Sosyoloji Tarih

Eski Türklerin Kayıp İlahî Silahı: Yada Taşı

Öncelikle tüm Bilimdili ailesine ve okurlarına selam ederim. Bu yazımda İskitlerden günümüz yakın tarihine kadar kullanıldığı düşünülen Yada taşı hakkında yeni bilgiler ışığında değerlendirmelerde bulunacağım.

Türklerin tarihi savaşlarla geçmiştir. Hunlardan Kök Türklere, Kök Türklerden Uygur Kaganlığına bu sürekli devam etmiştir. Bu savaşlar insanoğlunun aletleri kullanmaya başlamasıyla ve demiri işlemesiyle birlikte  kılıç, ok, bıçak; ilerleyen tarihlerde ise patlamalı silahlarla gerçekleştirilmiştir. Fakat bunların yanında Eski Türklerden itibaren kullandığına inanılan ilahî menşeli gizemli bir silah daha vardır: Yada Taşı.

Yada Taşı ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. İlk olarak İslam müelliflerine göre Hz. Nuh Peygamber Türkistan’ı oğlu Yafes’e verdiği zaman o bu kurak ülkeyle ne yapacağını sorar. Babası da oğluna yağmur yağdırma kudretini bahşeder ve üzerinde dua ( İsm-i Azam) yazılı olan bir taş verir; ihtiyaç halinde bu yazılı taş ile Allah’a dua edilerek yağmur yağdırılırdı. Buna ‘’Yada taşı’’ adı verilirdi.1

Yada taşı Çin, İslam ve Hristiyan kaynaklarında da geçmektedir.

Elimizde bulunan en eski kaynaklardan biri olan Divan-u Lügati’t Türk’ te Kaşgarlı Mahmut Yada taşını şöyle ifade eder: “Bir türlü kamlık(kahinliktir). Belli başlı taşlarla (yada taşı ile) yapılır. Böylelikle yağmur ve kar yağdırılır; rüzgar estirilir. Bu, Türkler arasında tanınmış bir şeydir. Ben bunu Yağma ülkesinde gözümle gördüm. Orada bir yangın olmuştu, mevsim yaz idi; bu suretle kar yağdırılırdı ve Ulu Tanrı’nın izniyle yangın söndürüldü.”2 

Altay’daki Koş-Agaç bölgesinde Jada-Taş olarak bilinen bu taş yağmur üreten olarak bilinir. Türk ve Moğol halkları arasında iyi bilinen hava olaylarını yönlendirmede önemli bir taştır.  Moğolca ve Türkçe konuşan halklar arasında bu taşın adı şu şekildedir: yada / jada / sata / zadu ( Kalmıklar (zada), Moğollar (dzada), Yakutlar (sata), Altaylar (jada).

Kırgız Sözlüğü’nde bu taş caytaş “Güya koyun işkembesinde bulunan ve yağmur yağdırma hassasına malik olan küçük taş” denilmektedir.3

Bu Yada Taşını kullananlar Şamanlar olarak bilinmektedir.

Her Şaman’ın genel güçlerinin yanında uzmanlaştığı özel bir gücü vardır. Yadacılığı seçen şamanlar da yada taşı ile yağmur veya kar yağdırma gücüne sahiptir. Bir savaş aleti olarakta kullanabiliyorlardı.  Yadacılığı seçmek isteyen şamanlardan bunun karşılığında (çoğunluk kadın) doğurganlıklarından vazgeçme ve ömür boyu bekar kalma gibi fedakarlık beklenir.

Yada taşı kristal taş olarak da bilinir doğada kendiliğinden oluşan doğal bir maddedir. Şamanlara göre yada taşının kontrolü güçtür bu sebeple bu taşları gücünü zayıflatmak, kontrol altında tutmak için genellikle üstlerinde deri çantalarda taşırlardı.

Kimi araştırmacılara göre bugün her yaştan insanın tanıdığı Ayaz Ata geçmişte yadacılık yapan oldukça güçlü bir şamandı. Elindeki asasının ucunda kristal taşlar yani yada taşları vardı ve bu taşlar güçlü yağış biçimi olan kar ve fırtınayı getirmekteydi.4

TDK sözlüğünde de bunlara yakın bir anlamı olan Yada taşının Türklerde kuraklığı engellemek, savaşlarda kendilerine güç katmak gibi amaçlar ile kullanıldığı düşünülmektedir. Hunların düşmanlarına karşı yağmur, dolu, kar; fırtına ,rüzgar gibi doğa olaylarının gücü sayesinde düşmanlarını yendikleri Batılı kaynaklarca kayıt edilmiştir. Bu konuda Fransız Türkolog Joseph De Guignes V. Asırda kuvvetlenen Avarların bir istilasını Yada taşının gücü sayesinde engellediklerini yazmaktadır. Bu konu ile ilgili en şaşırtıcı örneklerden biri ise Samanî hükümdarının yaşadığı olaydır. Samanî hükümdarı İsmail Bin Ahmed (892-907) esir Türklerin de içinde bulunduğu yirmi bin kişilik bir ordu ile Türklere saldırmak için hazırlığa girişir. Ordu içerisindeki Türkler akrabalarından haber aldıklarını ve yarın Türklerin kamları vasıtasıyla yağmur ve kar yağdıracağını söylerler. Bunun mümkün olamayacağını savunan hükümdar ertesi gün savaş alanında tepesinde biriken bulutlar ve çıkan gök gürültülerinden dolayı atından inerek Allah’a dua eder ve bir yolunu bulup ordan kaçar.

Cüveyni, TÂRÎH-i CİHÂNGÜŞÂ adlı eserinde Buyruk Han’ın Cengiz Han’a karşı bu taşa başvurduğunu kaydetmiştir.5

Yada taşının kullanıldığının düşünüldüğü son savaş ise 18.yy sonlarındaki Osmanlı-Rus Savaşları’dır. Ahmet Öğreten hoca bu savaşlarda Yada taşının kullanıldığını savunmaktadır.

Yada taşı ilerleyen zamanlarda yazılı edebiyatın içine de girmeye başlamıştır. Bunun en güzel örnekleri Altay-Türk masallarından birisi olan ‘’Kara Atlı masalı’’ , ‘’Manas Destanı’’ ve Kazak-Kırgızların ‘’Er Gökçe’’ destanıdır.

Sonuç olarak örneklerde de görüldüğü üzere Türk savaş tarihinde kullanıldığına hem doğulu hem de batılı kaynaklarca inanılan bir Yada taşı mevcuttur. Bu taş sayesinde Türkler hem düşmanlarına karşı bir avantaj sağlamış hem de kuraklık zamanlarında susuzluğu gidermek için bu taşa başvurulmuştur.

Yazar: Serkan Yüksel 

Kaynaklar

1-   Turan, O. (2019). Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, İstanbul: Ötüken.

2-    K.K.Yudahin (1994). Kırgız Sölüğü II.,Ankara. 

3-  Kaşkarlı Mahmut (1992). Divan-u Lügati’t Türk III (Tercüme: Besim Altay), Ankara.

4-  https://huan-de-vsad.livejournal.com

5-    Cüveynî – Târîh-i Cihângüşâ