TOPLUM

Çuvaş Geleneksel Bayramları

Yazar: M. Burak GÜNERİ 

Çuvaşistan; bugün Rusya Federasyonu’nun içerisinde bulunan ve özerk bir devlet olarak varlığını sürdüren, yaklaşık 1.350.000 kadar nüfusuyla bölge halkına ev sahipliği yapan bir Cumhuriyet konumundadır. Bulunduğu konum itibariyle; doğuda Tataristan, batıda Nijnıy Novgorod bölgesi, kuzeyde Mari Cumhuriyeti ve güneyde Ulyanovsk vilayetlerine komşudur. Çuvaşların Türklerle olan birlikteliği büyük ölçüde ortadadır. “Çuvaş Türklerinin kökenleriyle ilgili birçok farklı görüş ileri sürülmüş olsa da Çuvaş Türklerinin İdil Bulgarlarıyla ilişkisi üzerine sürülen teoriler ağır basmaktadır.” (Bayram, 2007: 17-18). Çuvaş Türklerinin çok zengin bir halk edebiyatı gelenekleri vardır. Bu geleneği oluşturan unsurlardan; Masallar (eposem), bilmeceler (tupmalli yumahse), manzumeler, hikâyeler (halapsem), atasözleri (vattisen simahisem) özellikle de alp hikâyeleri (Ulıp Halapisem)[1] büyük yer tutmaktadır. Bu zengin literatür içerisinde; Çuvaşların gelenek ve görenekleri, Sosyo-ekonomik durumları çeşitli olaylar etrafında, araştırmacılar ve aydınlarca anlatılmaya çalışılmıştır. Bu gelenek ve görenekte bayramlar da önemli bir yer teşkil etmektedir. Özellikle Çuvaş folklorundan derin izler taşıyan Konstantin V. İvanov’un Narspi manzumesinde, bu bayramlara tahkiyeli bir anlatım yoluyla değinilmektedir.

Narspi manzumesinde üç farklı isim teşkil edecek şekilde bayramlara/törenlere değinilmektedir. Sırayla bunlardan ilki; Kalĭm bayramı, ikincisi; Śĭvarni Bayramı, üçüncüsü; Śimĭk Bayramı’dır. Manzumede bayramların isimleri verilmekle birlikte nasıl kutlamalar yapıldığı ve ne çeşit ritüellerin olduğuna dair anlatım da yapılmıştır:

Kalĭm Bayramı:
“Büyük kalĭm haftası,
Çuvaş nasıl içmesin?!
Derin mahzen içinde,
İçki nasıl bitmesin?!

Yedi de o, içti de,
Dansetti halka halka.
Bundan başka ne türlü,
Kutlanabilir bayram?” (Yılmaz: 2006:166).

Kalĭm haftası/bayramı; Çuvaşların en önemli bayramlarından birisidir. Kadim inanışların ileri sürüldüğü bu kutlu bayram, Çuvaşlarca büyük gün olarak nitelendirilir. Kötü ruhların kovulmasıyla ilişkilendirilen eski bayramın bir kalıntısı olarak düşünüldüğü zaman Çuvaşların geleneklerine ve geçmiş yaşantılarına ne kadar sahip çıkan bir topluluk olduğunu söyleyebiliriz. Bu bayramda ataların ruhları yâd edilir. Kalĭm bayramı bahar ekinoksuyla ilişkilidir (Salmin; 1994:52). Yani bahar dönemine tekabül etmektedir. Her yıl tekrar edilerek kutlanan ve bir hafta süren bayram, Hıristiyanlıkta Paskalya bayramı arifesine denk gelmektedir. Bayramda özel olarak seçilen bir elçi; öncelikle kendisi mezarlığa ziyarete gider, ardından mezarlığa ziyaretçileri davet eder. Mezarlığa gelen ziyaretçiler kurban keserler. Kurbanın kesildiği yerde ateş yakılır. Kurbanlar ateşte parçalanmadan pişirilir. Kesilen kurbanın başı, ayakları ve işkembesi ateşte yakılır. Dualar eşliğinde hazırlanan yiyecekler ve içecekler tüketilir. Kurbanların büyük çoğunluğunu bayrama/törene katılanlar yer. Kurban sunulan yüce varlıklara/ruhlara ve Tanrıya kurbandan parçalar bırakılır. Maddî anlamda sıkıntıların olduğu dönemlerde kurbanların yerine sembolik kurbanlar konulur. Çuvaşların bayramlarda/törenlerde kurban sunma geleneğinin var oluşu, kurban sunmadıkları takdirde ruhlardan gelecek olan çeşitli belalardan korktuklarından ötürüdür. Bu davranışlarıyla ruhların merhametine ulaşmaya çalışırlar.

Śĭvarni Bayramı:
“İyi insan Miheter,
Çok severek kızını,
Śĭvarni arkasından,
Ona bir nişan yaptı” (Yılmaz: 2006: 171
).

Narspi manzumesinde ismi geçen bir diğer bayramdır. Çok ayrıntılı bir tasviri veya anlatımı yapılmamakla birlikte; Śĭvarni’nin arkasından bir nişan yapıldığının mesajı verilmek istenmiştir. Bu duruma binaen bayramın bitiminde yapılan nişanın geleneksel bir anlamı olduğu düşünülebilir. Śĭvarni bayramı ve Çuvaş düğün/nişan törenleri arasında bağ olduğunu söyleyebiliriz. Bayramın ne zaman yapıldığına dair çok ayrıntılı bir bilgi yoktur. Ancak “doğanın uyanışı bayramı” olarak nitelendirildiği bilinmektedir. Bayramın kutlamaları iki hafta kadar sürdürülmektedir.

Śimĭk Bayramı:
“Gün doğunca Silpi’de,
Gece sıyrılıverdi,
Gözünü açar açmaz,
Çuvaş banyoya girdi.

Śimĭk geleneğiyle,
Herkes banyo yapıyor.
Śimĭk otları ile,
Vücudunu ovuyor” (Yılmaz:2006: 179-180).

Kalĭm bayramına nispeten yazın yapılan bir bayramdır. Yine Çuvaş inanışlarında yeri büyük olan geleneksel törenlerden bir tanesidir. Bu bayramın/törenin ayrıcalığında ise ata ruhlarının doyurulması amaçlanmaktadır. Yaz mevsiminin tercihi de bu sebeptendir. “Narspi” manzumesinden hareketle de anlaşıldığı üzere pür-ü pak olunup tertemiz bir şekilde, temiz elbiselerle tüm halkın katıldığı bir törendir. Ancak bu yıkanma manzumede de söylendiği gibi şöyle gerçekleştirilir; Sabah erkenden kalkan kızlar ve kadınlar bayram için özel olan yedi çeşit olduğu söylenen bitkilerden toplarlar. Bitkilerle birlikte bir su karışımı hazırlayarak onunla temizlenirler. Bu geleneğin kendilerine şifa getirdiğine inanırlar. Bugün Çuvaş halkı için tatil günüdür. Herhangi bir işe kalkışmazlar. Burada ata ruhları için kurban etme geleneği yerine; evlerde pişirilen özel yemeklerle mezarlıklar ziyaret edilir. Halkın istifade ettiği yemeklerden bir kısmı da ata ruhlarına ikram edilir. Perşembe günü başlayan bayram cuma günü gerçekleştirilen mezar ziyareti ile son bulur. Böylelikle bayram/tören geleneği yerine getirilmiş olur.

Uçuk Bayramı:

Çuvaşistan Özerk Cumhuriyetinin topraklarının %50’sinde tarım yapılmaktadır. Bir sonraki yılın daha verimli olması için dualar edilir. Bu dualar yapılırken toplu kurbanlar kesilir. Bu uygulamaya “Uçuk Bayramı” denilmektedir.[2] Uçuk bayramına dair bir şiir dizesi ve anlatımı Narspi manzumesinde geçmemektedir.

Çuvaş geleneklerinde; dinî inanışların, bayramların, kurban sunma törenleri ve çeşitli diğer törenlerin, Sosyo-kültürel yapının ve beraberinde getirdiği sosyolojik oluşumun büyük etkisi vardır. Bu geniş literatür içinde Çuvaş halk inanışlarında önemli bir yere sahip olan bayramların ve bu bayramlarda gerçekleştirilen törenlerin varlığını sürdüre gelmesinden çıkarabileceğimiz anlayış; Çuvaşların geleneklerine bağlılığının ve çeşitli normlarına sahip oluşlarının bir göstergesi niteliğindedir. Narspi manzumesinden anladığımız üzere çeşitli ritüellerin de yapıldığı Çuvaş törenleri, bu kalıplaşmış yapısını var olduğu müddetçe koruyabilmiştir.

Kaynakça:

Yüce, Nuri, “Coğrafya, Tarih, Halk Bilgisi, Dil ve Edebiyat Bakımından Çuvaşlar”.

Çeltikci, Orhan, (2014); “Türk Dünyasının Unsurlarından Çuvaş Türkleri Ve Halk İnanışları İle İlgili Tespitler”, Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi, C.1, S.1.

Arık, Durmuş, (2007); “Çuvaşların Dinî İnanışları Üzerine,” International Journal of Central Asian Studies, C.11, S.1.

Gül, Osman Kubilay-Kurt, Berker-Çakmakcı, Celal Can, (2018); “Konstantin Vasilyeviç İvanov’un Narspi Manzum Hikâyesindeki Folklorik Unsurlar”, II. Uluslararası Türklerin Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu, Ankara, S.449.

Yılmaz, Emine, (2006); “Narspi”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.

[1] Parantez içindeki terimler, kelimelerin Çuvaş Türkçesindeki Latin harfli karşılıklarıdır.

[2] Çeltikci, Orhan, (2014): Türk Dünyasının Unsurlarından Çuvaş Türkleri Ve Halk İnanışları İle İlgili Tespitler”, S. 80.

bilimdili

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...