UNESCO, 30 Ekim-14 Kasım 2017 tarihleri arasında Paris’te yaptığı 39.Genel Konferansında Türkiye tarafından hazırlanmış olan, Kazakistan, Kırgızistan tarafından desteklenen adaylık önerisini kabul ederek Atabetü’l-Hakayık’ın İstanbul’da 1918 yılında basılışının 100.yılını “Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri” arasına kabul etmiştir.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 25 Ağustos 1949 tarihinde faaliyete geçmiştir. Merkezi Paris’te bulunan kuruluş, yıllardır eğitim, bilim ve kültür alanında farklı çalışmalar yapan önemli bir kuruluştur. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz’dur.
UNESCO kelimesi, İngilizce “United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization” kelimelerinin baş harfleri alınarak oluşturulmuş ve dilimizde “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu” biçiminde karşılanmıştır. Kültürel Mirası koruma çerçevesinde düzenlenen kültürel ögeler belirli ölçütlere göre adaylıklara sunulur bu ölçütler şunlardır:
Önerilen her yıl dönümü, Organizasyon’un eğitim, kültür, doğal bilimler, sosyal ve insanî bilimler ile iletişim alanlarındaki ideal ve misyonlarıyla doğrudan bağlantılı olmalıdır ve toplumlar arasında daha sıkı ilişkileri, barış
ideallerini, kültürel diyaloğu ve karşılıklı anlayışı teşvik etmelidir. Yıl dönümü için öncelik, UNESCO’nun mevcut öncelikleri ve eğer mümkünse daha önceden planlanmış yüksek düzeydeki etkinliklerle bağlantılı verilmelidir
Yıl dönümleri, 50. yıl, 100. yıl ya da bu yılların katları olmalıdır.
UNESCO’nun ideallerini, değerlerini, kültürel çeşitliliğini ve evrenselliğini yansıtması sebebiyle; yıl dönümü, ölümünden sonra aday gösterilen ve evrensel öneme sahip olan kişiler ve evrensel düzeyde ya da en az bölgesel
düzeyde öneme sahip olan ve tartışmasız olarak bulunduğu ülke sınırları dışında bilenen olaylarla ilişkilendirilmelidir.
100.yılı sebebiyle önerilen Atabetü’l Hakayık; Yüknekli Edip Ahmet bin Mahmud tarafından 12.yüzyılda Karahanlı sahasında yazılmış ilk İslami eserler arasındadır. Dini ve ahlaki bir eser anlayışıyla yazılan bu eseri Edip Ahmet vaaz ve nasihat kitabı olarak oluşturmuştur. Kutadgu Bilig’de ‘de rastlanan dini-didaktik konular bu eserde de karşımıza çıkmıştır. Ancak bu eserde Kutadgu Bilig’deki çeşitlilik ve zenginlik yoktur. Hakayık’ın muhtevası ve üslubu hakkında fikir edinebilmek için eserdeki dörtlüklere bakılmalıdır.
Bilih bildi boldı eren belgülüg
Biligsiz tirigle yitük körgülük
Biliglig er öldi atı ölmedi
Biligsiz tirig erken atı ölüg
Bilgi bilen insan, tanınmış olur
Bilgisiz,diriyken yitik sayılır
Bilgili er ölse de adı ölmez
Bilgisizin diriyken adı ölür.
Uluglar ni birse yimes min dime
İlig sun agız ur yimeseng yime
Büyükler ne verse yemem ben deme
El uzat,ağız vur,yemezsen yeme.
Eserde ana konular: İlmin faydası, ilmin mutluluğa götüren bir yol olduğu, tevazu sahibi olmanın faziletleri, kibirden kaçınmak gerektiği, cimrilik, iyi ve kötü insan, Dilin muhafazası, dünyanın dönekliği, bilgisizliğin zararları, Allah’ı ve insanı bilmenin yolunun ilim ve bilimden geçtiği gibi çeşitli konularda yol gösterici bir kitaptır.
Eserin dört yazması günümüze ulaşmıştır. Semerkant nüshası, Ayasofya nüshası, Topkapı müzesi nüshası, Ankara Seyyid Ali nüshası.
Dörtlüklerinden anlaşıldığı üzere Erdemli, ahlaklı ve Takva sahibi bir zat olduğu bilinen Edip Ahmet Yükneki’ye bizlere bu eseri bıraktığı için minneti bir borç biliriz .Yazıyı yine ona ait bir dörtlükle bitirmek yerinde olacaktır.
Anın uş çıkardım bu türki kitib
Kerek kıl tap ey dost kerek kıl itib
Bitidim bu tangsuk turaf sözlerin
Kah barsa özüm sözüm kalsu tip
O sebeple çıkardım Türkçe kitap
İster yeter bul,ister ilave yap
Yazdım bu nadide,zarif sözleri
Ben gidersem sözüm kalsın diye hep.
Kaynakça: Unesco.org.tr
Ahmet Bican Ercilasun(2014). Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları.