Arkeoloji Tarih

Tuna Bulgarlarından Kalan Miras: Madara’daki Kaya Kabartması

Yazar: Muhammed Burak GÜNERİ

Bugün Moğolistan’ın ortalarında kalan Ötüken’den kalkıp o zamanın en büyük devletini kuran ve bir ara Karadeniz kıyılarına inip 576 yılında Bizans’a saldıran Göktürklerin hâkimiyetinin İdil nehrinin batısındaki topraklardan çekilmesinden ve Orta Avrupa’ya hâkim olan Avarların 626 yılındaki başarısız İstanbul kuşatmasında yaşadıkları bozgundan sonra oluşan siyasi güç boşluğunda, bu ikisinin arasında Kafkasya ve Karadeniz’in kuzeyindeki topraklarda yaşayan Bulgarlar (ve kaderlerini onlarla telif eden Ogurlar), Kobrat[1] han önderliğinde 630 yılında Magna Bulgaria (Büyük Bulgar’ya) devletini kurdular.[2] Kobrat (eski Türkçedeki haliyle Kobratmak); toplamak, toplayan, derleyen veya bir araya getiren anlamına gelmektedir. Ayrıca Ogurlar ilk defa Kobrat han zamanında bir araya geldiler ve tek bir devlet altında toplandılar.

Şekil: D. Krandzalov “L’iconographie des reliefs du cavalier thrace et le relief du cavalier sur le rocher de Madara, en Bulgarie du nord-est”

Bulgarlar tarıma dayalı meşguliyetlerinden ve buna bağlı olarak yerleşik hayata daha yatkınlıklarından ötürü zengin ve verimli topraklarda çeşitli sanat eserleri ortaya koymuşlardır. Başlıca üç büyük şehirleri: Preslav, Pliska ve Madara; ihtişamlı yapılar, anıtlar, saraylar, su kanalları, köprüler ve şehirler arası muntazam yolları ile bezenmişti.[3] Bulgarlara ait birçok eser bulunmaktadır. Ancak bunlardan en önemlisi yazımızın da konusunu teşkil eden Madara’da bulunan kaya kabartmasıdır. Bulgaristan’ın Kuzeydoğusunda Madara kasabası yakınlarında bulunan kitâbeli kabartma 80 m. yüksekliğe sahip olup 40 m2 ‘lik bir alanı kaplamaktadır.[4] 23 m.’lik düz kaya üzerine işlenmiş süvari tasviri ve 5 adet Grekçe kitâbe bulunmaktadır.[5] Bunlardan iki tanesi süvari motifinin sağında ve solunda, üçü ise üç kolon üzerine aşağıda bulunmaktadır. Kabartmanın sağ tarafında bulunan kitâbede “Burnu kesik İmparator’a ben, Tanrı tarafından gönderilen Kişin[6] ve atalarım inanmadı” Buradaki ben Tanrı tarafından gönderilen Kişin ifadesi hâkimiyetin Tanrı tarafından verildiğinin göstergesi olarak yorumlanmaktadır. 1. kolon üzerindeki kitâbede “Tanrı tarafından gönderilen cömert Krum Han” kaydı bulunmaktadır. Bu da Kağanın tıpkı Hunlar ve Göktürklerde olduğu gibi Tanrı tarafından gönderildiği inancının Bulgarlarda da var olduğunun bir göstergesidir. 3. kolon üzerindeki kitâbedeki “…ve Tanrı tarafından gönderilen Omurtag Han onun için çok ağladı. Tanrı tarafından gönderilen Tanrıya benzer Balamir Han.”  İfadesi ise Kül Tigin Âbidesinin güney yüzünün giriş satırını “Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kaganı…” hatırlatmaktadır.[7] Madara kabartması 1872 yılında Felix Kanitz tarafından bulunmuştur. Kabartmanın XI Asır Tuna Bulgarlarından kaldığı ve Omurtag Han (814-831) tarafından babası Krum[8] Han (803-814) adına Krum Hânı ebedîleştirmek maksadıyla yaptırdığı söylenmiştir. Türkler ölülerin hatıralarını ve zaferlerini anmak için kitâbe diker ve sanatkârane yapılar inşa ederlerdi. Omurtag Han zamanında Tuna Bulgarları tarihleri boyunca en parlak dönemini geçirmişlerdir. Madara Kaya Kabartması bu çağın hâtırasıdır. Kabartmanın hangi ulusa ait olduğu 1896’dan beri çok tartışılmıştır. Bazı aydınlar eserde İran-Sâsâni tesirinin, bazıları Antik Roma menşeili olduğunun, bazıları da eski Traklara hatta Antik-çağ ürünü olmakla beraber kabartmadaki süvari tasvirinin Bulgar Hânı Sever (721-736) devrinden kaldığını ve eski bir Trak Tanrı’sını temsil ettiğini ileri sürmüşlerdir.[9] Balkanlar’daki bir eserde kaya kabartması geleneğinin Sâsânilere bağlanabileceği ve Antik-çağ ürünü olabileceğinin ortaya atılması tabiî bir durumdur. Ancak kabartmanın Türk-Bulgar sanatı örneklerinden olduğu delilleriyle ortaya konmuştur. Süvari tasvirinin etrafında mevcut Bulgar han adları bulunmaktadır. Bunun dışında 1922’den itibaren 17 yıl boyunca bu konu üzerinde çalışmış olan kabartmayı temizleyip, süvariyi, yanındaki hayvan tasvirlerini ve yazıları kopyalayıp okuyarak büyük zahmetlerle açıklamaya çalışan Geza Fehѐr, kabartmayı Sâsâni ve Grek-Roma eserleri ile karşılaştırmış, farklarını ve şu Türk belgelerini belirtmiştir: 1) Süvari tasviri sol elinde bir bardak tutmaktadır. Türkler ant içme törenlerinde kutsal kap kullanırlardı. 2) Süvari tasviri bir tuğ[10] taşımaktadır. Tuğ Türkler için kutsal sancak olarak kabul edilir. 3) Süvari uzun saçlıdır. Tuna Bulgarlarında hükümdar ailesi mensupları ve idareciler de uzun saçlı idiler. Ayrıca Hunlar, Gök-Türkler, Uygurlar, Avarlar, Hazarlar, Oğuzlar ve Bulgarlara ait belgelere göre Türkler genellikle uzun kesilmiş saçlı ve bıyıklı idiler. Uzun kesilmiş saç “Hun tıraşı” olarak geçmektedir. Avarlarda ve Bulgarlarda Hun tarzı tıraş yaygındı.[11]  4) Süvarinin vakur bir eda ile atın dizginlerinin elinde olup üzerinde konuşlanması. Yani Sâsâniler’de ve Antik-çağ eserlerinde görülen bir av tasvirinin olmaması Türk kültürüne has özellikler olup onu Sâsâni kabartmaları ve Trak Tanrı heykellerinden ayırmaktadır. Bunlara ilaveten kabartmada iki hayvan figürü yer almaktadır. Bir tanesi atın arkasında süvariyi takip eden kurta benzetilen bir kabartma (bu tasvir köpeğe de benzetilmektedir ancak kabartma dikkatli incelenirse hayvanın kurt olduğu anlaşılmaktadır; kafası, kuyruğu ve çene yapısı) ki Türk kültüründe kurt/bozkurt geleneği büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca Tuna Bulgarlarının “kurt” kelimesini şahıs adı olarak kullandıklarını biliyoruz. Bir diğeri ise atın ayakları altında bulunan aslan tasviridir. Aslanın sırtına, ucunda at kuyruğu olan bir kargı saplanmıştır. Bunun mâniası ise bir Bulgar hânının Bizans’a karşı kazandığı zaferi simgeleyen zafer sahnesi olduğu varsayımı en doğru varsayım olarak kabul edilmektedir. Mızrak saplanan aslanın yenilgiye uğrayan düşmanı simgelediği düşünülmektedir.

XI. Asır Türk-Bulgar Âbidesi olan Madara Kabartması üzerinde daha sonraları yapılan çalışmalarda umûmiyetle Feher ile Filow’un görüşleri benimsenmiştir.[12] Kabartma ve etrafındaki kitâbeler gün yüzüne çıktığı günden beri birçok araştırmacının çalışma ve inceleme konusu olmuştur. Özellikle sınırları içerisinde bulunması sebebiyle bugünkü Bulgaristan Devleti’nin siyasi ve ideolojik yapısından dolayı menşei hususunda da çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Anıt, Antik-çağ ürünü ve Trak Tanrı heykeli sanılmışsa da Türk Tuna Bulgar devletinin en önemli yapıtlarından biridir. Türk siyasi, kültür ve sanat tarihi açısından oldukça mühim olan âbide, aynı zamanda VIII-IX asır Doğu Avrupa Tarihimiz bakımından da kendi ana kaynağımız olarak kaşımıza çıkmaktadır.[13]

Kaynakça
Kafesoğlu, İbrahim, 2018, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İstanbul.
Kafesoğlu, İbrahim, 1985, Bulgarların Kökeni, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, Ankara.
Karatay, Osman, 2018, Bulgarlar Yitik bir Türk Kavmi, Ötüken, İstanbul.
Ahmetbeyoğlu, Ali, 1994, Madara Kaya Kabartması ve Kitâbeleri, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, Sayı 35.
Ahmetbeyoğlu, Ali – Şen, Hüseyin, 2018, Eski Türk Dininin Kozmolojisi ve Kozmogonisi, Türk Dünyası Araştırmaları, Cilt: 119, Sayı: 234.
Krandzalov, Dimitr, 1970, Les Reliefs du Cavalier Thrace et la tradition problematique de I’histoire Protobulgare, Byzantion.

[1] Kobrat (Kubrat) ya da Kurt (Kourt) (d. 584 – ö. 638, ancak Kurt’un ölüm tarihi tartışmalıdır.), 632-638 yılları arasında hüküm süren Magna Bulgaria (Büyük Bulgarya) hânı, Bulgar başbuğu. Bulgar Hâkanları listesi’nde: Kourt, Bizans kayıtlarında: Kuvratos, Kobratos, biçimlerinde geçen isimlerin “kurt”tan geldiği görüşleri ileri sürülmektedir.

[2] Karatay, O. Bulgarlar Yitik bir Türk Kavmi, s. 18-19.

[3] Kafesoğlu, İ. Bulgarların Kökeni, s. 52-53.

[4] Ahmetbeyoğlu, A. Madara Kaya Kabartması ve Kitâbeleri, Tarih dergisi, s. 35-36

[5] Kitâbelerin Grekçeden önce Latince ve Yunanca olduğu görüşleri de ileri sürülmüştür.

[6] Kişin, Krum Hânın kardeşidir. Krum handan sonra kısa bir müddet tahta geçmiştir.

[7] Ahmetbeyoğlu A. “Eski Türk Dininin Kozmolojisi ve Kozmogonisi” s. 52-53

[8] Kafesoğlu İ. Türk Millî Kültürü s. 197, “Türkçe Kurum: Kurmak, tesis etmekten veya korumak-tan korum: kale.

[9] Ayr. bkz. D. Krandzalov, Les reliefs du cavalier thrace et la tradition problematique de I’histoire protobulgare, s. 137-151.

[10] Kafesoğlu, İ. Türk Milli Kültürü: “Başında bir demet at veya yaban sığırı kuyruğunun dalgalandığı ve ipek kumaş şeritlerinin asılı olduğu sırık bayrak.” S.274

[11] Kafesoğlu, İ. Türk Milli Kültürü, s. 307.

[12] Ahmetbeyoğlu, A. “Madara Kaya Kabartması ve Kitâbeleri”, Tarih Dergisi, s. 38-39.

[13] Ahmetbeyoğlu, A. “Madara Kaya Kabartması”, Tarih Dergisi, s. 50-51.