Eğitim Bilimleri Tarih

Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Din Eğitimi ve Öğretimi

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında din eğitimi veren mektep ve medreseler vardı. Medreseler kuruluş döneminden itibaren devlete faydalı olmuş, hizmet etmiştir. Fakat geçen yüzyıllar süresince kendisini yenileyememiş ve bozulmalar meydana gelmiştir. Medreseler 20.yy başlarında ıslahatlar yapılarak çağın gerekliliklerine uygun hale getirilmeye çalışılmıştır. Fakat Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu siyasi, askeri, ekonomik ve içtimai çalkantılar sebebiyle bu ıslahatlar tam manasıyla uygulanamamış, devlet ve Osmanlı vatandaşları varlığını korumak için mücadele etmeye öncelik vermek zorunda kalmıştır.

Devlet okullarından başka vakıf, şahıs, yabancı ve azınlık okulları da açılınca Osmanlı Devleti’nde birden fazla çeşit eğitim veren okullar vücuda gelmiştir.  Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra her alanda olduğu gibi eğitim alanında da inkılâplar yapmıştır. Cumhuriyetin eğitim alanında yaptığı ilk inkılâp 2 Mart 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’dur. Tevhid-i Tedrisar Kanunu “İnkılâp Kanunu” olarak nitelendirilmiş ve 1960, 1980 askeri müdahalelerinden sonra da anayasada yerini almıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile tüm okullar birleştirilerek Maarif Vekâleti’ne (Milli eğitim Bakanlığı’na) bağlanmıştır.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu Maarif Vekâleti’ne İlahiyat Fakültesi ve İmam-Hatip mektebi açma yetkisi verdi. Bu kanuna dayanarak Darül Fünun bünyesine bağlı 3 yıllık eğitim veren bir İlahiyat Fakültesi açılmıştır. 1923-1924 yıllarında ise 29 adet imam-hatip mektebi açılmıştır. İmam-Hatip mekteplerinin öğrenim süresi 4 yıl olarak belirlenmiştir. Daha cumhuriyetin ilk iki yılında 29 tane İmam-Hatip mektebi açılması takdir edilesi bir başarıdır. Kurulan İlahiyat Fakültesi ise üniversite reformu yapılırken 1932 yılında kapatılmıştır. İmam-Hatip mektepleri ise 1930 yılına kadar kapatılanlar ve yeni açılanlar olması sebebiyle sayıları sürekli değişiklik göstermiştir. 1932 yılına gelindiğinde tüm imam hatip mektepleri kapatılmış haldeydi. Çünkü bu okullarda okuyacak öğrenci bulunamamıştır. Mustafa Öcal’a göre İlahiyat Fakültesi ve imam hatip mektepleri yeterli ödenek ayrılmadığı, hocalarının bir şekilde görevden alındıkları, dolaylı yollardan baskı uygulandığı için öğrenci bulunamaz hale gelmiş ve kapatılmasına zemin hazırlanmıştır.

Cumhuriyet kurulduktan sonra ilkokul, ortaokul ve liselerden dini içerikli tüm dersler zamanla kaldırılmıştır. En son 1939 yılında kaldırılan Din Bilgisi dersiyle okullarda dini içerikli hiçbir ders kalmamıştır. Sonuç olarak 1930’lu yıllarda hem dini eğitim veren kurumlar (ilahiyat fakültesi ve imam hatipler) kapatılmış hem de tüm okullardan dini dersler kaldırılmıştır. 1930’larda Türk eğitim sisteminde din eğitimi namına hiçbir iz kalmamıştı.

1930 ve 1940’lı yıllarda dini eğitim tamamen atıl bir alan olarak kalmıştır. 1946 yılındaki seçimlerde DP’nin başarısından sonraki dönemde dini eğitim kurumları tekrardan açılmaya başlamıştır. 1948’de İmam Hatip Yetiştirme Kursları, 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 1951’de İmam Hatip Okulları açılmıştır. 1949 yılında ilkokullara Din Bilgisi dersi konulmuş ve Kuran kursları açılmaya başlanmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan dini okulların ve müfredata koyulan dini içerikli derslerin 1930’lardan 1946 yılına kadar kaldırıldığını, DP’nin siyaset sahnesine çıkmasıyla dini eğitim veren okulların tekrar açıldığını görüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin uzun süre boyunca dini eğitim veren okullardan mahrum kalması Cumhuriyet Gazetesi yazarı Yunus Nadi’nin deyimiyle “Köyleri imamsız, camileri müezzinsiz” bırakmıştı. CHP dini eğitim konusuna önem vermediği için çok fazla oy kaybetmişti. DP’nin ortaya çıkmasıyla kaybettiği oyları kaptırmamak, vatandaşların oyunu tekrar kazanabilmek için 50’ye yakın İmam Hatip kursu açtı.

Fakat bu adım CHP’nin oy kaybetmesini engelleyememişti. 1950 genel seçimlerinde DP tek başına iktidar oldu ve 1932 yılından beri Türkçe okunan ezanı tekrar Arapçaya çevirdi. Daha sonra halkın talepleri doğrultusunda İmam Hatip okulları açıldı. Bu okullar temel 5 yıllık eğitimden sonra 4 yıllık orta eğitim ve 3 yıllık lise eğitimi veriyordu. Yani İmam Hatip okulları 4+3 yıl şeklinde programlanmıştı. İmam Hatip okullarının programında %40 mesleki dersler, %60 ise kültür ve fen dersleri yer almıştır.

DP ve Süleyman Demirel önderliğindeki AP dönemlerinde İmam Hatiplerim sayısı giderek artmış ve 72’ye ulaşmıştır. 1971 askeri muhtırasından sonra ortaokul seviyesindeki imam hatiplerden din dersleri kaldırılarak, buralar normal ortaokullara çevrilmiştir. Lise grubu ise 3 yıldan 4 yıla çıkarılmıştır. 1973’te imam hatip okulu adı terk edilerek imam hatip lisesi adı kullanılmaya başlanmıştır. 1980 askeri müdahalesine kadar imam hatiplerin sayısı artarak 374’e çıkmıştır. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra ise yeni imam hatip liselerinin açılması yasaklanmıştır. Fakat valilik kararları ile imam hatip liseleri şubeler açmaya başlamış ve 1999 yılında imam hatip lisesi sayısı 464’e ulaşmıştır.

Yabancı dil ağırlıklı eğitim veren 107 adet Anadolu imam hatip lisesi açılmıştır. İmam hatip lisesi açılamayacak kadar küçük olan yerleşim birimlerinde çok programlı liselerin çatısı altında 38 adet imam hatip lisesi açılmıştır. Sonuç olarak şubeleri de sayarsak 1999 yılında 610 adet imam hatip lisesi bulunmaktaydı.

1997 yılında çıkarılan yeni yasa ile zorunlu öğretim 8 yıla çıkarıldı. Bu nedenle imam hatiplerin ortaokul birimi kapatıldı ve imam hatiplere sadece 8 yıllık zorunlu eğitimini tamamlayanlar başvurabilir hale geldi. 1998 yılında imam hatip liseleri yeniden düzenlenerek 1 yıl hazırlık eklendi. Böylece imam hatip liselerinin eğitim süresi 1+3 yıl olmak üzere 4 yıla çıktı.

İmam hatip liselerinin %90’ı halk tarafından imece usulüyle yapılıp Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edilmiştir. İmam hatiplerden mezun olan öğrenciler İlahiyat fakültesine gitmek zorunda kalmıştır. Liseden mezun olanları ise işsizlikle baş başa kalmıştır. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, imam, müezzinler imam hatipler ve ilahiyat fakülteleri tarafından yetiştirilmiştir.

Sonuç olarak toparlamak gerekirse, Türkiye’deki din eğitimi tek parti döneminde yöneticiler tarafından umursanmamıştır. Makalenin yazarı Mustafa Özal bu durumu din eğitiminin yasaklandığı şekilde dile getirmiştir. DP/AP döneminde dini eğitim veren okulların sayısının arttığı gözlemlenmiştir. Askeri müdahalelerle dini eğitim veren kurumların yenisinin açılması durdurulmuş, bazı düzenlemelerle dini eğitim veren okullar kapatılmasa bile işlevsiz hale getirilmeye çalışılmıştır. Fakat tüm olumsuzlama ve yaratılan dezavantajlı duruma rağmen vatandaşlar imam hatip lisesine yoğun ilgi göstermiştir, siyasilerden imam hatip açılmasını talep etmişlerdir. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Yüksek İslam Enstitüleri, Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dini eğitim adına açılan önemli kurumlardır. Ayrıca enstitü adıyla açılıp sonradan üniversitelere bağlananlar şunlardır:

İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü; Marmara Üniversitesine,

Konya Yüksek İslam Enstitüsü; Selçuk Üniversitesine,

Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü; Erciyes Üniversitesine,

İzmir Yüksek İslam Enstitüsü, Dokuz Eylül Üniversitesine,

Bursa Yüksek İslam Enstitüsü; Uludağ Üniversitesine,

Samsun Yüksek İslam Enstitüsü; On Dokuz Mayıs Üniversitesine

bağlanmıştır.


*Bu yazı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Öcal’ın Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Din Eğitimi ve Öğretimi başlıklı makalesinden özetlenmiştir.

*Makalenin orijinaline ulaşmak için tıklayınız.

İdris Kılıçaslan

Gazi Üniversitesi Tarih Öğretmenliği-Lisans
Gazi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-Yüksek Lisans
Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-Doktora

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...