DÜŞÜNCE Felsefe Tarih

İbn Rüşd ve Roger Bacon Arasındaki Etkileşim Hakkında Bir Değerlendirme

Yazar: Banu Çetin Ünal (Doktora)


İslam dünyasında XII. ve XIII. yüzyıllarda bilim, felsefe ve düşünce alanındaki gelişmeler doruk noktaya ulaşmıştır. Doğu dünyasında İslam düşüncesi en parlak günlerini yaşarken Batı henüz skolastik düşüncenin etkisi altındaydı.  Batı’da sadece dogmatik düşüncelerin hâkim olduğu bir dönem yaşanmaktaydı. Türk ve İslam dünyasında İbn Rüşd, Ebu Ali el-Hasan, el- Kindi, Farabi, İbn-i Sina, Biruni, İbnü’l-Heysem, Cabir Bin Hayyan, er- Razi gibi birçok önemli bilim adamı yetişti. XIII. yüzyılda bu bilginlerin eserlerinin Latinceye çevrilmesiyle Batı dünyasında bilimsel gelişmelerde büyük adımlar atıldı. Tercüme faaliyetleriyle başlayan dönem Rönesans, reform ve aydınlanmaya zemin hazırlayacaktı. Bu bakımdan XIII. yüzyıl Avrupa için bir dönüm noktası oldu.

İslam dünyasındaki bilimsel gelişmelerin oldukça önemli bir yeri vardır. Hem Batı dünyasının kendini geliştirebilmesi için kaynaklara ulaşmasını sağlamış hem de Avrupa’daki modern bilimsel gelişmelere öncülük etmiştir. XIII. yüzyılda Batı’daki en önemli düşünürlerden biri olan Roger Bacon, dogmatik düşüncenin en katı olduğu ortamda Batı dünyası için önemli gelişmelerin yaşanmasına öncülük etmiştir. Bu yüzyıl Avrupa için değişimlerin başladığı yüzyıl olarak değerlendirilebilir. İbn-i Sina, Farabi, Gazali ve İbn-i Rüşd gibi düşünürlerin eserlerinin Latinceye çevrilmesi ile Avrupa üniversitelerinde bu eserler okutulmaya başlamıştır. Bu yüzyıl, Doğu dünyasının skolastik düşünce ve dogmatizmin etkisindeki Batı dünyasını bu durumdan kurtarmak adına Batı’ya yardımcı olduğu bir dönemdir.[1]

İbn Rüşd

İbn Rüşd XII. yüzyılda, İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük filozoflardan biridir.[2] Önemli bir ailenin mensubu olan İbn Rüşd, Latin Orta Çağ’da yorumcu olarak adlandırılmıştır. Onunla aynı adı taşıyan büyük babası dini hakimi, Büyük Kordoba Camii’sinin imamı ve aynı zamanda ünlü bir yazardı.[3] Kurtuba’da yetişmiş olması ve eğitim alması muhtemelen onun hayatını şekillendiren faktörlerden biridir. Kurtuba kentinin dönemin önemli bilim ve kültür merkezlerinden biri olduğu düşünülünce bu şaşırtıcı değildir.[4] İbn Rüşd, Massia mektebinin son temsilcisidir. Eserleri İbranice ve Latinceye çevrilmiş ve bu sebeple Hristiyan Avrupa’da büyük bir şöhrete ulaşmıştır.[5]

İbn Rüşd XII. yüzyılın ikinci yarısında pek fazla insan tarafından bilinmeyen Aristoteles’in eserlerini yorumlayarak onun büyük yorumcusu olarak ortaya çıkar. Ölümünden kısa bir zaman sonra ortaya çıkan “Latin İbn  Rüşdçülüğü” akımından dolayı XIII-XVI. yüzyıllar arasında Avrupa entelektüel hayatında önemli bir etki yaratır. İslam felsefesinin Batı’daki en büyük temsilcisi olarak bilinir.[6] Hüsen Portakal’ın ifadesine göre Aristoteles öğretisine bağlı kalarak onun felsefesini yorumladığı için İslam dünyasında “Yorumcu”, Latin dünyasında  “Commentator”, Batı’da ise “Averroes” olarak bilinmektedir. [7]

Roger Bacon

Roger Bacon’ın doğum tarihi konusunda farklı görüşler vardır. 1214 veya 1220 civarında doğduğu düşünülmektedir. Ayrıca çoğu bilim insanı Bacon’ın 1292 civarında öldüğü konusunda hemfikir olsa da 1278’den 1292’ye kadar olan yıllara ilişkin kanıt eksikliği vardır. Yaygın olarak kabul gören görüş, Theodore Crowley tarafından ortaya konan ve daha yakın zamanda David C. Lindberg tarafından geliştirilen görüştür. Crowley ve Lindberg, Bacon’ın 1220’de doğduğu görüşünü desteklemektedirler. Bu, Bacon’ın yaklaşık 1234’ten 1241’e kadar Oxford’da bir öğrenci olabileceği anlamına gelir.[8] Roger Bacon için Oxford’un büyük bir önemi olmasına rağmen araştırmacı özelliğinden dolayı Paris Üniversitesi’ne gitmiştir. Burada doktorasını tamamlamış ve ardından hocalık yapmıştır.

Bacon İslam dünyasına büyük bir hayranlık duymaktaydı. Hatta bu nedenle Arapçanın da öğrenilmesi gerektiğini söylemiştir. Zaten sürekli kendini geliştirmeyi ve farklı dilleri öğrenmeyi seven bir bilgindi. Ek olarak deneysel bilimlerle uğraşmaktan da zevk alırdı. Yaptığı çalışmalar sebebiyle “Mükemmel Öğretmen”, “Mükemmel Doktor” gibi lakaplar almıştır. XIX. yüzyılda bilim üzerine yapılan popüler yazılarda, Roger Bacon Orta Çağ’da bilimin yokluğunun tek istisnası olarak tasvir edilmiştir.[9]

İbn Rüşd Batı’da Aristoteles’in eserlerini yorumlamasıyla ün kazanmıştır. Onun bu kazandığı ün boşuna değildir çünkü Batı dünyasında asırlarca süren düşünce ve kültür gelişiminde etkili olan felsefi akımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. İbn Rüşd Aristoteles’in en büyük yorumcusu olması sebebiyle Batı dünyasında en az Aristoteles’in kadar sevilmektedir[10] Russell’ın iddialarına göre İbn Rüşd, Aristoteles’in Yeni Platonculuk etkisinde kalmış olan Arap yorumunu düzeltmeye çalışmıştır. Ayrıca Aristoteles’e, bir din kurucusu edasıyla saygı göstermiştir. O, Aquino’lu Thomas’ın da düşündüğü gibi “Aklın, Tanrı’nın varlığını, vahiyden bağımsız olarak bulabileceği” düşüncesine hâkimdi. İbn Rüşd’ün ölümsüzlük konusundaki görüşleri de Aristoteles’inkilere yakındır. O, ruhun ölümlü, düşüncenin ve aklın ise ölümsüz olduğuna inanıyordu.[11]

Doğu dünyasında önemli bilim insanları yetişirken ve önemli görüşler ortaya atılırken Batı dünyası için durum çok farklıydı. İçinde bulundukları yoksunluk dönemlerinde Roger Bacon, çalışmaları ve derin görüşleriyle önemli bir konuma sahipti. Roger Bacon İslam dünyasındaki çalışmaları yakından takip etmiş ve ünlü İslam bilgini İbn Sina’dan fazlasıyla etkilenmişti.[12] Batı, hem klasik bilgeliğin koruyuculuğu hem de tıp ve felsefenin yanı sıra matematik ve optik alanlarındaki yeni bilgilerin Batı’ya aktarılmasından dolayı Müslüman dünyasına çok şey borçludur. İngiliz düşünür Roger Bacon, İslam dünyasının bilime katkısını kabul eder ve “Felsefe Müslümanlardan alınmıştır.” ifadesini kullanır.[13]

Bacon da XIII. yüzyılda birçok düşünürün yaptığı gibi Aristoteles’in düşüncelerini anlamaya çalışmıştır. Çağdaşları onun Aristoteles’i tam olarak anlamadığını düşünmektedirler. Fakat Roger Bacon’ın en fazla etkilendiği İslam düşünürlerinden biri İbn Rüşd’tür.  Roger Bacon, 1237-47 döneminde, Paris’teki Aristoteles ve onun İslami tercümanları Avicenna ve Averros’un metinleri üzerine ilk felsefi yorumculardan biriydi. Dolayısıyla, Bacon’ın bu bağlamda anlaşıldığı üzere Aristoteles’in felsefesi hakkında bir bilgisi olmaması düşünülemezdi. Bu nedenle hem Crowley hem de Weisheipl’in görüşlerinin aksine, Roger Bacon’ın Aristoteles felsefesi paradigmasını tam olarak kavradığı sonucuna varılmaktadır.

Yani 1260’larda Avicenna ve Averroes gibi İslam bilginlerinin Aristoteles’in eserlerini yorumlaması Roger Bacon’a Aristoteles’i tam olarak anlamak için temel sağlar.[14] Doğa bilimlerinde Orta Çağ’ın beş büyük isminin, Fransız Vincent de Beauvais’nın, Müslümanları Hristiyanlığa davet için şarka kadar giden İspanyalı Raimundus Lullus’un, İspanyol Villaneuvalı Arnold’un, Albertus Magnus olarak bilinen Balistadlı Alman Kont Albert’in ve Paris Üniversitesi’ndeki Roger Bacon’ın tamamen Arapların omuzlarına ama özellikle de İbn Rüşd’e dayandıkları ifade edilmektedir. Roger Bacon’a göre İbn Rüşd ve Aristoteles eşittir.[15]

Roger Bacon, XIII. yüzyılda ortaya çıkan en önemli bilgin ve filozoftur. Ortaya koyduğu görüşler ve tavrı sebebiyle, Batı dünyasında başlamakta olan dönüşümün ve değişimin ilham kaynaklarından birisi olmuştur. Bacon hiçbir zaman Aristoteles gibi büyük bir filozof ve ansiklopedist olamamıştır. Muhtemelen bunu da düşünmemiştir. Ama içinde yaşadığı skolastik ortamı ve dogmatik düşüncenin getirdiği baskı ortamını göz önüne alırsak dönemine göre dikkate değer bir bilgindir.[16]

Çeviri faaliyetlerinin başlamasıyla artık İbn Sina’nın eserleri daha iyi anlaşılmaya başlanmış ve Hristiyan dünyasında İbn Rüşd’ün Aristoteles yorumunun kabulü ile yeni bir soluk alan Yeni Platonculuğun yerini Orta Çağlarda İbn Rüşd aracılığı ile Aristotelescilik almıştır. “İbn Rüşdçülük” ya da “Latin İbn Rüşdçülüğü” ismi verilen bu akım kilisenin onca engellemelerine rağmen özellikle entelektüeller arasında kendine bir yer bulmuştu.[17]Radikal Aristotelesçilik” veya “Heterodoks Aristotelesçilik” gibi isimlerle de anılan bu akım hem onu destekleyenlerin ve hem de ona karşı olanların ilgisiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu akıma karşı gelenlerin bile İbn Rüşdçülüğün etkisinde kalması eşine az rastlanır düşünsel hareketlerden birisi olduğunu göstermektedir. Anlaşıldığı üzere sözü edilen bu hareket hem kendine her düşünce kesiminden destekçi hem de eleştirmen bulmuştur.[18]

Eserlerin Latince’ye çevrilmesi ve Paris Üniversitesi, o yıllarda tüm Avrupa’da bilim adamları ve araştırmacıları kendine çeken iki önemli etkendir. Roger Bacon Paris Üniversitesi’nde verdiği derslerde Aristoteles’in tabiat felsefesi ve metafizik eserleri üzerinde durmuş ayrıca gramer ve mantığa dair dersler de vermiştir. Aristoteles’in kendi eserlerine dair yazılar yazmıştır. Aristoteles üzerine dersler vermesiyle birlikte, kullandığı metinlerden ve ilgisinden dolayı, İslam dünyasının önemli Aristoteles yorumcularından olan İbn Rüşd ve İbn Sina ile aynı yolu izlemiştir. Ahmet Erhan Şekerci, Roger Bacon’ın  Latin İbn Rüşdçülüğü içinde yer almadığını ama buna rağmen bu çevrede ele alınan çoğu konuyu kendi felsefi alanında değerlendirmeye çalıştığını ifade eder.[19] Ayrıca “Gök ve alem hakkındaki tefsirler ile ruh hakkındaki eserinin 1320’de neşredilmiş olmasını Roger Bacon, o devrin en büyük hadisesi olarak kabul eder.”[20]

Latin İbn Rüşdçülüğü akımı Avrupa’da bu kadar benimsenmesine ve yayılmasına rağmen Orta Çağ Avrupa’sındaki mevcut düşmanlık sebebiyle İbn Rüşd’ün pek çok Arapça eseri yakılmış ve yasaklanmıştır. Ancak Latince’ye çevrilen eserleri korunmuştur. Bunun yanında bu dönemde Aristoteles’in eserlerine yaptığı şerhler ile ilgili düşünceleri skolastik baskının şiddetinden bunalan entelektüel gruplar için yol gösterici olmuş ve bilimsel metodun önünü açmıştır.[21]

İbn Rüşd’ün eserlerinin etkisi, kiliseyi korkutmuş olduğu için Kilise İbn Rüşdçülüğe karşı olumsuz bir tavır takınmıştır. Ünlü Kilise filozofu Aziz Thomas, İbn Rüşdçülere karşı sert bir tavır sergilemiştir. Aynı zamanda Raimundus Lullus’un, 1311 yılında bu İslami akımın önüne geçmek için yeni bir askeri emirname çıkarılmasını ve İbn Rüşd’ün eserlerini mahkûm edilmesini istemiştir.[22]

Dönemin şartları değiştikçe ve özgür düşünce ortamının temelleri atıldıkça bilimsel gelişmeler ön plana çıkmaya başlamıştır. Roger Bacon da yaptığı çalışmalarla bu değişim ve gelişimlere sebep olmaktaydı. Yani XIII. yüzyılda Avrupa’da üniversiteler kurulunca ve çeviri faaliyetleri hız kazandıkça farklı düşünce akımları yayılmıştır. Buna bağlı olarak Oxford’da Robert Grosseteste ile Roger Bacon, bilim için oldukça hayati değer taşıyan çalışmalar yapmışlardır. XIII. yüzyılda fizik bilimi ve deneyleriyle ilgilenen ilk kişinin Robert Grosseteste olduğu bilinmektedir. Robert Grosseteste’nin mercekler hakkında da çalışmaları bulunmaktadır ve burada İbnü’l-Heysem’in “Kitâb el-Menâzır” adlı ünlü eseri kaynak olarak kullanılmıştır. Aynı şekilde Robert Grosseteste’nin öğrencisi olan Roger Bacon da çalışmalarda Müslüman bilginlerin eserlerinin önemini vurgulamıştır.[23]

Roger Bacon sadece İbn Rüşd’den değil aynı zamanda İbnü’l-Heysem’in optik alanındaki çalışmalarından da yararlanmıştır. İbn Heysem’in ünlü eseri XIII. yüzyılda Cremona’lı Gerard tarafından Opticae Thesaurus başlığı ile Latinceye çevrilmiş ve Roger Bacon ve Orta Çağ Batı dünyasının optikle ilgilenen diğer yazar ve araştırmacılarının temel dayanağı olmuştur.[24] Eserinde faal akıldan da bahseden Bacon her ne kadar bu konuda daha çok İbn Sina’cı bir çizgi benimsese ve İbn Rüşd’ü bu konudaki görüşleri sebebiyle eleştirmiş olsa da Opus Majus adlı eserini İbn Rüşd’ün Faslü’l-makâl’ini model alarak yazmıştır.[25]

Roger Bacon tartışmasız İslam bilginlerine en çok hayranlık duyan batılı bilgindi. Birçok alanda onların eserlerini dikkate almıştır. İbn Rüşd ve Roger Bacon arasında etkileşimi türlerin varlığını konusunda da görmekteyiz. Latin İbn Rüşdçülerin hiçbiri türlerin varlığını ve hiçbiri kategorik sınıflamasını reddetmez aksine türlerin tümüyle çok ilgilenirler. Aynı şekilde Roger Bacon’ın türlerin varlığı ile ilgili teorisi bulunmaktadır. XIII. yüzyılın ikinci yarısında Bacon, türlerin üretimi ve bilişe uygulanmasına ilişkin genel bir teori geliştirmiştir.[26]

Aslında Batı’nın İslam bilginlerinin eserlerini temel aldığı ve doğrultuda yeni çalışmalar yaptığını görmekteyiz. Birçok eserinde Müslüman bilim adamlarının eserlerinin de incelenmesinin gerekli olduğunu vurgulayan Roger Bacon’ın Müslüman olduğuna dair söylemler ortaya çıkmıştır. Öyle ki Oxford üniversitesinde çıkan bir karışıklık esnasında bazı kişiler, Bacon’ın Müslüman olduğunu dile getirmişler ve Bacon bundan dolayı aforoz edilmiştir. Roger Bacon daha öncede bahsettiğimiz gibi İslam bilginlerine büyük hayranlığı olan biriydi. İbn Sina, İbn Heysem gibi bilginlerin eserlerinden yararlanmıştır. Fakat en çok etkileşim içinde olduğu İslam bilginlerinden bir tanesi İbn Rüşd’tür. Roger Bacon üniversitede verdiği derslerde hem Aristoteles’in hem de İbn Rüşd’ün eserlerini anlatmıştır. Bu sebeple de üniversite ile arasında fikirsel çatışmalar gün yüzüne çıkmış ve büyük problemler yaşamıştır.[27]

Sonuç

Orta Çağ’da Batılı bilginler ve İslam bilginleri arasındaki etkileşim her daim önemli olmuştur. Çeviri faaliyetlerinin artmasıyla bu etkileşim daha da ön plana çıkmıştır. Roger Bacon İslam bilginlerinden etkilenen bir isimdir. Özellikle İbn Rüşd’ün eserlerinden oldukça fazla etkilenmiş ve üniversitedeki derslerinde dahi onun eserlerini anlatmıştır. Daha öncede belirttiğimiz gibi Doğu dünyası, dogmatik düşünce altında ezilen Batı dünyasının kendini geliştirmesine yardımcı olmuş ve bu dönem XII. ve XIII. yüzyıllar için bilim, felsefe ve düşünce alanlarında gelişimlerin yaşandığı dönem olmuştur.

 


[1] Ahmet Erhan Şekerci, “Ansiklopedist Bir Düşünür Olarak Roger Bacon”, Milel ve Nihal İnanç, Kültür Ve Mitoloji Araştırmaları Dergisi, C. 11, S. 2, 2014, s.113.

[2] Mahmut Karakaş, 8.Yüzyıldan 19. Yüzyıla Kadar Müslüman Bilim Adamları, Mostar Yayınları, İstanbul 2013, s.259.

[3] Charles Coulston Gillispie, Dictionary of Scientific Biography, Charles Scribner’s Sons, New York, s.1.

[4] Muharrem Kılıç, “Aristo Şarihi İbn Rüşd’ün Hukuk Ve Siyaset Felsefesi”, Hfsa Hukuk Felsefesi Ve Sosyolojisi Arkivi 16. Kitap,  (Haz: Hayrettin Ökçesiz), İstanbul Barosu  Yayınları, İstanbul 2007,  s.109.

[5] Karakaş, age, s.259.

[6]Şeniz Yıldırımer, “İbn Rüşd Felsefesinin Latin Dünyasında Tanınması Ve Latin İbn Rüşdçülüğü”,  Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XIV, S. 25, s.94.

[7] Hüsen Portakal, İbn Rüşd Din – Felsefe Tartışması, 2.Baskı, Cem Yayınevi, İstanbul 2011, s.12.

[8] Jeremiah Hackett, Roger Bacon and  the Sciences, (Ed. Jeremiah Hackett), Brill, Netherlands 1997, s .9-10.

[9] Pınar Ülgen, “Ortaçağ Avrupasının “Mükemmel Öğretmen” Lakaplı Bilim Adamı: Roger Bacon”,  Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi,C.13, S.2, 2018,  s.230-235.

[10]Hüseyin Çaldak, “İbni Rüşd’e Göre Akli Kıyas”, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.5, 2015, s.101.

[11] Bayram Dalkılıç, “ Bertrand Russell’ın İslâm Kültürü, Medeniyeti ve Felsefesine Yaklaşımı”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.18, 2004, s.77.

[12] Ülgen, agm, s.229.

[13] Niall Ferguson, Civilization: The West and The Rest, Penguen Grup Yayınları,  New York 2011.

[14] Jeremiah Hackett, “Roger Bacon And Aristotelianism: Introduction”, Vivarium, Vol. 35, No. 2,  Brill, 1997, s.129-133.

[15] Ali Bakkal, “İslam Tıp Tarihinde İbn Rüşd”, Doğu-Batı İlişkisinin Entelektüel Boyutu İbn Rüşd’ü Yeniden Düşünmek, C.2, Sivas 2009, s.460.

[16] Şekerci, agm, s.104.

[17] Andrés Martinez Lorca, “İbn Rüşd’ün Skolastik Ve Rönesans Felsefesi Üzerindeki Etkisi”, Uluslararası İbn Rüşd Sempozyumu , (Çev. Talip Özdeş), Sivas 2008, s. 2.

[18] Hatice Nur Erkızan, “İbn Rüşdcülük: Batı’daki Tarihsel Ve Felsefi Gelişimi Üzerine”, Journal of Islamic Research, C.21, S.2, 2010, s.74.

[19] Şekerci, agm,  s.106.

[20] Bakkal, agm, s.459.

[21] Yıldırımer, agm, s.97

[22] Bakkal, agm, s.460

[23] Ülgen, agm, s.233-234.

[24] Zeki Tez, Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları, s.119-121.

[25] Yıldırımer, agm,  s.104.

[26] Aurélien Robe, “Intentionality and the Categories in Medieval Latin Averroism”, Later Medieval Perspectives on Intentionality(düz: Fabrizio Amerini  ve Francesco Marrone), Brepols Press, İtaly 2010,  s.178.

[27] Ülgen, agm, s.234.

Seçilmiş Kaynakça:

Şekerci, Ahmet Erhan, “Ansiklopedist Bir Düşünür Olarak Roger Bacon”, Milel ve Nihal İnanç, Kültür Ve Mitoloji Araştırmaları Dergisi, C. 11, S. 2, 2014, ss.103-138.

Ülgen, Pınar, “Ortaçağ Avrupasının “Mükemmel Öğretmen” Lakaplı Bilim Adamı: Roger Bacon”,  Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, C.13, S.2, 2018, ss.229-238.

Hackett, Jeremiah, “Roger Bacon And Aristotelianism: Introduction”, Vivarium, Vol. 35, No.2,  Brill, Leiden 1997, ss.129-135.

Bakkal, Ali, “İslam Tıp Tarihinde İbn Rüşd”, Doğu-Batı İlişkisinin Entelektüel Boyutu İbn Rüşd’ü Yeniden Düşünmek, C.2, Sivas 2009, ss.441-468.

Yıldırımer, Şeniz, “İbn Rüşd Felsefesinin Latin Dünyasında Tanınması ve Latin İbn Rüşdçülüğü”,  Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XIV, S.25, ss.93-114.

Dalkılıç, Bayram,  “ Bertrand Russell’ın İslâm Kültürü, Medeniyeti ve Felsefesine Yaklaşımı”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.18, 2004, ss.55-90.

Erkızan, Hatice Nur, “İbn Rüşdcülük: Batı’daki Tarihsel Ve Felsefi Gelişimi Üzerine”, Journal of Islamic Research, C.21, S.2, 2010, ss.73-82.