Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun)

Orhun abideleri, Orhon yazıtları veya Köktürk anıtları diye anılıyorsa da ben bengü taş demeyi tercih ediyorum. Çünkü bu yazılı taşları diktirenlerden Bilge Kağan “bengü taş” demiş. Bengü, “ebedî, ölümsüz” demek. Dolayısıyla bengü taş da “ebedî, ölümsüz taş” anlamındadır; terim olarak “anıt, abide” kavramını karşılar.

Köl Tigin bengü taşı 732’de, Bilge Kağan bengü taşı 735’te dikildi. Tunyukuk’un bengü taşı ise 720 civarında dikilmiş olmalı. Bu üç büyük anıtta 800 civarında Türkçe kelime var. Bunlar bizzat Türklerin kendileri tarafından Türkçe olarak yazıya geçirilen sözler. Elbette çoğunun tarihleri yüzlerce, hatta binlerce yıl geriye gidiyor. Ancak 8. yüzyıldan önce, birkaç küçük yazıttakiler dışında, Türkler tarafından Türkçe yazılmış kelime yok. Birkaç küçük yazıt da 7. yüzyılın ikinci yarısından daha eskiye gitmiyor.

Türkler tarafından Türkçe olarak tespit edilmiş kelimeler yok ama, yabancılar tarafından tespit edilmiş daha eski Türkçe kelimeler var. Sümerce metinlerde, Çince kaynaklarda, eski Grek ve Bizans kaynaklarında. Sümerce – Türkçe ilişkileri için Osman Nedim Tuna’nın Türk Dil Kurumu’ndan çıkan küçük kitabı okunmalıdır. Grek ve Bizans kaynaklarındaki sözler için maalesef Türkçede toplu bir çalışma yok. Çince kaynaklarda geçen Türkçe sözler için de Türkçede fazla çalışma bulunmamaktadır. Bu konuda Talat Tekin’in Hunların Dili adlı kitapçığı ile benim “Köktürklerden Önce de Türkçe Devlet Diliydi” başlıklı makalem okunabilir. Makale, Akçağ yayınlarından çıkan Leylâ Karahan Armağanı’nda bulunmaktadır.

Köktürklerden önce Çin kaynaklarına girmiş Türkçe sözler üzerinde yabancı dillerde de bazı çalışmalar vardır. Ancak Köktürklerin 552-630 yılları arasındaki ilk dönemi nedense ihmal edilmiştir. Ben iki hafta önce Üsküp’teki bir toplantıda bu konuyu ele aldım ve “Köktürklerin Birinci Dönemine Ait Türkçe Kelimeler” başlıklı bir bildiri okudum. Çince kaynaklara girmiş olan 35 kelimeyi açıkladım.

Çinliler, aşağı yukarı milat yıllarından beri düzenli tarih yazıyorlar. İlk büyük hanedanlardan Han hanedanı için yazılan tarih Han-şu adını taşıyor. Tabgaç (Toba = Wey) hanedanı için Wey-şu yazılmış. Köktürklerin ilk dönemine denk gelen iki önemli hanedan var: Cou ve Sui. Birincisi 557-581, ikincisi 581-618 arasında hüküm sürmüş. Birinci hanedanın tarihi Cou-şu 629 yılında, ikinci hanedanın tarihi Sui-şu636 yılında yazılmış. Köktürklerin birinci dönemiyle ilgili Çince bir tür tarih ansiklopedisi de var: 801’de yazılmış olan Tung Dien. Bu kaynakların Türkçeleri, Ahmet Taşağıl’ın Türk Tarih Kurumundan çıkmış olan Gök-Türkler kitabında ve Liu Mau-tsai’nin Selenge yayınlarından çıkmış olan Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri (Türkçeye çevirenler: Ersel Kayaoğlu – Deniz Banoğlu) kitabında var. İşte bu eserlerden yararlanarak Köktürklerin ilk dönemine ait 35 kelime tespit ettim.

Çinliler Türkçe kelimeleri çok değiştirdikleri için bunların Türkçelerinin nasıl olduğunu tespit etmek çok zor. Ama imkânsız değil. Bazı unvanlar bengü taşlarda da geçtiği için kolayca tespit edilebiliyor. Anlamları verilen kelimeler de nispeten daha rahat tespit edilebiliyor. Yine de zorluklar ve tereddütler var.

Benim tespit ettiğim 35 kelime şunlar. Özel adlar (Türk sözü ve hanedan üyelerinin adları): Türk, Tuman, Kara, Erkin, Bukan, Kut, Tapar, Külüg, Baga, Apa, Işbara, Toraman, Karaman. Unvanlar: kagan, katun, şad, yabgu, tigin, ilteber, tudun, tarkan, köl, çor, bagatur. Diğer sözler: il (devlet, ülke), böri (kurt), karı (yaşlı),kulan (kulun, at), sü (ordu), kür (kahraman) / kur (rütbe), sakal, bor (şarap), kam (şaman), aşçı, eb (ev).

Adı geçen hanedan tarihlerinde Türkler için özel bölümler vardır. Türk sözünün Çinceleşmiş biçimi Tu-kyuşeklindedir. Bumın (Kağan) Çin kaynaklarında Tu-men olarak geçer; bana göre Türkçesi “duman” anlamındaki Tuman‘dır. Tuman’ın oğlu Çince kaynaklarda Ko-lo olarak geçer; bunun “siyah” anlamındaki Kara olduğu genellikle kabul edilmiştir. Çince kaynaklarda Muhan olarak geçen kağanın Türkçe adı da “boğa” anlamındaki Buka(n) olmalıdır.

Çin söyleyişine uydurulmuş biçimde Çince kaynaklarda geçmiş olsa da birçoğu bengü taşlarda da geçen bu kelimelerin tespit tarihleri böylece 150-170 yıl daha eskiye götürülmüş oluyor.

Yazar: Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun

Kaynak