Dil DÜŞÜNCE

Masabaşı Türkoloji

Hollandalı Aktör Johnny de Mol Moğolistan Kazakları arasında

Yazar: Yusufhan GÜZELSOY

Tıp bilimi alanında çalışan bir bilim insanının sürekli olarak kanserin nedenlerinden ve verdiği acılardan bahsettiğini ama bir türlü çözüm önerisi veya çözüme dair bir çabasının olmadığını görürsek muhtemelen şu üç şeyden birini düşünürüz: Birincisi, bu kişi bilim insanı değildir. İkincisi, yaptığı şey bilim değildir. Üçüncüsü, kanser bilimin konusu değildir. Eğer bilim insanı kanserin nedenlerini, kanser sürecini ve kanserin tedavisini araştırıyorsa o zaman tıp bilimine tıp bilimi deriz. Gerisi tıbbın alanına giren herhangi bir konuda konuşmaktan ibaret olur.

Türkoloji bilim olduğuna göre onu da ele alış şeklimiz de böyle olmalıdır. İlminisky’nin Türk dünyasına verdiği zararları konuşmak, gıyabında kendisine ve Çarlık rejimine ateş püskürmek bilim kabul edilebilir mi? İlminisky nasıl bir eğitim almıştır? Neyi amaçlamıştır? Nasıl bir metot geliştirmiş ve sahada nasıl uygulamıştır? Bunun sonuçları üzerine neler söylenebilir? En önemlisi de bugüne yansıyan sonuçlara dair tespit ve çözümler nelerdir?

Bu noktada masanın başından kalkmak ve sahaya inmek gerekiyor. Türkologların görevi “Kazaklar Türk’üm demiyor “demek değildir. Eğer böyle olsaydı, Kazakistan’a giden herhangi bir ilkokul mezununun “Kazaklar Türk’üm demiyor” tespitini bilim saymamız gerekirdi. Türkologların görevi de çözüm üretmektir. Birçok çalışmada İlminisky’nin neler yaptığından, nelere mâl olduğundan bahsedildiğini görüyoruz. Gel gelelim Türkologların görevi bunu kabullenmek, anlatıp geçmek olamaz. Türkolog, bilimlik ölçülere uyarak bu noktada tespit ve çözümlerini sunmak zorundadır. Bunun aksini iddia edenler böyle bir beklentinin Turancılık kaynaklı olduğunu öne sürüp bir zorunluluk hissetmeyebilir. Böyle bir durumda da biz bu zorunluluğun hissedilmeyişini Turancılığa karşı olmaya bağlarız. Neticede yapılan iş bilim olmaktan çıkıp siyasete bağlanır.

Türkoloji çalışan bir kimse, nükleer fizik alanında çalışan bir kimse kadar ne yaptığının bilincinde olmalı, ayrıca öğrendiği her bilgiden dolayı heyecan duymalıdır. Bir Türkolog, sadece tarihle ilgilenmemeli, bilimin diğer alanlarında yapılan çalışmaları da en azından belli bir seviyede takip etmelidir. Evrim biyologları dil üzerine de çalışıyor. Dil bilimi ve Türkoloji adına bu çalışmalardan ne sonuçlar çıkarılabilir? Sosyoloji alanında yapılan çalışmalar bize Türk topluluklarının dil ve edebiyatını incelerken ne gibi faydalar sunabilir? Bu soruların sayısını artırmak mümkündür.

Ülkemizde Türkoloji adına çok ciddi hatalar ve çalışmalar yapılmaktadır. İslam’ın altıncı şartıymış veya aksinin yapılması anayasaya göre vatana ihanetmiş gibi hemen her yerde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü açılmaktadır. Her sene çok sayıda öğrenci almak, çok sayıda mezun vermek kaliteyi düşürür, iş alanıyla ilgili talepleri artırır. Ayrıca bölüm puanlarının birçok yerde oldukça düşük olduğunu gözlemlemek mümkündür. Türk Dili ve Edebiyatı veya Türkoloji bir bilimse puanların bu denli düşük olmasının sebebi nedir? Önemli olduğu için her yerde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü açılıyorsa puanlar neden çoğu yerde bu kadar düşüktür? Bu alana biraz bile ilgi duymadığı için mecburiyetten gelen çok sayıda öğrenci ve dolayısıyla mezun mevcuttur. Fizik, tıp, gök bilimi alanındaki hocalar zannederim mecburiyetten bu alanlara gelen kimselere ders vermek, bunlarla çalışmak istemezdi.

Söz konusu bilim olduğunda idealist yaklaşmak gerekir. Her işte olduğu gibi bu alanda da iş ve yetki ehil olana verilmelidir. Hücre yapısını bilmeyen biyolog neyse Türk dünyasından habersiz Türkolog da odur. Ne yazık ki yıllar önce “Türkmen ne” sorusunu soran mecburen okuyan bir Türkolog adayı ile karşılaşmışlığımız vardır. Bugün artık en azından diziler sayesinde Türkmen’in ne olduğunu öğrendiğini umuyoruz.

Türkolog şunları söyleme hakkına sahip değildir: “Türkçe bozuluyor, böyle kabul edelim.”, “Türkler artık ayrıldı, herkes ayrı bir millet oldu, böyle kabul edelim.”, “Tespit edilen bilgi filânca teorinin dışında kalıyor, onu reddedelim.”

Makale, kitap vb. yayınlarla birlikte yaşadığımız gezegenin her tarafı, kâinatın her bir yanı bilgi madenidir. İşlenmemiş bilgi, işlenmemiş petrol anlamına gelir. Makaleden öğrenilen bilgileri değerlendirmeye almak, sonuçlar ve varsa çözümler ortaya koymak zorundayız. Bizim işimiz maaşımızı alıp geriye yaslanmak değildir. Bilimle meşgûl olduğumuzun bilincinde olmalıyız.

Bölüm ve öğrenci sayısı azaltılırsa ne olur?

-Eğitim ve öğretimde kalite artar.

-Seçicilik yükselir.

-Bilim bilinci artar.

-Bilimlik çalışmaların sayısı artar.

-Türkoloji araştırmaları için -özellikle saha araştırmaları için- ayrılan bütçe artırılır. Sibirya’ya gidip Tuva Türkleri ile ilgili araştırma yapabilmek imkânı kuşkusuz Türkiye’de herhangi bir yerden bu konuda yapılacak çalışmadan daha faydalı olabilecektir.

-En azından belli bir not ortalamasına sahip öğrencilerin bir veya iki dönem için, örneğin, Türkistan’a gönderilerek lehçe öğrenmesi sağlanabilecektir.

Lehçe öğreniminin ne kadar önemli olduğunu yeterince kavramış değiliz. Öyle zannediyoruz ki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2008 yılından beri basın sözcülüğünü yapan Dmitri Peskov’a lâzım olan lehçeler, bizim ülkemizdeki Türkologların birçoğuna lüzumlu görünmemektedir. ABD’li bir diplomata lâzım olan Türk dünyası bilgisi bize de lâzımdır. Biz ise ayrılığın derinleşmesini önlemek yerine daha da katkı sunuyoruz. Bunu ideolojik olarak bilinçli yapanların olduğu inkâr edilemeyecek bir şeydir. Bu türden inkârcıları Türk’e ait olan herhangi bir şeyi aklın ve bilimin dışında başka milletlere bağlama hastalığından tanımaktayız.

Manas Destanı’ndan Türk’ün sansürlenerek çıkarıldığını biliyor muyuz? Belek Soltonoyev’in “Kızıl Kırgız Tarihi” kitabının giriş cümlelerinde Türk’ün nasıl anlatıldığından haberdar mıyız? Bu soruların cevabı her şeyi yozlaştığı gibi kabul etme eğiliminde olanların görüşlerini değiştirir mi?

Bir şeyi es geçmeyelim. Türkoloji, zevklerin ve renklerin tartışıldığı bir edebiyat kulübü değildir.

 

 

 

 

Yusufhan Güzelsoy

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans Öğrencisi

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...