DÜŞÜNCE Tarih

Vakıf Serisi-Psikotarih ve Günümüz

Yazar: Murat Samancı

Bilgi çağı olarak adlandırılan yaşadığımız çağda teknolojinin üretimi, var olan teknolojinin geliştirilebilmesi için gerekli olan en önemli araç veridir. Yapay zekâ, sanal gerçeklik gibi teknolojiler doğayı anlayabildiğimiz ya da anlamlandırabildiğimiz ölçüde taklit etme hatta kendi gerçekliğimizi oluşturabilme üzerine kurulu. Bu teknolojik gelişmeler insanın zihninde “Yaşadığımız evren de bir simülasyon mu?” sorusuna sebep oluyor. Günümüzde yaşadığımız dünyanın gerçek olmadığı tıpkı bir bilgisayar programı gibi bir evren olduğu ya da bizim evrenimize benzer ve ya tamamen farklı binlerce evrenin var olduğu (çoklu evrenler teorisi) gibi bilimsel teorileri kanıtlamak üzere çalışmalar yapılmaktadır. Şüphesiz teknolojik gelişme insan evriminin bir sonucu ve devamı.  Tarihte insan ilk var olduğunda doğayla savaşmak zorundaydı. Zaman içerisinde doğa ile birlikte yaşamayı öğrendi. Bir sonraki evreye yani doğaya hükmetme evresine geçmek için her gün daha da çok çabalıyoruz. Hatta bazı komplo teorileri doğaya hükmedebildiğimizi de söylüyor. Aslında bir şekilde tüm dünyaya tüm ekosisteme tam olarak istediğimiz şekilde müdahale edemesek de, insan doğasına ve zihnine etki etme konusunda bir takım önemli ve bence tehlikeli gelişmeler yaşanmakta. İnsan zihnini yönlendirebilmeyi hatta daha da ileri giderek geleceği öngörebilmeyi hatta geleceğe yön verebilmeyi insanoğlu uzun süredir hayal ediyor.

Geleceği öngörebilme isteği, insanın sınır tanımayan bilme dürtüsünün ve bilinmezlikten korkusunun bir sonucu. “Ne olacak” sorusu, gündelik hayatımızdan, devletler arası politikaya, ekonomik yatırımlarımızdan bir futbol müsabakasının sonucuna kadar hayatımızın her alanında bulunan ve zihinleri meşgul eden önemli bir soru. En önemli bilim kurgu yazarlarından Isaac Asımov’un yazdığı 7 kitaptan oluşan VAKIF serisinde “Ne olacak?” sorusuna cevap arayan ve bu cevabı bulabilmek için yeni bir bilim dalı ortaya koyuyor: PSİKOTARİH. Psikotarih, tarihte meydana gelmiş olayların psikolojik arka planlarını araştıran bir bilim dalıdır. Psikotarihe göre tarihte kalmış insan ve toplum davranışlarının çözümlenmesi ve modellenmesiyle günümüzde ve gelecekte meydana gelebilecek olayların öngörülebileceğini savunur. Vakıf serisinde insanoğlu Galaktikİmpartorluk kurmuş ve tüm uzaya yayılmıştır. HariSeldon(Psikotarihin kurucusu) Galaktik İmparatorluk daha ayakta iken imparatorluğun yıkılacağını öngörüp, yıkımdan sonra oluşacak kaosu en kısa sürede kontrol altına alınabileceğini savunuyor. İmparatorluk dağıldıktan sonra 30.000 yıl boyunca tüm evrene kaosun hâkim olacağını öngörüyor ve psikotarih sayesinde eğer gerekli müdahaleler yapılırsa bu süreci 1000 yıla kadar kısalabileceğini savunuyor. Daha sonra Galaktik Ansiklopedi oluşturma adı altında evrenin iki ucuna İKİ VAKIFlar kuruluyor. Bu vakıflara gidecek olan kişiler bilgi birikimi yüksek, gelecek nesilleri yönlendirebilecek ve yüksek teknoloji üretebilecek psikolog ve mühendislerden oluşan iki ekip seçiliyor.

Vakıf serisi Galaktik imparatorluğunun dağılışı ve tekrar toparlanma çalışmalarını çok güzel bir şekilde anlatıyor. Bilim kurgu türünde yazılmış bu serinin ilk kitabı 1951 de yayımlanıyor. Ancak bilim kurgu türünün en büyük özelliği insanlara çok büyük hayaller kurdurabilmesi ve işin ilginç yanı bu hayallerin bir gün gerçeğe dönüşmesi gibi tıpkı Jules Verne’nin Aya Yolculuk eseri gibi. Vakıf serisinde en dikkat çekici nokta, HeriSeldonpsikotarihi oluştururken insanoğlunun o tarihe kadar ürettiği veriyi kullanıyor. Yani elindeki çok büyük miktardaki veriyi işleyip modelleyerek toplumların gelecekte nereye doğru hareket edeceklerini, ne gibi zorluklarla karşılaşacaklarını hatta kırılma anlarını dahi öngörebiliyor. Yaşadığımız dünyada sanal ortamda isteyerek ya da istemeyerek kendimiz, ailemiz yaşadığımız çevre, fikrimiz ve ülkemiz hakkında birçok veriyi paylaşıyoruz. Bu büyük miktarda veri şirketler tarafından pazarlama stratejileri, yeni ürün üretimi ve reklam kampanyaları gibi gayet olağan görünen alanlarda kullanıyor. Ancak son Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçiminden Facebook elindeki veriler sayesinde insanları manipüle ettiği ve Trump’ın seçilmesi için çalışmakla suçlandı. Bir ülkenin seçim sonuçlarına etki edebilmek gibi bir güç uluslararası şirketlerin eline geçti. Var olan veriyi doğru işleyerek insanların vereceği tepkileri öngörebilmek, toplumların tercihlerini büyük bir doğrulukla öngörüp müdahale edebilmek artık çok daha kolay.

İnsanları manipüle etmek, var olan sorunların üstünü kapatmak, gündem değiştirmek siyasilerin iktidarlarını ellerinde tutabilmek için yüzyıllardır kullandıkları bilinen yöntemlerden bazıları. Fakat bilgi dolaşımının bu kadar hızlanması ve artması toplumların yanlış yönlendirilmesini çok daha basit hale getiriyor.  Küreselleşmenin hızlandığı ve tek gerçek olarak öne çıkarıldığı zamanımızda, toplumların gerçek sorunlarından uzaklaştırılıp zihinlerini bambaşka ve alakasız konularla meşgul etmek şirketlerin en büyük silahı haline geldi. Artık insanların zihinlerini dış uyarıcılarla sürekli bombardıman altına alarak istenilen düşünceye yöneltilebiliyor. Bu yeni iktidar taktiği Psikopolitika olarak adlandırılıyor. Herhangi bir internet sitesine üye olurken bizden istenen bilgiler sokakta karşılaştığımız herhangi birine vermekten sakınacağımız türden. Fakat özgürlük, kendini ifade edebilme ya da kendini daha iyi hissedilmek adına bu bilgileri kendi elimizle veriyoruz. Bu bilgiler psikopolitikanın en önemli silahı haline geliyor. ByungChul Han Neo-Liberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri: Psikopolitika adlı kitabında çok dikkat çekici bir örnek veriyor. Sosyal medyadaki beğen tuşu yeni aminimizdir. Özellikle tepki gösterilmesi gereken bir konu hakkında doğru olduğunu düşündüğümüz bir gönderiyi beğenerek veya paylaşarak o olaya tepki göstermiş oluyoruz.(1) Gösterdiğimiz tepkinin sokakta yani gerçekte hayatta elle tutulur bir etkisi görülmüyor. Şüphesiz istisnalar vardır ama çoğunlukla gösterilen tepkiye baktığımız anda sadece profillerin duvarlarında kalan tepkiler olarak görüyoruz. Ya da toplumun herhangi bir konuya nasıl tepki vereceğini ölçebilmek için test alanı olarak kullanılıyor sosyal medya. İstenilenin söylendiği, özgürce ifade edilen bir ortam olarak sunulan sosyal mecralar aslında insanların kendini tatmin ettiği gerçekten bir şeyleri değiştirdiğini düşündükleri mecralar. İnsanların zihinlerini kontrol edebilmek ve istenilen şekilde kanalize edebilmek için kullanılan birer deney alanına dönüşmüş durumda.

Asımovun ortaya koyduğu psikotarih küçük adımlarla kendini gerçekleştirmeye başladı. Bu gelişmeler psikopolitika ile hız kazanıyor. Fakat bütün genellemelerin ve tahminlerin öngöremediği ortak şey istisnalardır.  İstisna olabilmek ve tahminlerde öngörülememek için gereken formül çok basit. Zihnimizi açık tutmak ve çalışmak.

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK


REFERANSLAR

ISAAC ASIMOV, VAKIF, 2017 İTHAKİ YAYINLARI

BYUNG-CHUL HAN, Neoliberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri, 2019 METİS YAYINLARI