ARKEOLOJİ & TARİH TOPLUM

Günümüz Macar Turancılığı

Yazar: Saffet Alp YILMAZ[1] & Erdinç TUNÇBİLEK[2]

Özet

19.yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve 20. yüzyılın ilk yarısında altın çağını yaşayan Macar Turancılık fikri büyük ölçüde yol kat etmiştir. Turancılık ideolojisi ilk başlarda Macarların kendi kimliklerini, eski tarihlerini arama ve doğudaki akrabalarını bulma düşüncesiyle doğmuştur. Macar Turancılığının doğuşunda ve yayılmasında bu tanımlama üzerinde durulmuştur: Turancılık veya Turan idealine göre Turan halkları kan veya kültürel akrabalık gibi çeşitli yönlerden birleştirmeyi hedefleyen entelektüel ve elit bir hareket olarak doğmuş ve ilerleme kaydetmiştir. Macar Turancılığı günümüze kadar farklı evrelerden geçerek gelmiştir. Turancılık her ne kadar Sovyet işgali sonrası sessizliğe gömülse de Sovyet sonrası gerek siyasal gerekse kültürel ve bilimsel çalışmalarla yeniden şekillenmeye başlamıştır. Araştırmamızda günümüz Macar Turancılığını şekillendiren siyasî ve kültürel hareketler üzerinde durulacaktır.

Giriş

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1700’lerden sonra Macaristan’dan çekilmesiyle birlikte bölgeye Habsburgların hâkim olması, Macarların millî bir bilinç oluşturmasına sebep olmuştur. Bu durum Macarların Avrupa’da yaşayan diğer gruplarla ve komşularıyla benzer bir dili konuşmadıklarını fark ederek köklerini aramaya itmiştir. 19. yüzyıl bir dizi ideolojik hareketlerin doğuşuna sahne olmuştur. Bu ideolojik hareketlenmeler Macar Turancılığını da etkilemiştir. Pan-Slavcılık ve Pan-Cermencilik akımlarına karşı doğal bir tepki olarak Macar Turancılığı da ilerleme kaydetmiştir.

Macarlar, Batı’ya ait olmadıklarını fark edip kendi tarihlerini ve nereden gelmiş olabileceklerini araştırmak için doğuya yönelmişlerdir. Kafkaslar, Türkistan ve Tibet hatta Çin’de bile aramışlardır. Bu araştırmaların sonucunda Türk kökenli halklarla, dilde, kültürde, yaşam tarzında, folklorik ögelerde birçok ortak değerler bulduktan sonra Türk kimliği üzerine yoğunlaşmışlar ve bu araştırmalar doğrultusunda hız kazanmıştır.

Araştırmaların öncüsü ve sonra da lideri olacak olan Ármin Vámbéry, yıllarca araştırmalar yaparak Türk dünyası akrabalığı tezini ortaya atmıştır. Tezini bilimsel kanıtlarla altını desteklemiş olsa da karşısına Macaristan’a hâkim olan yönetimin eseri olan ve bir tür Batı açılımı sayılabilecek siyasî bir akım olan Fin-Ugor teorisi ile durdurulmaya çalışılmıştır. Ármin Vámbéry, Macar bilim camiasında çok büyük ölçüde destek görür. Bunlardan bazıları János Arany Ferenc Pulszky gibi etkin konumdaki bilim insanlarıdır. Zaman içinde bu iddiaya destek olanlar olduğu kadar karşıt görüşte olan araştırmacılar da az sayıda değildir.  Macar Turancı aydınlar ile Fin-Ugor teorisi destekçileri arasında her anlamda mücadele başlamıştır. Bu sürece Türk-Ugor savaşları denmektedir. Macar Turancılığı bu noktadan sonra sadece nereden geldik sorusuna cevap aramakla değil, nereden gelmedik sorusuna da cevap vermek yükümlülüğü altına girmiştir. Bu durumun oluşmasının büyük sebebi ise Habsburg hanedanlığının Osmanlı sonrası uyguladığı baskı ve asimilasyon politikaları olmuştur. Hükûmetin desteklediği Fin-Ugor görüşü, aynı zamanda halkı ikna edip onları inandırmaya çalışacak aynı zamanda, kendi yarattığı (ör: balıkçı ve avcı iken neden Türkler gibi yaşamaya başladık vb.) sorunları ve çarpıklıkları da çözmek zorunda kalacaktır.

Macar Turancılık fikri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra komünizmin uyguladığı yasaklamalarla birlikte sessizliğe gömülmüştür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kızıl Ordu’nun Macaristan’ı işgal etmesiyle birlikte Macar Turancıları hükümet tarafından dağıtılır. Turancı kurumlar ile yeni yayınlar yasaklandı ve eskilere el konulur. Turancı harekete dönük karalama kampanyaları faşist bir ideoloji olarak tasvir edildi ve dışlanır. Resmî yasak 1989’da Sovyetler Birliği’nin çöküşüne kadar sürer.

Günümüzde ise neredeyse yarım asırdır yasaklı olan bu düşünce, Sovyet Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını kazanması ile birlikte yeni bir oluşum sergilemiş ve siyasî, kültürel olarak büyük kitlelere ulaşacak yeni yollar bularak yükselen bir ivme ile yeni bir boyut kazanmıştır. Araştırmamız günümüz Macar Turancılığının izlediği yollar ve yayılmacı politikaları üzerinde durmaktadır.

19.yüzyılda Macar Turancılığı, hem Macarların bulundukları baskıcı zorlu siyasi koşullarda özgüven arayışı hem de Asya’daki, Türk Dünyası’nın lideri olabilme fikirleri üzerine kurulmuştur. Günümüzde de bu görüş çok da fazla değişmiş değildir. Fakat biçim değişmeleri ortaya çıkmıştır. Yeni arkeolojik bulgular, genetik çalışmalar ve antropoloji gibi doğa bilimlerinin etkisiyle, Turancılık kendisine yeni dayanak noktaları bulmuştur.

Jobbik Partisi ve Macar Turan Vakfı

Günümüz Macar Turancılığında iki oluşum ön plana çıkar. Siyasî alanda Jobbik Partisi ve lideri Gabor Vona, kültürel ve bilimsel alanda Macar Turan Vakfı ve başkanı András Zsolt Bíró’dur. Macar Turan Vakfı, Hun Türk Kurultayı olarak bilenen görsel açıdan güçlü etkinliklerle ve ve geniş katılımlı yapısıyla Türk dünyasında popülerlik kazanmıştır. Vakıf, 2010 yılında eskiden kurulup kapanmış olan vakıf adını alarak kurulmuştur. Bu yeni vakfın temellerini András Zsolt Bíró adlı Macar Antropolog ve Biyolog (aynı zamanda Doğa Bilimleri Müzesi araştırmacısı) Kazakistan’daki düzenlenmiş olan bir keşif gezisi sonrasında atmıştır.

Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde Perestroyka (Yeniden Yapılanma) ve Glasnost (Şeffaflık) başlayan Macarların köklerini arama faaliyetleri yeniden başlamıştır. Fakat bu durum kısa süreli olmuştur. Bu amaçla devam edilmesine izin verilmeyen bir araştırmayı devam ettirmek için András Zsolt Bíró ve beraberinde olan bilim insanlarından oluşan bir ekip 2006 yılında Kazakistan’ın Torgay Bölgesi’ne gitmiştir. Günümüzde sadece 2000 kişi kalmış olan Madjar isimli köylerden ve orada Madjar boyuna mensup bireylerden alınan genetik (DNA) örnekleri toplayarak analiz etmiştir. Macar dil bilimciler, Madjar adının sadece tesadüften ibaret olduğunu ve başka bir ismin kısaltılmış hâli olduğunu, hiçbir tarihî veya genetik bağın olamayacağını iddia ederlerken, bu araştırma Kazakistan sınırları içinde varlığını devam ettiren Madjar boyu ve Karpat Havzası Macarları arasında sadece isim benzerliği olmadığını aynı zamanda genetik bağlarının da ortak olduğunu kanıtlamıştır.[3]

2007 yılında Macar ve Madjar buluşması yapılarak “Macar Boylar Toplantısı” (Magyar Törzsi Gyülés) adında bir kutlama düzenlendi. Bu küçük toplantıya András Zsolt Bíró önderliğinde bir Macar heyet de katıldı. Bu küçük toplantı Macar-Madjar Kurultayı olarak isimlendirildi. Bu küçük kurultay Kazakistan’ın Torgay Bölgesi’nde yer alan Sarikop Gölü sınırında bulunan Saga şehri sınırları içinde gerçekleşmiştir. Bu toplantıda at yarışları, güreş, kök börü ve ok atışları gibi göçebe sporları yer aldı. Ayrıca Macar Gelenek Yaşatıcıları’nın gösterileri de büyük ilgi topladı. Kutlamalar vesilesiyle halkın bağışları ile toplanan meblağ ile Madjarların atası sayılan Madjar Baba adına yapılan bir caminin de açılışı yapıldı.

Araştırma sonuçları “American Journal of Pysical Anthropology” dergisinde yayımlandı. Bu araştırmaların sonucunda 2008 yılında András Zsolt Bíró, Kazakistan Kültür Bakanı Yermukhamet YERTİSBAYEV’den devlet nişanı alarak ödüllendirildi. [4]

Araştırma ekibi Macaristan’a döndükten sonra bu ideolojinin Macaristan’da kültürel ve politik eksikliğinin farkına varmıştır. 2010 yılında Macar Turan Vakfı’nın kuruluşu gerçekleşmiştir. Diğer yandan her anlamda güçlenen Gábor Vona (Macar tarihçi ve siyasetçi)’nın önderliğinde Jobbik adlı parti de Macaristan siyasetinde yer edinmeye başlamıştır. Macarcada Jobbik sözcüğünün anlamı “en sağdaki ve daha iyi” gibi anlamlara gelmektedir. Jobbik partisinin sloganı ise Jobbik Magyarországért Mozgalom “Daha İyi Bir Macaristan İçin” olarak belirlemiştir (Duran, A. & Çalık Orhun, F. 2019).

Macar Turan Vakfı, kültürel ve bilimsel çalışmalar üzerine yoğunlaşırken, Jobbik partisi de siyasî konulara yönelmiştir. Bu iki kurumun da yer edindiği ve beslendiği kaynaklar Turancılık fikri üzerine kurgulanmıştır.

Jobbik Partisi, ülke içinde örgütlenmesi ve hızlı yükselişine rağmen zamanla yalnız kalmış, hem içeride hükûmete karşı hem dışarıda AB’ye karşı olarak ekonomik desteklerini kaybetmiştir. Macaristan jeopolitiğinde yer bulmakta zorlanarak kendi çizgisinden ödün vermek zorunda kalmış, daha sonra ise kendi tabanını kaybederek zayıflamıştır. Bu süreç 2018 yılındaki seçimlerin kaybedilmesinin ardından başkanı Gabor Vona’nın istifası ile sonlanmıştır. Jobbik partisinin bu süreç içerisinde hızla güçlenmesinde, Macar halkının öz kimlik arayışında onların duygularını yansıtması gelmektedir. Jobbik partisi, Suriyeli göçmenlere karşı gelerek Macarların Macarlığını koruma yönündeki bu söylemlerle çok popüler hâle gelmiş olsa da bu rolü de daha sonra hükûmete kaptırmıştır.

Macar Turan Vakfı ise bu olayları dışarıdan izleyerek kutuplaşma yaratacak, özellikle hedefini Türklerle yakınlaşmayı engelleyen konulara uzak kalmayı tercih etmektedir. Özellikle siyaset ve din gibi, iç ve dış işlerinde ayrılık getirecek konulardan uzak kalarak kültür, sanat, bilim ve etkinlikler gibi birleştirici unsurlara yakın duracak bir politika izlemektedir.

Viktor Orbán ve Hükûmeti

Macar Turancılığının hızlı bir şekilde yükselişe Macar hükûmeti de çöküşte olan Avrupa ekonomisini de göz önünde bulundurarak yeni kaynaklar aramakta, bu sebepten kültürel ve ekonomik açılım olarak “Yeniden Doğu Açılımı” başlamıştır. Macar hükûmeti, Doğu Açılımı bağlamında Doğu üzerindeki etkisini artırmak için son zamanlarda Türk Dünyası ülkelerine daha fazla ilgi göstermiştir. Bu anlamda Macaristan’ın Türk Dünyası ile hem kültürel hem de ekonomik bağlarına dayanan Türk Dünyası Açılımı, Macaristan’ın Doğu Açılımının önemli bir parçası hâline gelmiştir.[5] Macar hükûmeti de milliyetçi bir yapıya sahip olmakla birlikte Avrupa’nın kaynaklarının bittiğinin farkında olarak, jeopolitik avantajını masaya koyarak güçlenen Türk devletlerinin yanında yer almayı tercih etmektedir.[6] Macar hükûmeti 2018’de Kırgızistan’da gerçekleştirilen Türk Konseyi’ne gözlemci olarak katılmıştır.

Macaristan’ın “Doğu Açılımı” politikası Türk Dünyası üzerine şekillenmektedir.   Macaristan, Türkiye’nin daveti üzerine Türk Devletleri’nin başkanlarının katıldığı Türk Konseyi’nin 6. Zirve Toplantısı’na iştirak etmiştir. 3 Eylül 2018 tarihinde Kırgız Cumhuriyeti’nde düzenlenmiş olan Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi’ne Macaristan Başbakanı Viktor Orbán da katılmıştır. Orbán, 6. Zirve’de Macar kimliği ve kökeni üzerine bir konuşma gerçekleşmiştir: “Macarca, Türk dilleriyle akrabalığı olan özgün bir dildir. Bizler daha da batıya göç ederek Hristiyanlık dinini aldık. Bizler, Hun-Türk köklerine sahip ve Attila’nın torunları olan Batı’daki Hristiyan bir halkız. Türk kimliğine sahip ülkelerle iş birliğinin geliştirilmesini de destekliyoruz.” [7] Ayrıca Orbán, 3 Eylül 2018 yılında basına verdiği açıklamada bir zamanlar Macaristan’ın Avrupa’nın en batıdaki doğu halkı olduğunu söylemenin bir hakaret olarak düşünüldüğü dönemler olduğunu belirtti. Ancak şimdi Türk ülkelerinin ilgi çekici başarıları ekonomik ve siyasî gelişimi, Macarları Doğu halkı olarak adlandırmanın bir tür övgü olduğu anlamına geldiğini açıklamıştır. Macar Hükümeti, eski dünya düzeninin -sermaye ve bilginin ucuz emek arayışında Batı’dan Doğu’ya aktığı dogmasıyla- sona erdiğini belirterek yönünü Doğu’ya çevirmiştir. Orbán, yeni dünya düzeninin temelde Doğu’nun yükselen devletlerinin gelişimi tarafından belirlendiğine dikkat çekerek Macaristan’ın Türk Konseyi ile daha da yakın bir iş birliği arayışında olduğunu belirtmişti. Macar dış politikasında giderek daha önemli bir rol oynayan Konsey üye devletleri Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan ile ilişkilerin birkaç yıldır stratejik ortaklık düzeyinde olan Macaristan’ın yeni hedefleri, Kırgızistan ve Özbekistan’dır. Ayrıca, halklar arası yakınlaşmanın önemli bir faktörü olan eğitim alanında Türk dili konuşan altı ülkeden öğrencilere Macaristan’da eğitim görmeleri için 595 devlet bursu sağlandığı ve gelecekte bu sayının artacağı vurgulanmıştır.[8]

Orbán, Macar Turan Vakfı’nın düzenlemiş olduğu Hun Türk Kurultayı’na atıfta bulunarak Hun Türk halklarının Kurultay’da temsil edildiğini dile getirmiştir. [3] Türk Konseyi VI. Zirve Toplantısı “Gençlik ve Spor” temasıyla Kırgızistan’da düzenlenmiştir. Zirvede Macaristan gözlemci üye olarak Türk Konseyi’ne katılmıştır.  Akabinde 19 Eylül 2019 tarihinde Türk Konseyi’nin Budapeşte’deki Avrupa Temsilcilik Ofisinin açılışı gerçekleştirilmiştir.

Türk Konseyi, Türk Dünyası’ndaki ticarî etkileşimin artması yönünde çalışmalar sürdürmektedir. Bu kapsamda 14 Ekim 2019 tarihinde Bakü’de Türk Konseyi Ortak Ticaret ve Sanayi Odası tarafından İş Forumu düzenlenmiştir. Bakü’de düzenlenen İş Forumu’nda Macaristan ve Özbekistan da Türk Konseyi Ortak Ticaret ve Sanayi Odası’na üye olmuştur. [9] Ayrıyeten, Macar Devleti, komşu ülkelerle Hıristiyan demokrat kimliğine dayanan V4 Ülkeleri Birliği’ni kurmanın yanı sıra, tarihi bağlarına dayanan Türk Konseyi gibi oluşumlara da katılmaktadır.

Sonuç

Günümüz Macar Turancılığı, bu özlemle Turancılık fikrini ilk öne sürenlerden olmanın verdiği güvene, neredeyse 250 yıllık araştırmalarına ve Hun Türk Kurultayı gibi etkinliklerle günümüzde de ulaştığı popülerliğe dayanarak, Avrupalılaşmış olmanın kazandırdığı disiplin ve metotlar sayesinde en iyi olmaya çalışmak için gayret ederek, Türk dünyasının yükselen değeri olma yolundadır. Avrupa’nın ortasında, yalnız kalan ve yönünü Doğu’ya çevirmeye çalışan Macarlar, Doğu’daki kardeşleri tarafından beğenilerek desteklenmektedir. Macar Turan Vakfı’nın gerçekleştirmiş olduğu kültürel ve bilimsel çalışmalar, siyasî alanda da hareketlenmeleri kolaylaştırmakta ve devletleri birbirine yakınlaştırmakta rol oynamaktadır.

Kaynakça

DURAN, A. & Çalık ORHUN, F. (2019). Hungarians, Hungary and Turanism. History Studies, 11/2, s. 557-571

Prime Minister Viktor Orbán’s speech at the 6th Summit of the Cooperation Council of Turkic-speaking States http://www.miniszterelnok.hu/prime-minister-viktor-orbans-speech-at-the-6th-summit-of-the-cooperation-council-of-turkic-speaking-states/ (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

Macaristan’ın Doğu Açılımı: Türkiye ve Türk Dünyası ile Gelişen İlişkiler https://ankasam.org/macaristanin-dogu-acilimi-turkiye-ve-turk-dunyasi-ile-gelisen-iliskiler/ (Erişim Tarihi: 23.11.2020)

TÜRK KONSEYİ (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi ) http://www.mfa.gov.tr/turk-konseyi.tr.mfa (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

Macaristan’ın Türk Dünyası İle Büyüyen İlişkileri https://www.fomoso.org/en/opinions/blog-en/hungarys-growing-relationship-with-the-turkic-world/ (Erişim Tarihi: 03.12.2020)

Macar-Türk İşbirliğinde Yeni Bir Sayfa Açmaya Hazır http://www.miniszterelnok.hu/hungary-is-ready-for-the-opening-of-a-new-chapter-in-hungarian-turkic-cooperation/ (Erişim Tarihi: 03.12.2020)

http://kurultaj.hu/ (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

[1] Doktora Öğrencisi, Azerbaycan İlimler Akademisi, Türk Dilleri Bölümü, Bakü / Azerbaycan. E-posta: saffetalp@gmail.com ORCİD: 0000-0002-7627-8522.

[2]  Lisans Son Sınıf Öğrencisi, Eötvös Loránd Üniversitesi, Filoloji Bölümü,  Budapeşte / Macaristan. E-posta: erdinctuncbilek@gmail.com.

[3] A.Z. Bíró  A. Zalán  A. Völgyi  H. Pamjav (2009). A Y‐chromosomal comparison of the Madjars (Kazakhstan) and the Magyars (Hungary), American Journal Of Physical Anthropology.

[4] http://kurultaj.hu/ (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

[5]https://www.fomoso.org/en/opinions/blog-en/hungarys-growing-relationship-with-the-turkic-world/ (Erişim Tarihi: 01.12.2020)

[6]https://ankasam.org/macaristanin-dogu-acilimi-turkiye-ve-turk-dunyasi-ile-gelisen-iliskiler/ (Erişim Tarihi: 23.11.2020)

[7]http://www.miniszterelnok.hu/prime-minister-viktor-orbans-speech-at-the-6th-summit-of-the-cooperation-council-of-turkic-speaking-states/ (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

[8]http://www.miniszterelnok.hu/hungary-is-ready-for-the-opening-of-a-new-chapter-in-hungarian-turkic-cooperation/ (Erişim Tarihi: 03.12.2020)

[9] http://www.mfa.gov.tr/turk-konseyi.tr.mfa (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

Not: Bu bildiri “21. Yüzyılda Türkçülüğün Güncel Meseleleri” adlı çalıştayda sunulmuştur.

Saffet Alp Yılmaz

Doktora Öğrencisi, Azerbaycan İlimler Akademisi, Baku / Azerbaycan. saffetalp@gmail.com

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...