Tarih

Sitemizce Düzenlenen Çalıştay: “Altay Halklarının Dilsel ve Tarihsel Köken Sorunları”

“Altay Halklarının Dilsel ve Tarihsel Köken Sorunları” adlı çalıştay, içeriği ve “Arkeolojiden Sümerolojiye” uzanan farklı dallarda bilim insanlarını bir araya getirmiş olması yönüyle Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi.

Yayınladığı güncel bilim yazıları ile halk içinde bilimsel düşüncenin yaygınlaşmasını amaçlayan bilimdili.com sitesi ve Ankara’da bulunan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, ilgili çalıştayı birlikte yürüttüler. Bilimdili sitesi, “Türkçe Bir Bilim Dilidir.” başlığı ile okurlarına sesleniyor ve bu doğrultuda bilimsel metinleri, en yalın bir dille insanlara aktarmaya çalışıyor.

Çalıştay programının düzenleyicisi arkeolog Sergen Çirkin, Sibirya’da gerçekleştirilen son kazılar hakkındaki bildirisini sunarak çalıştayı başlattı. Arkeolog Prof. Dr. Yücel Şenyurt, Kazakistan Altaylarında katıldığı kurgan kazıları hakkında güncel verileri paylaştı. Antropolog Prof. Dr. Okşan Başoğlu ve etnolog Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu ise kabile kültürleri ve ulusun oluşumu gibi sorunlar üstünde durdular.

Türkçe’nin Yaşı ve Sümerce

Türkologlar Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Doç. Dr. Feyzi Ersoy ve Saffet Yılmaz, bir Altay dili olan Türkçenin yaşı sorununu irdelediler. Ayrıca “Türkçe’nin Sümerce ile ilişkisi” gibi çok tartışmalı konular da, doğrudan Sümeroloji profesörlerinin görüşleri dinlenerek aydınlatılmaya çalışıldı.

Sümerologlar Prof. Dr. Cahit Günbattı ve Prof. Dr. İrfan Albayrak, Türkçe ve Sümerce yazılı metinler arasında uçurum sayılabilecek bir zaman farkı (Yaklaşık 2500 yıl) olduğuna dikkat çektiler. Sümercenin yapısal bakımdan Altay dilleri ile benzer olduğu, ancak iki dil arasındaki sözcük benzerlikleri üzerinden bir sonuca varılamayacağı açıklandı. Sümerce bir sözcüğün bazen onlarca anlama karşılık geldiği ve bu durumun çok yanıltıcı olabileceği belirtildi. Üstelik Sümerce olduğu sanılan kimi sözcüklerin, onlardan daha eski yerel Mezopotamya dillerinde olduğu ve Sümerler ile bir ilgisi bulunmadığı, bu nedenle sözcüklerin benzerliğinden çok, dil bilgisine yönelmek gerektiği vurgulandı.

Türko-Moğol halkların en erken yazılı kayıtlarını içeren Çin belgeleri hakkında Sinologlar (Çin bilimci) Doç. Dr. Gürhan Kırilen ve Gökçen Kapusuzoğlu, eski Çince belgeleri değerlendirerek görüşlerini belirttiler. Hungarolog (Macar bilimci) Doç. Dr. Erdal Çoban, Altay dillerinin Ural dilleri ile olan bağları konusunu açıkladı. Genel Türk tarihinden Prof. Dr. Erkin Ekrem, Prof. Dr. Konuralp Ercilasun ve Mustafa Gazel ise tarihsel veriler üzerinden bir değerlendirmede bulundular.

Yaklaşık beş saatlik bir tartışmanın ardından yeni bir program oluşturularak daha kapsamlı ikinci bir çalıştayın hazırlıklarına başlanıldı. İlk etkinliği, Sayın Yüksel Erimtan ve Sayın Yunus Emre Aksu desteklediler. Çalıştay anlarını yazarımız İlteriş Umur Budak fotoğrafladı.

Çalıştay Fotoğrafları

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.