Atasözleri geniş halk kitlelerinin yüzyıllar boyunca geçirdikleri tecrübe ve bunlara dayanan düşüncelerden doğan ve benimsenen, kimin tarafından söylendikleri belli olmaksızın ağızdan ağıza dolaşan, yol gösterici nitelik kazanmış, az kelime ile çok mana ifade eden kültür unsurlarıdır.[1] Esasında bir Türk halkı olan Sahaların Türkiye Türkleri ile coğrafî olarak birbirlerine çok uzak olmalarına rağmen ortak atasözlerini kullanmaları gayet doğaldır. Bu çalışmanın amacı ise aradaki farklılıktan ziyade 3 bin km’yi aşan mesafeye rağmen Türklerin sözlü kültürlerinde yaşayan atasözlerinin benzerliklerini göstermektir.
S.T.
Atas tuhugar atax tostor. (Arkadaş için ayak kırılır.)
Esasında arkadaşlığın ne kadar önemli olduğunu anlatan bu atasözü, arkadaşlık olgusunun altında hatır ve vefanın önemine dair mesajlar da taşımaktadır. Türkiye Türkçesinde biz bu anlamları karşılaması adına;
T.T
Hatır için çiğ tavuk bile yenir.
Atasözünü kullanıyoruz. Diğer bir deyişle Saha Türkleri bunun önemini vurgulamak için fiziksel bir şekilde vücuda zarar verme örneğini verirlerken Türkiye Türkleri de yenmesi vücuda zarar verebilecek bir ürünün tüketilmesiyle bu anlamı vermişlerdir. Bu atasözünün anlamı TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde ‘’bir kişiyi gücendirmemek için yapılması güç olan şeyleri bile yapmak’’ şeklinde açıklanır.
S.T.
Biir menik süterbitin süüs körsüo bulbat. (Bir yaramazın kaybettiğini kırk akıllı bulamaz.)
Bu atasözü de asılsız bir sözün yanlışlığını ortaya çıkarmak adına birçok kişinin seferber olmasına rağmen, o yanlışlığı düzeltmeye güçlerinin yetemeyebildiği durumları ifade eder. Türkiye Türkçesinde bu anlamı ifade etmek için;
T.T.
Bir deli kuyuya bir taş atar kırk akıllı çıkaramazmış.
Atasözü kullanılır. Bu atasözünün anlamı TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde ‘’bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz` anlamında kullanılan bir söz.’’ şeklinde verilir.
S.T.
Biir beyeñ bert buoluoñ suoğa. ( Tek başına iyi olamazsın.)
Bir işe kalkışılacağı zaman insanın yanında yoldaşı olması gerektiğini, tek başına bir işe kalkışmaktansa yanında bir arkadaşı ile yola çıkması gerektiğini ifade eden bu atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekilde kullanılır;
T.T.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
şeklinde kullanılır. TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde ‘’başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek’’ şeklinde açıklanan bu atasözünün benzer bir şekline Divânu Lugâti’t Türk’ te rastlayabiliriz. Bu atasözü divanda şu şekilde verilmiştir;
Neçe munduz erse éş eḍgü, neçe egri erse yol eḍgü. ( Ne kadar budala olsa da arkadaş iyidir, ne kadar eğri olsa da yol iyidir.)
S.T.
Cebinneex timir üleğe külümüdüür. (Paslı demir işte parıldar.)
Bir kişinin tembelliğe alışmasından dolayı becerilerini kaybedeceğini ve köreleceğini, çalışarak ise daha da gelişebileceğini anlatmak için kullanılan bu atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekildedir;
T.T.
İşleyen demir pas tutmaz/ işleyen demir ışıldar.
Bu atasözünün anlamı ise Atasözü ve Deyimler Sözlüğünde ‘’tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar` anlamında kullanılan bir söz’’ şeklinde verilmiştir.
S.T.
Kihi inniger iini xahıma, beyeñ, tühüöñ (Başkasının kuyusunu kazma, kendin düşersin.)
Kişinin başkası için bir kötülük düşünüp tuzak hazırlamasının iyi bir şey olmadığını, suçsuz insana hazırladığı ve düşündüğü kötülüklere, kişinin elbet maruz kalacağını ifade eden bu atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekilde ifade edilir;
T.T.
Kazdığı kuyuya/ çukura kendisi düşmek. / kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.
Bu cümle TDK Atasözü ve Deyimler Sözlüğünde ‘’başkası için hazırladığı kötülüğe kendi uğramak’’ şeklinde tanımlanır.
S.T.
İkki acırğa ehe biir arğaxxa kıstaabat. ( İki azgın ayı bir inde kışlamaz.)
T.T.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Bu atasözü ise TDK Atasözü ve Deyimler Sözlüğünde ‘’kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz` anlamında kullanılan bir söz.’’ şeklinde tanımlanmıştır.
S.T.
Menigi ataaxtatıma, baskar ıttıa. ( Yaramaza yüz verme başına çıkar.)
Bu atasözünde de herkese iyilik edip şımartmamak gerektiğini, bazı kişilerin bu iyilikleri fırsat bilerek daha fazlasını isteyeceği ifade edilmiştir. Aynı anlamdaki atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekildedir;
T.T.
Yüz verince astarını istemek.
TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde bu cümle ‘’kendisine gösterilen küçük bir ilgiden şımararak geniş yetki elde etmeye, daha çok yarar sağlamaya çalışmak.’’ şeklinde tanımlanmıştır.
S.T.
Siidenen uu baspıkka dılı. (Elek ile su çekmek gibi.)
Bu atasözünde ise boş yere bir iş için çaba sarfetmek ifade edilmek istenmiştir. Eleğin delikli yapısı itibariyle nasıl ki su taşınmaz ise olmayacak bir iş için de çaba sarfetmek gereksiz ve faydasızdır. Bu atasözü Türkiye Türkçesine çok benzer bir şekilde geçmiştir:
T.T.
Kalburla su taşımak.
Saha Türkçesindeki anlamını birebir koruyan bu cümle de TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde ‘’verimsiz, sonuçsuz bir işle uğraşmak.’’ şeklinde tanımlanmıştır.
S.T.
Tuoraabıtı turaax siir, bıralıybıtı bırdax siir. (Yoldan ayrılan adamı karga yer, uzaklaşan adamı böcekler yer.)
Kişinin mensubu olduğu topluluktan uzaklaşıp yalnız kalmasından dolayı başına çeşitli sıkıntılar gelebileceğini ifade eden bir atasözüdür. Bu atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekilde kullanılır:
T.T.
Sürüden ayrılanı kurt kapar.
Bu atasözü de anlam değişmesine uğramadan aynı anlamla kullanılmaya devam etmektedir. TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü bu atasözünü ‘’birlikte olduğu topluluktan ayrılıp kendi başına iş yapma yolunu tutan kimse dayanışmadan yoksun, koruyucusuz, desteksiz kalır ve zarara uğrar` anlamında kullanılan bir söz.’’ şeklinde tanımlar.
S.T.
Törüü ilik oğoğo bihik oñorburka dılı. ( Doğmamış çocuğa beşik yapmak gibi.)
Kişinin bir iş kesinleşmeden önce o işe dair hazırlık yapmaması ve boş hayallere kapılmaması gerektiğini ifade eden bu atasözü Türkiye Türkçesinde şu şekilde ifade edilir:
T.T.
Doğmadık çocuğa don biçilmez.
Bu atasözü de TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde ‘’ele geçeceği, ortaya çıkacağı daha belli olmayan şey için önceden hazırlık yapmak doğru değildir anlamında kullanılan bir söz.’’ şeklinde ifade edilir.
Bu atasözlerinden anlaşıldığı üzere, çok uzun ve eski bir sözlü geleneğe sahip olan Türkler, çeşitli siyasî ve tarihî etkenlerle farklı coğrafyalarda bulunsalar da aslında bu sözlü kültürün ürünlerini hâlâ hayatlarında barındırmaktadırlar. Bunun yanında genel bir kabul olarak ifade etmek gerekir ki kendi kültürüne bağlı olan milletler geleceğe daha emin adımlarla hazırlanmaktadır.
Kaynakça
- Ercilasun, A.B., Akkoyunlu, Z., Divanu Lugati’t Türk, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2018.
- Vasilyev, Y., Kirişçioğlu, M.F., Killi, G., Saha(Yakut) Halk Edebiyatı Örnekleri, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1996.
Online Kaynaklar
- https://sozluk.gov.tr/
[1] Funda Örge Yaşar, Bilgi Toplumu Bağlamında Türk Atasözlerinde ‘’Eğitim’’ ve ‘’Bilgi’’ Kavramları Üzerine Düşünceler, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Çanakkale, c.6, s.19.
Yorumla