DÜŞÜNCE Yaşam

Türkiye’nin Korkunç Ekonomik Deneyi

Desmond Lachman The American Enterprise Institute’de kaleme aldığı yazıda Türkiye’nin korkunç bir ekonomik deney yaptığını iddia ediyor.

Kontrollü makroekonomik politika deneyinin Türkiye’ye ağır bir bedel ödeteceği tahmin ediliyor. Yazıda döviz kurlarına tek taraflı müdahale eden, döviz kurlarına hükmetmeyi amaçlayan, para kaynaklarını kontrol edemeyen ülkelerin girişimlerinin daima gözyaşı ile sonuçlandığı belirtiliyor. Ülkenin kıt döviz rezervlerinin erimesi anlamına gelse de, döviz kurunu düzeltmeye çalışmanın iyi bir fikir olduğunu düşüncesi yanlıştır.

Kasım 2019’dan beri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tüketim ve inşaat sektörlerinin canlanması için %24 olan faizi %8,5’e kadar düşürdü.

TCMB geçen seneye oranla %40 daha fazla para bastı. Bu nedenle enflasyon geçen seneye göre %12’den fazla arttı. Ülkenin döviz kuru ve enflasyon sorununun altında yatan nedenleri ele almak yerine, merkez bankası Türk Lirası’nın değer kaybetmesini önlemek için döviz kuru piyasasına yoğun bir şekilde müdahale etti.  Ayrıca merkez bankasının döviz kuruna müdahalesini finanse etmek için yerli bankalardan ağır borç alınması yoluna gidildi ve giderek döviz kontrolüne başvuruldu. Merkez bankasının döviz rezervleri tamamıyla tükenmiş durumda ve şu anda 30 milyar dolar civarında bir negatif net uluslararası rezerv pozisyonuna sahip. Yani yerli bankaların elinde olduğundan çok daha fazla borcu var.

Bu Türkiye’nin son 20 yıldaki en zayıf döviz pozisyonu.

Türkiye’nin yakında bir döviz kuru krizi geçirme ihtimalini artırmak için düzensiz bir dış politika izleniyor. Türkiye’de meydana gelecek döviz kuru krizi, genel olarak dünya ekonomisinin geri kalanı ve özellikle Fransız, İtalyan ve İspanyol bankaları için istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Türkiye, yaklaşık 450 milyar dolarlık dış borcu ile gelişmekte ekonomiler arasında yer almaktadır. Ayrıca, 300 milyar dolardan fazla borç ile yüksek borçlu bir özel sektöre sahiptir. Türk para birimi değer kaybederse, bu şirketler dolar cinsinden borçlarını ödemekte güçlük çekeceklerdir. Bu da ülkenin zaten zayıflamış olan bankacılık sistemi üzerinde daha fazla baskı yaratacaktır.

Türk bankacılık krizi aynı zamanda küresel finansal sistemi olumsuz etkileyecektir.


*Bu yazı birebir çeviri değildir. Aslına sadık kalınmıştır. Bilimdili Derneği’nin görüşlerini yansıtmayabilir.

*Kaynak: AEI