Arkeoloji ARKEOLOJİ & TARİH Canlı Bilimi DOĞA & ÇEVRE DÜŞÜNCE

Karıncalar ve Arkeologlar Ortak Özelliklere Sahip Midir?

Muhtemelen ilk kez böyle bir şey duyuyor ve de okuyorsunuz. Yazılar, karşılaştırmalar ve örnekler arttıkça ”hakikaten de öyle!” diyeceğinizi düşünüyorum. Karıncalar. Bazen evlerimizin baş belası olan canlılar. Ama ben baş belalıklarından çok geçmiş-gelecek anatomilerine ve fiziksel hareketlerinin bilgilerini aktarıp, karıncalar ve arkeologlar ne denli ortak özelliklere sahip anlatmaya çalışacağım. Herkese keyifli okumalar dilerim.

Yazılan diğer yazılarımız için buraya tıklayabilirsiniz. Arkeoloji hakkında merak ettikleriniz için öneri kitaba buradan ulaşabilirsiniz.

Karıncalar ve Arkeologlar

karıncalar-ve-arkeologlar-bilim-dili-2-

Karıncalar, yerlere diğer karıncalar tarafından takip edilebilecek koku izleri bırakarak ilerler ve bu kokuları uzun hareketli antenleri sayesinde algılarlar. Antenleri kokunun yönü ve yoğunluğu gibi bilgileri sağlar. Hep gördüğümüz bir çizgi üstünde ilerleyen karınca topluluklarının bu hareketinin sebebi kokuyu takip ederek ilerlemeleridir. Örneğin, bir yiyecek kaynağı bulan karınca bulduğu kaynaktan yuvasına dönerken gittiği yolu işaretler. İşaretlenen yolu fark eden diğer karıncalarda aynı yolu kullanarak yiyeceği bulur, parçalar ve yuvaya taşımaya başlar. Bu taşıma işlemi sırasında da yolu işaretlemeye devam ederler. Sonunda yiyecek kaynağı tükendiğinde veya ortadan kalktığında yuvaya dönen karıncalar artık yolu işaretlemeden döner ve koku havaya dağılır. Eğer yolları bir engel tarafından engellenirse yeni yollar keşfetmeye çalışır ve bu yeni yolları işaretlerler (1).

Şimdi bu mini bilgiler üzerinden gelin hep beraber arkeologların da nasıl çalıştıklarına, çalışma yaparken ki süreç ve hazırlıklarına bakalım:

Geçmiş tarih ve zamanlarda (M.Ö) yaşayan dönemlerin imparatorlukları, krallıkları ve halkının tam anlamıyla olmasa bile bizi bilgi sahibi edecek kadar envaiçeşit materyaller bırakmışlardır; çanak çömlekler, savaş aletleri, mezarlıklar, değerli eşyalar, kültler… Arkeologlar’da bu bırakılan materyalleri bulmak ve gün ışığına çıkarmak için yer/konum araştırması yaparak ve de tarihsel gelişim olaylarını kaynaklardan araştırarak kazı çalışması girişimlerine başlar. Başlayacağı kazı çalışması alanının herhangi bir katmanında somut delile ulaşırsa -Arkeologlar kazıya tam anlamıyla başlamadan, kazılacak olan alanda yüzey araştırması yapar- hemen bir alt ya da yan katmanı da kazmaya ve de araştırmasını sürdürmeye devam eder.

Arkeolog, elle tutulur, somut kanıtlara dayanan materyalleri değerlendirerek kendisine bir kazı alanı açmış ve başlatmış olur böylece. Kendisine ait olan kazı alanını işaretler ve de kaynağı tükeninceye kadar çalışmasına devam eder. Örnek vererek açıklayacak olursam: Türkiye’nin tüm bölgelerinde yürütülen arkeolojik kazı alanları ve çalışmaları söz konusudur. Varsayalım ki Ege Bölgesinde X arkeolog öncelikle yüzeysel araştırmasını yaparak ve de sonucunda somut verilere ulaşabileceğini düşündüğü alan için kazı ekibiyle kazı çalışmasını başlatıyor. Kazı çalışması yaptığı yere de X1 diyelim. X1’in farklı bir konumda devamı olabileceğini düşünerekten bir yerde daha kazı çalışması başlatıyor -X2- ya da bir başka arkeolog almış olduğu bilgiler sayesinde kendisi ve ekibiyle yeni bir yüzeysel alan araştırması yaparak kazı işlemlerine başlamış oluyor. Böylece bir kazının hem devamı hem de farklı bulguların açığa çıkma ihtimali yükseklik kazanıyor ve bu durumdan da birden fazla arkeolog yararlanmış oluyor. Tabii bu dediğim ”o zaman her yeri kazalım” anlamını doğrulamıyor, buna dikkat edelim. Bilimsel verilere, kaynaklara ve de yapılan arkeoloji kazısı sonrasında ki toplantı/kazı makalelerine, seminerlerine dayanaraktan arkeolojik kazı(lar) yürütülmektedir.

Arkeologlar, çalışma yaptığı alanda yeterli bilgi ve de somut delillere eriştiğinde ya da başka hiçbir kaynağa ulaşamadığını anladığında kazı alanını kapatmaya başlar -kapatma kazısı-. Ama çok fazla zaman geçmeden yine bilimsel veriler ışığına dayanaraktan yeni arkeolojik alanlar, materyaller keşfetmek, gün ışığına çıkarmak için izler sürer, araştırmalar yapar.

Bu yazmış olduklarımla ilgili, ilk başta bahsettiğim karıncaların ”takip etme, yön/yer ve kaynak bulma, işaretleme yapmaları, diğer karıncalarla iş birliği halinde olmaları, buldukları alanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmaları, yeni yerler keşfetmeleri…” gibi fiziksel aktivitelerini aynı zamanda yine bahsettiğim bilim dalı olan Arkeolog ve de arkeologların çalışma koşullarını birebir olmasa da benzeyen yönleriyle aktarmaya çalıştım.

Çınar Onur Soğukkanlı

Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yüksek Lisans öğrencisi,
Sanatçı (Fotoğrafçılık, Sinema/Belgesel)
Okur-yazar-araştırır.

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...