DÜŞÜNCE

İsis ve Meryem: Ana Tanrıça Tapınımı

YAZAR: DİLEK BİÇER

Dünya mitlerinde bir şekilde kadınla en sık ilişkilendirilen tabiat unsurları toprak, ay ve yılandır. Eski çağlardan bu yana kadın, kendisine bu üçgenin içerisinde yer edinmiştir. Aynı zamanda insanların tanrıçanın ya da tanrıçaların var olduğunu düşünmesinin arka planında da bu saikler yatar. Öncelikle kadın, doğurganlık ve toprak arasındaki ilişkiye göz atacak olursak MÖ.10.000-3500 arasındaki dönemler kadın ve toprakla ilgili inançların dünyaya hakim olmaya başladığı zaman dilimi olarak görülür. Bu devirlerde bütün mitoloji ve inancın odak noktası yaşamın annesi ve besleyicisi ve ölüleri yeniden doğmak üzere kabul eden cömert tanrıça topraktır. Yine çoğu mitolojik öyküde “toprak ana” ve onun eşi olan “yüce tanrı gök” imgesi mevcuttur. Bu durum, tarıma dayalı topluluklarda gökten yağan yağmurun can verdiği toprağın verim ve bolluğunun hayati önem taşımasıyla ilgilidir.

Ana tanrıçanın birçok ada  ve sıfata sahip olmasıysa kaynağının genel olarak Anadolu olduğu düşünülen ya da Anadolu’da çok büyük önem taşıyan Ana tanrıça kültünün geniş bir coğrafyada yaygın bir nitelik kazandığını gösterir. Anadolu’da Kybele’nin ad ve tapınım yerleri konusunda, Kültepe tabletlerinde Kubaba olan adı, Likya’da Kybeba, Lydia’da Kybebe, Phrygia’da Kybele olarak geçer. Hitit kaynaklarında ise Hepat olarak adlandırılmıştır.[1] Hepat, Kubaba ve Güneş Tanrıçası-Yüce Arinna gibi tanrıçalardan bazı yazılarda salt “Hakim” olarak söz edilmesi, ana tanrıçanın, Mısır’ın ünlü tanrıçası İsis’le benzer yanıdır. [2] Her şeyden önce İsis’in var olduğuna inanan Mısırlılar, tanrıçaya birden çok fazla isimle hitap ederlerdi. Eşsiz ve benzersizdi ve tüm varlıklar ondan türemişti. Ölüleri dirilten İsis büyücü şifacı anne sıfatlarının da kendinde bulundururdu.

Tasvirlerinde yer alan boynuzlu, güneş diskinden oluşan başlık ana tanrıça imgelerindendi. Eliade, Öküz boynuzlarinin hilale benzedikleri için ayla ilişkili olduğunu düşünür.Alin ortasından uzanan yılan başıyla da yılan kadınla özdeşleşmiştir. Bütün toplumların mitolojilerinde, kültürlerinde ve dinlerinde karşımıza çıkan yılanın, sembol olarak kullanım alanı epeyce geniştir. Bilindiği üzere zehri ilaç yapımında kullanılmakta ve yılan, tıp sembolizminde şifayı simgelemektedir. Kabuk değiştiren bir hayvan olarak yılan, sonsuz yaşama da işaret eder. Öte yandan, yılan ve kadına ilişkin “bereket ve doğurganlık” kavramlarıyla bağlantılı çok sayıda inanış mevcuttur. Örneğin, Yahudi Rabbani literatürde, kadınların özel günleri, Havva’nın cennette yılan tarafından kandırılması ve ilk insanın düşüşüne sebep olmasının sonucu olarak, yani cezası şeklinde açıklanır. Yine Hindistan’da yılanlar Budizm Döneminden beri evrende bereketin dağıtıcısı olarak görülürler. Bazı resimlerde kadınlarla kobraların çiftleştiği görülür. Hindistan’da pek çok inanış, yılanların bereket dağıtıcı ve üretken niteliklerini ortaya koyar. Bu anlamda yılanların kadınların kısırlaşmasını engellemek ve çok çocuk doğurmalarını sağlamak gibi işlevlerinin olduğu düşünülür.

Hristiyan kilisesinin ileri gelenleri Meryem’in özelliklerini belirlemek için Efes’te toplandığında halkın baskısıyla tıpkı Kybele gibi Meryem’e de “Tanrı’nın Annesi” lakabı verilmiştir.[3]

Bazı araştırmacılara göre, yeni gelişen Hristiyanlık, İsis’e tapınışı ortadan kaldırmada büyük zorluk çekmiştir. Hristiyanlıkta İsis heykellerini yok etme ve tapınaklarının yerine kiliseler inşa etmenin yanı sıra, onu ustaca Hristiyan inancıyla bütünleştirme çabası da vardı. Bu açıdan bazı tasvirlerde çocuğuyla birlikte resmedilen Meryem Ana, kucağına genç Horus’u alan İsis’i andırır.[4] Besleyen bakire teması ilk olarak Mısır’da ortaya çıkar. İsa’dan binlerce yıl önce tanrıça İsis, bebek Horus’u emzirirken tasvir edilir. Bu gelenek “Bakire Meryem” ikonografisini de etkilemiştir.

Antik çağlardan itibaren insanın inanç şekilleri içerisinde yer alan ana tanrıça kültü, doğanın yaratıcı güce atfettiği ikonografiyle paralellik göstermiştir. Tanrıçalarla özdeşleşen yılan,aslan, akbaba başlığı, boğa boynuzu gibi atribütler doğayla tanrı arasındaki ilişkiyi gösterir. Bugün Anadolu topraklarında Alevi-Bektaşi halk inancında da görülen tasavvuf ehillerinde rastladığımız “don giyme” mucizesi tanrıçalarla ilişkilendirilen hayvanlardan, Hacı Bektaşi Veli’nin “Güvercin” Abdal Musa’nın “Geyik” donuna girmesi  ana tanrıça inancının eril tezahürüdür. Ana tanrıça inancında, tanrıçalar başkalaşım geçirmeden bünyesinde tanrısallık sembolleri taşırken, ata erkil inançta başkalaşım geçiren zatlara rastlanır. Özellikle kanatları olan kuşların donuna girmek, İsis, İştar, İnanna tasvirlerinde gördüğümüz uzuvdur.

Ana tanrıça inancı bazen tanrısallık kimliğiyle değil de, “şahmaran” gibi halk söylencelerine de konu olup kendisine yer edinmiştir.

Mısır’da İsis olarak yaşayan ana tanrıça, tek tanrılı dinlerin içine kadar girmiş ve belki de Meryem’le birlikte son temsilcisi olmuştur. Zira İslamiyette böyle bir sembol ortadan tamamen kalkmış gibi görünse de “Fatma Ana’nın Eli” inancı Hristiyanlıkta ki Meryam Ana’dan yaşam şeklimize dönüşen hurafe olarak yaşamıştır. Yerine koyduğumuz bir inanç ortaya çıktıktan sonra, belleğimizde saklı olan eski inançları yeni huraferlerimizde de devam ettirmekteyiz.

Kaynakça

Reginald E. Witt, isis in the Graeco Roman World,London,Thames&Hudson,1971

Selma Sezer Kölemenoğlu, Ana Tanrıça Gerçeği, Arıtan,2001

Samuel Noah Kramer,Sümerler; Tarihleri,Kültürleri,Karakterleri,2022

Samuel Noah Kramer, Sümerler,2016

Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011

Özhan Öztürk, Dünya Mitolojisi, 2016

Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü

I.J.Gelb,The Name pf the Goddess  Innin, Journal of Near Eastern Studies, 19. Cilt,No.2 (Apr., 1960)

Richard N.Ostling,The Search of Mary, Handmaid or Feminist, The Time, Aralık 1991

Patricia Monaghan;the Goddess Path-myths,invocations,and rituals,U.S.A.1999

Ömer Çapa, Roma Tarihinde Magna Mater Tapımı

İsis ve Horus’tan Meryem ve Çocuk’a; Vildan Işık Şen,464

C. Şakir Kabaağaçlı, Anadolu Tanrıları,2005

İlmiye Çığ, Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği, 2006

S.H.Hooke, Ortadoğu Mitolojisi: Mezopotamya Mısır Filistin Hitit Musevi Hıristiyan Mitosları,1993

James George Frazer, İnsan Tanrı ve Ölümsüzlük, 2015

Manuella Dunn Mascetti,İçimizdeki Tanrıça,Kadınlığın Mitolojisi,2000

IŞIK, Vildan, 2017, “Bizans İkonalarından Postmodern Sanata Bakire Meryem ve Çocuk

Teması”,2. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi – İnsan ve Toplum Bilimleri-

IBAD-2017.

KONRAD, Kelly, 2015, “Isis: Statuette of the Goddess Nursing her Son Horus”, University

of Alabama, Ancient Art, https://ancientart.as.ua.edu/Isis-statuette-of-the-goddessnursing-

her-son-horus/

HIRST, Damian. “Mother and Child (Divided), 1993”, http://www.damienhirst.com/motherand-

child-divided-1

Eliade, M. (1991). Kutsal ve Din Dışı (Çev. M. A. Kılıçbay). Ankara: Gece Yayınları.

Eliade, M. (1993). Mitlerin özellikleri (Çev. S. Rifat). İstanbul: Simavi Yayınları.

Eliade, M. (2003a). Dinler tarihine giriş (Çev. L. Arslan). İstanbul: Kabalcı Yayınları.

Eliade, M. (2003b). Dinsel inançlar ve düşünceler tarihi I (Çev. A. Berktay). İstanbul: Kabalcı Yayınları.

Girardi, M. (2005). Artbook Michelangelo (Çev. C. K. Emek). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.,

Kabaağaçlı, C. Ş. (2008). Anadolu efsaneleri. Ankara: Bilgi Yayınları

Leclant, J. (2000). İsis kültleri. Y. Bonnefoy (Ed.), Antik dünya ve geleneksel toplumlarda dinler ve mitolojiler sözlüğü (Çev. J. L.

Mattei) (C. 1, s. 484-490). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.

Warner, M. (1978). Alone of all her sex: The myth and the cult of the virgin mary. London: Quartet Books Limited.

Tanrıça İsis’in, oğlu Horus’u emzirdiği heykel (MÖ 9-7. yüzyıl), The Walters Art Museum

Pieta heykeli, Michelangelo, 1499, St. Peters Bazilikası, Roma.

[1] İndirkaş, 2001, s. 11

[2] Stone, 2000, s.124

[3] Kabaağaçlı 2005

[4] Leclant, 2000