DÜŞÜNCE Sinema Tarih

Türk Sinemasının Tarihsel Gelişimi

İlk filmin kayda alınmasından bu yana sinema gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Sinemanın tarihsel olarak hem dünyadaki gelişmeleriyle hem de ilk dönem Osmanlı Devleti, daha sonrasında Türkiye Cumhuriyeti olarak iki ayrı başlıkta kaleme alacağız.

Sinema, tarihsel yolculuğuna Fransız mucit Louis La Prince tarafından çekilen 1888 yapımı kısa film sinema otoritelerince ilk film olarak kayıtlara alınmıştır. Roundhay Garden Scene ismiyle bilinen bu film Guiness Rekorlar Kitabı’nda da kendine yer bulmuştur.

Tabii ilk film diyoruz ama sinemanın doğuşu optiğin icadına kadar dayanan bir sürece bağlı bir süreçtir. Optikteki mantalite basittir. Küçük bir delikten yansıtılan ışık kaynağı optik nesneler vasıtasıyla yansıtılmak istenen görüntüyü ters şekilde yansıtmayı sağlar. Ayrıca optiğin babası olarak bilinen ünlü bilim adamı İbnü’l-Heysem tarafından icat edilen optik ilerleyen dönemlerde kameranın temel parçalarından biri olarak karşımıza çıkacaktır.

İlk filmlerin ardından dünyayı kasıp kavuran sinema mucizesi öncelikle kendine panayırlarda, sirk önlerinde ve festivallerde yer bulmuştur. Tek kişilik bir izleti imkanı sunan bu izletilerde bir dakikayı bile geçmeyen çizgi filmler izletilirdi.

İLK FİLİZLENMELER

Bu filmlerin yerini nihayet Lumiere Kardeşler’in açtığı sinema salonu vasıtasıyla yerini sinema salonlarına bırakmaya başladı. Bu ilk gösterim tam otuz üç kişiye yapılarak tarihe geçti. Şimdilerde yüzleri aşan izleyiciye ev sahipliği yapan sinema salonlarını düşündüğümüzde hem atılan ilk adımı hem de süreç içindeki gelişimini anlamlandırabilmemiz oldukça basit.

            Lumiere Kardeşler

Madem artık Lumiere Kardeşler’e geçtik onların Osmanlı Devleti’ndeki ilk dokunuşlarından da bahsetmezsek olmaz. 28 Aralık 1985’te yaptıkları tarihî gösterinin tam bir yıl sonrasında ilk sinema salonumuzda aynı filmin gösterimi yapıldı. (12 Aralık 1896) Bu gösterim İstiklal Caddesi Pera 246’daki Sponeck Birahanesi’nde yapıldı. Film gösterimi için afiş bile yapıldı. Canlı projeksiyonlarla gösterildi.

OSMANLI DEVLETİ SİNEMANIN GELİŞECEĞİNİ ÖNGÖREMEDİ

Tabii Osmanlı tarafına geçtiğimiz zaman bizi en çok yaralayan tarihî anekdotu paylaşmadan edemeyeceğiz. Osmanlı’da ilk sinema hareketlerinin merkezinde Manaki Kardeşler vardır. Manaki Kardeşler’in Manastır’da kendi isimleriyle stüdyo açtıkları ve şehir görüntüleri kayda aldıkları bilinir. Manakiler Sultan Mehmet Reşad’ın Manastır ve Selanik ziyaretlerini filme almak için izin istediklerinde Mehmet Reşad’ın karşı çıkan devlet erkanına “Bırakın eğlensinler.” dediği ve bu sayede iki kardeşin bu kayıtları çektiği bilinmektedir. Bu noktadan bakıldığında son Osmanlı sultanlarından olan Mehmet Reşad’ın sinemaya gerekli ilgi ve alakayı vermediği görülmüştür. Bahsi geçen ziyaret kayıtları hala Kuzey Makendonya Devlet Arşivleri’nde koruma altındadır.

                     Manaki Kardeşler Mehmed Reşad’ın ziyaretlerini kaydediyor. “Bırakın Oynasınlar”

Bu noktada bahsedeceğimiz bir ikilem ilk Türk filmimizdir. Manaki Kardeşler’in çektiği filmler Makedon asıllı olmalarından dolayı çektiği filmler Türk filmi sayılmamaktadır. Çektikleri filmler: V. Sultan Mehmet Reşad’ın Manastır ve Selanik ziyaretleri (İsmi sonradan konulma ihtimali çok yüksektir.), Türklerin Hürriyet Üzerine Konuşmaları, Manastır’da Cenaze, Pazar Yeri ve Kasaplar, Türk Askerlerinin Geçiş Alayı, Köy Düğünü, Vlah Halk Dansı, Tarım Okulunda Türk Profesör, Komitacıların İdamı ve diğerleri…

Bu isimlere bakıldığında bize göre ilk Türk filmlerimiz Manaki Kardeşler’e ait ve biz kendilerine gereken ilgiyi ve alakayı göstermemekle birlikte onları kardeş ülke Makedonya’ya kaptırmaya devam ediyoruz.

İLK SİNEMA FİLMİMİZ: AYASTEFANOS’TAKİ RUS ABİDESİNİN YIKILIŞI

Osmanlı Devleti ve Türk Milleti için zor yıllar… Kaybedilen topraklar yitirilen itibarlar ve yorgun bir ordu… Tam da bu yıllarda ani bir gece baskınıyla İttihat ve Terakki Partisi yönetime el koydu. Bu yaklaşımlar yıkılmanın önüne geçemedi. Osmanlı Devleti tarih kitaplarında 93 Harbi olarak bilenen 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda tarif edilemez ağır bir yenilgi aldı. Rus ordusu Yeşilköy önlerine kadar geldi ve ölü doğan antlaşma olarak bilinen Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Ruslar bu anlaşmaya istinaden bir zafer anıtı diktiler…

Akdeniz sularında büyük bir çatışma yaşanmaktaydı… İngiliz zırhlılarından kaçmakta olan iki Alman gemisi çareyi Çanakkale boğazına girmek, oradan da İstanbul’a ulaşıp koruma talep etmekte buldu. Gemiler Marmara’daydı. İngilizler ne kadar diretse de Türk tarafı gemilerin satın alındığını bildirerek krizi önlemeye çalıştı. Gemiler Goeben ve Breslau gemileriydi. Sonradan bu gemilere Yavuz ve Midilli ismi verildi. Bu gemiler o gece karşı kıyıları bombalayarak I. Dünya Savaşı’na Osmanlı Devleti’nin girdiğini ilan etti.

İste o sabah Fuat Bey kamerasıyla Yeşilköy’e hareket etti. Halk akın akın o ölü doğan antlaşmanın belki zihinlerdeki acı hatırası belki de bir boyundurluğun son noktası olan bu abidenin yıkılışını izlemek için toplanıyordu. İşte tam bu anda kameralar çalıştırıldı. Abide Enver Paşa’nın emriyle bombalandı. Tarihe de bu kayıtlar ilk Türk filmi olarak not edildi. Bu tarihî an maalesef muhafaza edilemedi. Filmin kaydı maalesef tozlu raflar arasında yok olmaya terk edildi.

1.Bölümün sonu

Kaynakça

  • ÇOMAK, Akgün, N. (2005). “Türk Sinemasında Ordu Merkezli Sinema Dairesinin Önemi ve Yeri. Sinemanın Doğuşu ve Ülkemize Girişi”, Belgesel Film Üstüne Yazılar, Babil Yayınları, Ankara 2005.
  • EVREN, Burçak. “Manaki Kardeşler” Hayal Perdesi Sinema Dergisi, sayı 37, Kasım-Aralık 2013.
  • ÖZUYAR, Ali. Sinemanın Osmanlıca Serüveni, Ankara, 2008.
  • ÇELİKTEMEL, Özde -Thomen, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Sinema ve Propaganda (1908-1922)”, Kurgu Online International Journal of Communication Studies, vol. 2, June 2010.