Antropoloji Canlı Bilimi DÜŞÜNCE

İnsan, Kültür ve Homo Economicus

İnsan, ‘homo’ türüne dahil olan geçmişten günümüze var oluşunu devam ettiren tek canlıdır. Bu sebeple dünya üzerinde yaşayan en önemli canlı olarak kabul edilir. İnsanoğlunun yaratılışı ve evrimi üzerine birçok teori bulunmaktadır. Lakin bildiğimiz kadarıyla insanın atası 2,5 milyon yıl önce evrilmiştir.

Bu tablo dünyanın 24 saat baz alınarak oluşturulan oluşum tablosu olarak geçmekte. Dünyanın oluşumu esnasında insanoğlunun oluştuğu an önemli midir? Yahut ne kadar önemlidir? Tartışılır. Fakat insanın varlığı kadar varlık kattıkları da iz bırakır. Dünya üzerinde arz talep içinde üreten ve tüketen bir varlık olan insan, kültürü oluştururken doğayı işler. Bu işleyiş soyut ve somut bulguları oluşturur. Bu bulgular, insanın kültürü yaratması üzerine yöneltilen sorulara cevap bulmaya yardımcı olma niteliğindedir. İnsanın doğaya karşı yaşama savaşı verirken oluşturduğu ‘ektiği’ olgular, içinde bulunduğu toplumun üst ve alt kültürünü besler.

Siyasi ve iktisadi doktrinler temelde davranış teorileridir. Toplumsal ve kültürel fenomeni yakalamaya çalışan kuramlardan biri determinizmdir. Determinizm, belirlenmiş olayların gelişme kesinliğini savunur. Deterministlere göre insan ‘Homo Economicus’dur. Homo economicus, ‘rasyonel davranan insan’ anlamını karşılar. İnsanın ekonomik düşünen bir varlık olduğunu ifade eder. Oysa insan, çoğu zaman bireysel değil toplumsal yaklaşım göstermektedir ki sözlü kültür insanı olan Doğu toplumları buna güzel bir örnektir.

Yukarıdaki tanımlamadan sonra akıllara şu soru gelmekte: Peki ya ilkel toplum? İlkel toplumlarda ekonomik yeterlilik bulunmamaktadır. Jung, bireylerin hem kendi hayatlarında hem de kendi aralarında belirli bir kişilik kalıbında oluşmadıklarını söyler. İnsan her zaman rasyonel varlık olma özelliğini korumamaktadır. Rasyonellik çoğu zaman rekabet ortamında kendini göstermektedir.

Eski Türkler, Potlaç geleneğinin ritüelini gerçekleştirirken, çaba ve emek göstererek sahip olduğu eşyalarından olur. Burada toplumun sözlü hukuk kuralları devreye girmektedir. Ege bölgesinde köylüler üretim amacıyla haftalarca topladıkları bitki köklerinin keçi ve koyun sürüsü tarafından yenildiğini görürler. Yani ‘Homo Economicus’ etkisini yitirir. Böylece kültür bağlamında ‘ekonomik ve akılcı insan’ kavramına kuşku ile bakılmalıdır.

Kaynakça

1. Baloğlu, Filiz (2002), Ekonomik Olaylara Sosyolojik Yaklaşım, İktisat’ın Dama Tasları Ekoller-Kavramlar İz Bırakanlar III, Kurtiş Matbaacılık, İstanbul.

2. Jung, C.G; (1982), Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi, Birinci Baskı, (Çev.) Engin Büyükinal, Onur Basımevi, İstanbul.

3. Tezcan, Mahmut (2008) Kültürel Antropoloji, Maya Akademi Yayınları, Ankara.