Gökbilimciler, Dünya dışı yaşam araştırması sırasında çok önemli bir keşif yaptılar; sıvı halde su bulunan ve dolayısıyla yaşam barındırabilecek Dünya boyutlarında bir dizi gezegen içeren bir güneş sistemi.
Okyanus Gezegenleri
Bugün, Avrupa Güney Gözlemevi ve NASA’daki teleskoplarla çalışan bilim adamları çok önemli yeni bir keşifi açıkladılar: bütün gezegenleri Dünya boyutlarında olan bir yeni güneş sistemi. Ekip, gezegenlerin yoğunluk ölçümlerinin, güneşlerine en yakın altı gezgenin kayalık gezenler olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Ve bu sadece başlangıç.
Bu Dünya benzeri gezegenlerden üç tanesi ise yıldızın yaşanabilir bölgesi üzerinde. Yaşanabilir bölge terimine aşina değilseniz açıklayalım; yaşanabilir bölge terimi gezegenin güneşe olan uzaklığının, üzerindeki suyun sıvı halde bulunabilecek seviyede olması anlamına geliyor. Kendi güneş sistemimizden örnek verecek olursak Merkür güneşe çok yakın olduğu için çok ısınan gezegende su buharlaşıyor ve sıvı formda kalamıyor ya da Neptüne baktığımızda güneşe çok uzak olması sebebiyle su sıvı halini koruyamayarak donuyor. Güneş sistemimizde yaşanabilir bölgede olan iki gezegen var birisi Dünya diğeri ise kızıl gezegen Mars. Marsta bir zamanlar su olduğunu tahmin ediyoruz. Araştırmacılar bu yeni keşfedilen gezegenlerden üçünün tamamiyle okyanuslarla kaplı olabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla üzerinde yaşam formu bulundurma ihtimali oldukça yüksek. Sistemdeki diğer gezegenlerin bir okyanusa sahip olmaları pek olası görünmüyor olsa da, suyun bu gezegenlerde de sıvı halde bulunuyor olma ihtimali var.
Araştırma gurubunun önderi Michaël Gillon ilk defa bu kadar çok Dünya boyutlarında ve sıvı halde su bulunan gezegene sahip bir güneş sistemi keşfedildiğini söyledi ve “Bu inanılmaz bir güneş sistemi, sadece çok fazla gezegen olduğu için değil ama bu gezegenlerin hepsinin Dünyaya yakın boyutlarda olması çok şaşırtıcı.” diye ekledi.
Sistemin Güneşi ( TRAPPIST-1) dünyamızın güneşinin kütle olarak sadece %8’i kadar büyüklükte olan bir cüce yıldız. TRAPPIST-1 gibi cüce yıldızların yaydığı enerji, Güneş’imizinkinden çok daha zayıf, bu yüzden etrafında dönen gezegenlerin güneşlerine çok daha yakın bir yörüngede olmaları gerekiyor ve şanslıyız ki TRAPPIST-1’in etrafında dönen gezegenlerde bunu görebiliyoruz.
Yeni Bir Dünyaya Ulaşmak
Bu yeni keşfettiğimiz güneş sistemi yalnızca 40 ışık yılı uzakta. Kozmik ölçekte baktığımızda bu kapı komşumuz olduğu anlamına geliyor. Tabi ki günümüz teknolojisiyle oraya gitmeye kalkarsak bu yüz milyonlarca yıl alacaktır ama bu keşif dünyanın ötesinde yaşam araştırmaları için çok önemli bir potansiyel teşkil ediyor. Dahası, yarının teknolojisi bizi bu sisteme daha hızlı götürebilir.
Bu yeni keşif ileride yapılacak çalışmalar için anıtsal bir önem taşıyacak. Hubble Uzay Teleskobu halihazırda gezegenlerin çevresindeki atmosferleri araştırmak için kullanılmakta ve araştırmada çalışan bir bilim adamı olan Emmanuël Jehin, gelecekteki teleskopların bu sistemin kalbini gerçekten görmemize izin verebileceğini savunuyor; “ESO’nun Avrupa Aşırı Büyük Teleskopu ve NASA / ESA / CSA’nın James Webb Uzay Teleskobu gibi yaklaşmakta olan teleskop nesli ile yakında su ve belki de bu dünyalardaki yaşam kanıtlarını arayabileceğiz”
Yorumla