DÜŞÜNCE Tarih Yaşam

Almanya’dan Kars’a Uzanan Bir Hikâye: Kars Almanları

Yazar: Beyza Şeyhoğlu (Anadolu Tarih)

Tarih bize bazı emanetler bırakmıştır. Bu emanetlerin başında Kars’ta yaşayan Almanlar geliyor. Almanya’dan Kars’a uzanan bir hikâye: Kars Almanları… Yıllardır Kars’ta yaşayan Almanlar Türkiye’de neler yaşadı? Kars Almanları nerede? Aradığımız tüm soruların cevapları yazımızda…

Savaşlar, insan hayatında oldukça derin etkiler bırakır. Bıraktığı etkilerden bir tanesi de hiç şüphesiz göçtür. Ait olduğun vatanı bırakarak hiç bilmediğin bambaşka topraklara gelip burada bir uyum gayesinde bulunmak insanı oldukça zorlayan bir süreçtir.

Haritayı açıp baktığımızda Almanya ve Kars’ın birbirlerine ne kadar uzak bir coğrafya olduğunu görürüz. Ancak Kars’ta ve Almanya’da ayrı ayrı yaşayan insanların bir araya gelmesinin nedeni yaşanan savaşlardır. Aslında bu insanların göçüne dair çeşitli görüşler bulunmaktadır. Birinci görüş bu insanların 13. yüzyıl civarında Almanya’dan Estonya’ya göç ettiği ve Tatarların Rusları etkisine almasıyla beraber bu bölgede iyice güçlenip silah ticaretinden aldıkları güçle burada söz sahibi olduklarını vurgular. İkinci görüşte ise 93 Harbi sıralarında esir alınan Almanların ilk önce Estonya’ya oradan da Kars’a götürüldüğü üzerinde durulmaktadır. Bu yerleştirmenin III. Aleksandr döneminde yapıldığı bilinmektedir.

KARS ALMANLARI

Kars bölgesi, Osmanlı-Rusya arasında vuku bulan savaşlar hasebiyle üç kez Rus hâkimiyetine girmiştir. Kesin olarak 93 Harbi’nden sonra Rusların bu bölgeyi ele geçirmesine müteakip, 1879 yılında Muahede-i Katiyye yani İstanbul Antlaşması olarak da bilinen antlaşma imzalanmıştır. Antlaşmaya göre burada bulunan Osmanlı tebaasına ait vatandaşlara eğer göç etmedikleri takdirde Rus tebaasına geçirilecekleri bildirilmiştir. Bölgede yaşayan insanlara ilk olarak göç etmeleri için üç yıl süre verilmiştir. Ardından bu bölgeden göç etmek zorunda kalan Müslümanların yerine Rusya tarafından çeşitli halklar yerleştirilmeye başlanmıştır. Örnek vermek gerekirse Ukraynalılar, Malakanlar, Duhoborlar gibi Slav kökenli halkların yanı sıra Estonlar ve Almanlar da bu bölgeye göç ettirilmiştir.

Elbette göçün getirdiği sonuçlardan bir tanesi, yerleştirilen insanların bu bölgeye ne derece uyum sağlamış olduğudur. Yapılan röportajlardan hareketle, bölgeye yerleştirilen insanların teknolojik aletleri kullanma bakımından yörede yaşayan insanlara oranla daha başarılı oldukları görülmektedir. Özellikle sütçülük ve peynirle ilgilenen bu kişiler, Kars gravyer peynirinin de tanıtılmasında büyük katkı sahibi olmuşlardır.

Evliliği ise hem Hristiyan hem de Müslüman kişilerle yapmışlardır. Öyle ki Müslümanlarla yaptıkları evliliklerinde dinlerini değiştirmeyip doğan çocuklarını hem vaftiz ettirdikleri ve kararı onların 18 yaşına gelince kendilerinin vermelerini istediklerini belirtmişlerdir. İlk etapta yaklaşık 60 hane bulunan köyde nüfus zamanla azalarak günümüzde yalnızca iki elin parmağını geçmeyecek kadar insan kalmıştır. İlginçtir ki Almanya’ya işçi alımı başladığında buradan bir sürü insan kendi ana vatanlarına işçi olarak göç etmiştir.

KARS ALMANLARI NEREDE YAŞIYORLAR?

1988’de Barış Manço Dere Tepe Türkiye programında Kars’a ziyarette bulunmuş, Olga ve Frederick Albuk çiftinin evine konuk olmuştur. Fiziksel görüntüsü bakımından Alman fenotipini taşıyan bu insanların Kars aksanıyla konuşmaları oldukça ilgi çekici bir olaydır. Almancayı bildiklerini ancak konuşmaya konuşmaya köreldiklerini ifade etmişlerdir. Barış Manço’nun Olga Albuk’tan yemek tarifi istemesi sonucu mantı tarifi vermesi de oldukça ilgi çekicidir. Çift burada çok mutlu olduklarını bu bölgeyi terk etmek istemediklerini, ekonomik durum bakımından da bir sıkıntılarının olmadığını dile getirmişlerdir.

Ancak, 2015 yılına gelindiğinde ise TRT’nin yaptığı bir belgeselde bu çiftin oğulları Agust Albuk kalifiye bir eleman olmasına rağmen[1] ekonomik durum bakımından oldukça zor durumda olduğunu, bölgede yer alan Alman mezarına kimsenin sahip çıkmadığından ötürü kaybolmaya yüz tuttuğundan yakınmıştır.  Agust annesini ve babasını kaybetmiş, babası annesine vasiyet olarak: “Olga, burası bizim vatanımız yıllarca burada doyduk, biz bu topraklarda yaşadık, yaşlandık. Bizim için en güzel vatan Kars. Yaşadığımız süre müddetçe buraları terk etmeyeceğiz burada doğduk burada öleceğiz.” sözlerini söylemiştir.

KARS ALMANLARININ HAYATI

Agust ve babası Almanya’ya yolculuk yapmışlar ancak orada Türkiye’deki gibi yakın komşuluk ilişkileri göremediklerinden ötürü, ortaya yerleşme konusuna sıcak bakmamışlardır. Albuk ailesinin iki çocuğu da Müslümanlarla evlidir. Agust, din seçimini kendi çocuklarına bırakmışken kız kardeşi Kanida, çocuklarını Müslüman geleneklerine göre yetiştirdiklerini ifade etmiştir. Bu kardeşlerin anne ve babasının cenaze törenlerinde hem İncil hem de Kur’an-ı Kerim okunmasını da Agust Albuk “Herkese böyle bir şey nasip olmaz” diyerek oldukça değişik duygularla ifade etmiştir. Öyle ki geçmişten beri burada yaşayan insanlar birlik içinde yaşamışlar, Paskalya, Kurban ve Ramazan gibi bayramlarda birbirlerine hoşgörü ile yaklaşıp beraber yiyeceklerini paylaşmışlardır.

Yörede yaşayan, azınlıkta kalan insanların bu kadar zorluk içinde yaşamalarına rağmen, kökenlerine bakmadan bu coğrafyayı vatan olarak görüp, diğer akrabaları gibi tekrar Ata yurtlarına dönmemeleri, yaşadıkları coğrafyaya ve bölgede yüzyıllardır beraber yaşadıkları komşularına verdikleri önemi gözler önüne sermektedir.

KAYNAKÇA

TÜRK, Fahri- KAYA, Emirhan. “Kaf Dağı’nın Eteğinde Bir Alman Kolonisi: Kars Almanları, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c. 21, S. 2, Aralık 2019, ss. 633-713.

Barış Manço ile Dere Tepe Türkiye, Kars 1988.

Tarihin Emanetleri; Karslı Almanlar / TRT Belgesel 17 Eylül 2015.


[1] Ancak makaleden edindiğimiz bilgiye göre oldukça zor günler geçiren Agust’un Kars Belediyesi’nde işe girdiğini görmekteyiz.

bilimdili

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...