DÜŞÜNCE TOPLUM

Psikolojik Harbin Tarihsel Serüveni – İkinci Bölüm

Yazar: İlyas Er 

*Bu yazı www.anadolutarih.com ‘dan alınmıştır. 

Gayrinizami Harp Tarihi Serimizin birinci bölümünde Psikolojik Harp kavramı üzerinde durarak önemini açıklamıştık. İlgili yazı için bağlantı: https://bilimdili.com/dusunce/psikolojik-harbin-tarihsel-seruveni-birinci-bolum/ Serimizin ikinci bölümünde ise gelin birlikte Psikolojik Harp aşamalarını detaylandırarak inceleyelim!

1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte gayrinizami harp faaliyetleri, konvansiyonel harp faaliyetlerinin önüne geçmiştir. Bu örneklem ile beraber Psikolojik Harp tarihini üç genel başlıkta toplayabiliriz. Kapsam genişliğinden darlığına olacak şekilde sıralandığında Psikolojik Harp: Psikolojik Savaş Konsepti, Psikolojik Harekât ve Propaganda’dan meydana gelmektedir.

Psikolojik harbin silahları: sözcük, sembol ve sloganlardır. Bu silahlar, bireylerin akıllarını ve vicdanlarını ele geçirmek için kullanılır. Sözcük, sembol ve sloganlar amaca ulaşılana kadar tekrar edilir ve böylece psikolojik harbin ana unsuru olarak “tekrar” göze çarpmaktadır.[1] Ürün tanıtımı sektöründe de sıkça bu tekrar uygulaması ile karşılaşılır, bu durum maruz kalma etkisi ile açıklanabilir.

Başkanları Truman liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk kurumsal psikolojik harp atılımı olarak değerlendirilebilecek Psikolojik Strateji Kurulu 1950 yılında, 1952 yılında da Psikolojik Savaş Merkezi kurulmuştur.[2]

Psikolojik Harp Aşamaları Nelerdir?

Psikolojik operasyonunun gerçekleştirilebilmesi için 3 basamak gerektiğini ifade eden Munoz bunları şu şekilde sıralamaktadır: güvenilirlik, uygunluk, genelleme. Bu kriterlere örnek oluşturacak şekilde: Amerika Birleşik Devletleri’nin düşünce kuruluşlarını, medyayı, yasal yapıları işgale zemin oluşturmak için kullanması güvenilirlik, İslam’ın terör dini olarak ön planda tutulması hedefe uygunluk, Müslümanların potansiyel terörist olduğunu yaymaya çalışmak ise genelleme olarak karşımıza çıkmaktadır.[3]

Psikolojik harekâtlarda ilk hedef toplumda kabul gören ve toplumu yönlendirme yetisi bulunan lider figürlerdir. Liderlerin detaylı analizi yapıldıktan sonra öncelikli hedef olarak değerlendirildikleri için manipüle bunlardan başlar. Liderin çözümlenmesinin ardından kitlenin analizine geçilir ve tutum-davranışları incelenir. Liderlerin ve hedef kitlenin hassasiyetlerinin belirlenmesinin ardından uygulamaya geçilir ve hassasiyetlere bağlı kaldığını sanan, ele geçirildiğinin farkında olmayan liderler tarafından kitle de manipüle edilmeye başlanabilir.[4]

Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan ve Irak işgallerine meşru zemin yaratmak için uyguladığı psikolojik harp konsepti, Haşhaşiler’den Moğollara, Romalılardan Osmanlı Devleti’ne kadar geniş bir tarihsel süreçte kendini göstermektedir.[5]

Sun Tzu’nun “Bütün savaş aldatmaca üzerine kurulmuştur.[6] sözü ile üstünlüğü sağlamanın her zaman silahlı kuvvet kullanımı ile sınırlı kalmadığı vurgulanmaktadır. Fakat tam bu noktada Machiavelli’nin şu ifadeleri hatırlanmalıdır: “Düşmanın ümitsizlikte en uç noktaya getirilmemesine dikkat etmek gerekir”[7] ki çaresiz kalan insan psikolojik olarak üstün duruma geçebilir.

Psikolojik harekât: hedef kitlenin; duygu, düşünce, inanç, davranış ve toplumdaki hâkim paradigmayı başka bir yöne sevk etmek için yapılan eylemler bütünüdür. Hedef toplumun yok edilmesinin en kısa yolu kültürel değerlerine saldırmaktadır.[8]

Askerî ve sivil boyutlarıyla ele alındığında psikolojik harp, karşısında komuta kademesi zayıflatılmış, kişilik erozyonuna uğramış, pasif bir askerî güç hedefleyenler tarafından askerî boyut; milli birlik ve beraberliği bulunmayan, iradesiz ve gayesiz bir sivil kitle oluşturma amacı ile sivil boyut olarak değerlendirilmektedir.[9]

Psikolojik Harp Örneklendirmeleri

Almanlar tarafından Fransa’ya 2. Dünya Savaşı öncesi 15.000 istihbaratçı ve psikolojik harekât istihbaratçısının turist görünümü ile gönderildiği ifade edilmektedir. İstihbaratçıların görevi stratejik öneme sahip elektrik santrali, geçit, boğaz, köprü, yol ve binaları tespit etmekken psikolojik harekât istihbaratçılarının görevi Fransızların hassasiyetlerini tespit etmekti. Psikolojik harekât istihbaratçılarının buradaki başarısına örnek olarak Fransız generali ile taksi sürücüsü arasında yaşanan küfürlü tartışmaya tanık olup bunu merkeze rapor etmeleri gösterilir. Bu raporun kıymetlendirilmesi ise şu şekilde sonuç vermiştir: Fransız ordusu ile halkı arasında güvensizlik mevcuttur ve ordunun morali bozuk, halk desteğinden yoksundur. Bu şekilde kıymetlendirilen istihbarat sonucu Almanya, Fransızlara karşı harekete geçmiş ve kesin zafer elde etmiştir.[10]

Psikolojik harekâtın en tipik örneklerinden birisi de Türkiye’nin yakın döneminde görülen “Ergenekon” ve “Balyoz” operasyonlarıdır. Türk halkı ve Türk Silahları Kuvvetleri arasında güvensizlik yaratılmaya çalışılmıştır. Bu harekâtta ordunun gücü zayıflatılmaya çalışılırken halkın ayrıştırılması hedeflenmiştir.[11]


[1] Yusuf Karaağaç, “Sinir Savaşının Aktörleri: Psikolojik Harp, Psikolojik Harekât ve Propaganda”, Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 6, S. 2 (2018): 82.

[2] Age., aynı yer.

[3] Age., 83.

[4] Yusuf Parlak, “Kitle Psikolojisi ve Psikolojik Harekât”, Güvenlik Çalışmaları Dergisi, 18 (2), (2016): 144

[5] Yusuf Karaağaç, age., 83.

[6] Sun Tzu, Savaş Sanatı çev. Yağmur Küçükbezirci (İstanbul: Salon Yayınları, 2020), 7.

[7] Niccolo Machiavelli, Savaş Sanatı çev. Alev Tolga. (İstanbul: Say Yayınları, 2018), 200.

[8] Yusuf Karaağaç, age., 84.

[9] Age., 85.

[10] Age., 85-86.

[11] Age., 86.