ARKEOLOJİ & TARİH Tarih

Osmanlı Arması ve Hikayesi

Coat of arms of the Ottoman Empire on the front of The Building of The Archive of Religious Records and Registrations.

Osmanlı dendiğinde hepimizin aklına, bayraklarla, nişanlarla, top ve tüfekler ve tepesindeki tuğra ile birlikte Osmanlı arması gelir. Osmanlının iki simgesinden biridir bu arma, diğeri de aklınıza geleceği gibi padişah tuğralarıdır. Tuğra, Osmanlının kurucusu Osman Bey ve son halife olan Abdülmecid dışında bütün Osmanlığı hanedanlığı tarafından kullanılmıştır. Peki bu tuğra kadar meşhur olan armanın kullanımı o kadar eski mi? Maalesef Osmanlı armasının kullanımı o kadar geriye uzanmıyor. Üstelik ilginç bir hikayesi de var…

Arma İngilizlerden

Kasım 1853’te başlayan Kırım Savaşı, Fransa ve Britanya Krallığı’nın Osmanlı’nın yanında yer almasıyla Rusya karşısında Şubat 1856’da Osmanlı zafer kazanmış, kısa süreli de olsa Fransa, Britanya ve Osmanlı arasında dostluk havaları esmeye başlamıştır. 30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antlaşması’nda Osmanlı, toprak bütünlüğü karşılığında bünyesinde bulunan azınlıkların haklarını artırmış ve kısmi de olsa Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına izin vermiştir. İşte bu antlaşmadan sonra Osmanlı ile ilişkililerini geliştirmeye Fransız imparatoru III. Napoléon tarafından, Osmanlı sultanı I. Abdülmecid’e, Fransa’nın verdiği en yüksek nişan olan Lejyon (Légion d’honneur) nişanını vermiştir.

Fransa’nın bu jesti karşılığında kayıtsız kalmak istenmeyen Britanya Krallığı’nın kraliçesi Victoria’yı harekete geçirmiştir. Victoria Sultan I. Abdülmecid için bir “Dizbağı” nişanı hazırlatmıştır. Ancak nişanı vermek için harekete geçtiğinde bir sorunla karşılaşır. Nişanı ilk defa hazırlayan ve dağıtmaya başlayan İngiltere kralı III. Edward’ın 1348 yılında koyduğu bir kural vardır. Bu kurala göre, “dizbağı” nişanı verilen kişi veya devletin armasının, Windsor Sarayı’nda bulunan Saint George Kilisesi’ne asılması gerekmektedir. Ancak Osmanlı’nın böyle bir arması bulunmamaktadır. Fransa’dan geri kalmak istemeyen Victoria, Prens Charles Young’ı İstanbul’a göndererek Osmanlı için bir arma çalışması yapmasını ister.

II. Abdülhamid’in Arması

Prens Charles Young gerekli araştırmaları yaptıktan sonra Londra’ya dönerek arma için çalışmalar yapmaya başlar. Yaptığı ön çalışma İstanbul’da Sultan’a sunulur ve sultan bu çalışmayı beğenir. Beğenilen çalışma arma haline getirilir ve Saint George Kilisesi’ne asılarak dizbağı nişanı Sultan’a gönderilir. Bu arma, sonradan tahta geçen II. Abdülhamit tarafından 17 Nisan 1882’de devletin resmi arması olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde kullanılan arma da II. Abdülhamit’in tuğrasını taşıyan, orijinali ile ufak değişiklikler gösteren armadır.

Osmanlı Armasında Bulunan Simgeler ve Anlamları

Osmanlı aramasının son şekli II. Abdülhamit’in zamanında son halini almıştır. Resmi arma olarak kullanılan ve günümüzde de rastladığımız arma üzerinde 30 farklı simge bulunmaktadır. Bu simgeler aşağıda belirtilmiştir.

  1. Tuğranın etrafındaki bu güneş motifi, padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelir
  2. Abdülhamit`in tuğrası.
  3. Sorguçlu Kavuk: Osman Gazi`yi ve tahtı temsil eder.
  4. Yeşil Hilafet Sancağı
  5. Süngülü Tüfek: Osmanlı ordusunun asli silahı olmuştur
  6. Çift Taraflı Teber.
  7. Toplu Tabanca
  8. Terazi: Şeşper ve asaya asılıdır, adaleti temsil eder.
  9. (Üstte)Kur`an-ı Kerim (Altta) Kanunnameler.
  10.  Nişan-ı Âli-i İmtiyaz.
  11. Nişan-ı Osmanî
  12. Asa ve Şeşper
  13. Çapa: Donanmayı temsil eder.
  14. Bereket Boynuzu.
  15. Nişan-ı İftihar
  16. Yay
  17. Nişan-ı Mecidi
  18. Borazan
  19. Şefkat Nişanı
  20. Top Gülleleri
  21. Kılıç
  22. Top
  23. El siperlikli merasim kılıcı.
  24. Mızrak
  25. Çift Teber.
  26. Tek Taraflı Teber
  27. Bayrak
  28. Osmanlı Sancağı
  29. Mızrak
  30. Kalkan ortasında stilize edilmiş güneş motifi ve 12 yıldız

Saltanatın Kaldırılması ve Yeni Arma Çalışmaları

Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 308 numaralı kanun ile birlikte saltanat kaldırılmış ve saltanatla birlikte armanın kullanımı da son bulmuştur. 1925’te Maarif Vekaleti (Millî Eğitim Bakanlığı) tarafından açılan yarışmada ressam Namık İsmail’in yapmış olduğu tasarım beğenilmiştir. Çelenk içindeki kalkanın ortasında bulunan ay – yıldız, altında bozkurt ve üst kısmında meşale bulunan bu arma hiçbir resmi alanda kullanılmamıştır. 1930’la birlikte beyaz zemin üzerine kırmızı ay – yıldız arma olarak kullanılmaya devam etmiştir. Son olarak 2014 yılında AKP Milletvekili Zeynep Karahan Uslu tarafından yeni bir devlet armasının tasarlanması için kanun tasarısı sunulmuştur.

İçerikler