Eğitim Bilimleri

Japonya’da Okul Öncesi Eğitim

Eğitim ülkelerin ekonomik, toplumsal ve kültür kalkınmasını hızlandıran en önemli etkendir. Eğitim kurumlarımda çağdaş teknolojik gelişmelere uygun bilgi ve becerilerle donatılan birey yetiştirilerek ekonomide verimlilik sağlanmaktadır. Eğitim toplumun bilgi birikimini arttırarak daha nitelikli hale gelmelerini ve mal, hizmet kalitesini arttırarak toplumun yaşam düzeyinin yükselmesinde önemli bir role sahiptir (Öztürk, 2005).  

Japonya’nın kalkınmasında en büyük etken kuşkusuz ki eğitimdir. Japon eğitim sisteminin niteliği ile okul- sanayi iş birliği ve toplumsal kültürün eğitim ile daha üretken hale gelmesi gelişmekte olan ülkeler için bir ilham kaynağı olmaktadır (Ekinci, 2010).

Terakoysa school

Eğitim Tarihi

Japonya’nın eğitim sistemi tarihsel süreçte Çin felsefesi, Budizm ve Konfüçyüs inanışlarından etkilenmiştir. Japonya’da ilk eğitim uygulamaları soylulara yönelik ve devlete memur yetiştirmek amacıyla verilmiştir. 12. yy ve 16. yy arasında dönemin savaş ve kargaşa ile geçmesi nedeniyle eğitim savaşçı yetiştirmek amacıyla verilmekteydi. 1868-1912 yıllarında, Meiji dönemi olarak adlandırılan döneme gelindiğinde ise modern eğitimin sisteminin temeli atılmıştır. Bu dönemde Eğitim Kanunu ilan edilerek yönetmelikler ve bütçe hesapları yapılmaya başlanmıştır (Ekinci, 2010). Meiji döneminden önceki son samuray çağı olarak da bilinen Edo Çağında samuray ailelerin çocukları bakıcılar, halkın çoğunluğunu oluşturan çiftçi, balıkçı gibi ailelerin çocukları aile büyükleri tarafından bakılmakta iken Meiji döneminde hükümet Avrupa’daki modern okul öncesi eğitim sistemlerini örnek alarak ilk kez bir devlet okulu açmıştır (Sakai, 2006). “Kız veya erkek çocuğunu okula göndermeyen aileler görevini ihlal etmiş sayılacaktır.” sözü ile eğitimin önemi vurgulanmıştır (Kıral ve Kıral, 2009).

1875 yılında yaptığı Amerika gezisinde okul öncesi eğitimin önemini farkeden dönemin eğitim bakanı Fujimaro Tanaka, Tokyo Kız Öğretmen Okulu ve bu okula bağlı bir anaokulu kurulmasını sağlamıştır. Bu okulda 3, 4 ve 5 yaşındaki çocuklar için ayrı sınıflar bulunmakta ve her sınıf 40 öğrenciden oluşmaktaydı. Sınıflarda yalnızca bir öğretmen görev almakta ve günde 4 saat eğitim vermekteydi. Froebel eğitim anlayışının uygulandığı okulda eğitim ücretliydi. Günlük eğitim programı 10’da geliş, selamlaşma töreni, şarkı söyleme, hikaye dinleme, bahçede serbest oyun, Froebel materyalleri ile oyun, jimnastik veya oyun odasında oyun, öğle yemeği, bahçede serbest oyun, Froebel materyalleri ile oyun ve 14’te eve dönüş şeklinde düzenlenmiştir (Sakai, 2006).

1900’lü yıllarda eğitime yapılan yatırım karşılığını ilköğretimde %80 okullaşma ile göstermiştir. 1947’de çıkarılan bir kararname ile eğitimde fırsat eşitliği sağlanmış, dezavantajlı bölgelerdeki bireyler ve finansal sorunlar yaşayanlar için okulda yemek ve sağlık hizmetleri sağlanmasına karar verilmiştir. Bu kararlar sonucu okullaşma oranı %100’ü bulmuş, eğitimde nitelik arttırma çalışmalarına ağırlık verilmiştir (Ekinci, 2010). Yapılan bu çalışmalardan sonra 1960- 1982’de lisede okullaşma oranı %94’e, yüksek öğretimde ise %36’ya yükselmiştir (Kıral ve Kıral, 2009). 1899 yılında anaokulları hakkında ilk kural olan Anaokulu Eğitim ve Donanım Kuralı ile anaokullarında 3 yaşından itibaren çocukların günde 5 saati geçmeden oyun, şarkı, hikaye ve el oyunları ile eğitilmesine karar verilmiştir (Sakai, 2006).

1901 yılında ‘Kadın ve Çocuk’ aylık dergisini çıkarmaya başlayan Froebel Grubu Japonya’da okul öncesi eğitimin gelişmesinde büyük bir paya sahiptir. Froebel ve diğer grupların araştırmaları ile okul öncesi eğitimin içeriğinde değişiklikler yapılmış ve oyuna verilen önem artmıştır. 1911 yılında çıkarılan İlkokul Uygulama Kuralı ile anaokullarının kuralları da yeniden düzenlenmiş, eğitim süresinin uzatılması, çocuk sayısının değiştirilmesi gibi konularda değişiklikler yapılmıştır (Sakai, 2006). 

Birinci Dünya Savaşı sonrası kapitalizmin gelişimi ile artan orta sınıf halk özel anaokullarını desteklemiş bu sayede 1912 yılında 534 olan anaokulu sayısı 1926 yılında 1066’ya yükselmiştir. Eğitim düşüncelerinin değişmesi okul öncesi eğitimi de etkilemiş, Froebel eğitim anlayışının yanında Dewey ve Montessori gibi eğitim felsefe ve metodlarının getirdiği yeni bakış açısı ile özgür ve farklı bir okul öncesi eğitim sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem ile çocukların kendiliğinden başlattıkları oyunlara ve hareketlere verilen önem artmış, doğa ve kurum dışı eğitime yer verilmiş, sanat eğitimi ve çocuğun duyarlılığını arttıracak eğitimlere önem verilmiştir (Sakai, 2006).

1937’de şiddetlenen II. Dünya Savaşı ile şehirlere bomba atılma tehlikesi doğmuş, bütün anaokulları kapatılması emredilmiş, şehirlerde yaşayan çocuklar daha güvenli olan kırsal bölgelerdeki akrabalarının yanına gönderilmiştir. Savaş bittiğinde ise okul öncesi eğitim gerileyerek başlangıç seviyesine dönmüştür (Sakai, 2006).

Günümüzdeki eğitim sistemi 1947’de çıkarılan Japon Eğitim Kanunu ile yasalaşmıştır. Bu kanuna göre örgün eğitim 6-3-3-4 yıl olmak üzere kademelere ayrılmıştır (Ekinci, 2010).  Anaokulları ilk kez okul olarak kabul edilmiştir. 1953 yılında ise Anaokulu Eğitim Müfredatı ile okul öncesi eğitim, eğitim ve bakım amaçlı kurumlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ekonominin insan yeteneği ile geliştirilebileceğini, bu nedenle insan yeteneklerinin geliştirilmesi için erken yaştan itibaren eğitim verilmesini savunan ekonomistler sayesinde okul öncesine verilen önem artmış, anaokullarına giden çocuk sayısında artışlar yaşanmıştır (Sakai, 2006).

Eğitim Bakanlığının 1963 yılında açıkladığı ‘I. Anaokulu Eğitimi Yaygınlaştırma Planı’ ile 7 yıl içinde 3000 anaokulunun açılması ve bazı bölgelerde %60 okullaşma oranına ulaşılması hedeflenmiştir. 1976 yılına gelindiğinde okul öncesi eğitim kurumlarına giden çocukların oranı %90’dan fazla olmuştur. 1991 yılında açıklanan ‘III. Anaokulu Eğitimi Yaygınlaştırma Planı’ ile devlet desteği arttırılmış, destek yardım parası, anaokullarına donanım için destek parası ile 10 yıl içinde 3-5 yaş arası anaokuluna gitmek isteyen tüm çocukların okula gitmesi amaçlanmıştır (Sakai, 2006).  

1998 yılında bilgi ve teknolojinin üzerinde durularak yaşam boyu öğrenme, bireysel farklılıklar ve değerler üzerine çalışmalar yapılmıştır. Japonya bütçesinin %12.7’sini eğitime ayırırken bu bütçenin yarısını temel eğitime harcamaktadır (Ekinci, 2010). 1986’da çıkarılan Eşit İstihdam Olanağı Yasası ile kadınların işgücüne katılma oranı artmış, okul öncesi eğitim kurumlarına olan ihtiyaç artmıştır. Buna yönelik 1989 ve 1990 yıllarında anaokulu eğitim programları düzenlenerek okul öncesi eğitim için Rehberler oluşturulmuştur. (Temel, Koç ve Avcı, 1998)

Eğitim kurumlarına ulusal bütçeden, yerel yönetim bütçelerinden ve özel kurum bütçelerinden pay ayrılarak okulların araç gereç ve teknik donanımları karşılanmaktadır. Zorunlu eğitim dışında yer alan eğitim kurumlarının tamamı ücretli hale getirilmiş, maddi açıdan zorlanan öğrencilere burs imkanları getirilmiştir. Zorunlu eğitim kapsamında yer almayan okul öncesi eğitim de ücretli hale getirilmiştir. Japonya’da ki anaokullarının %58’ini özel anaokulları, %41’ini yerel anaokulları, %1’ini devlet anaokulları oluşturmaktadır (Binici, Arı ve Kutlu, 2005).

Öğretmen Seçme ve Yetiştirme

Japonya’da öğretmenlik mesleğine büyük önem verilmektedir. Öğretmen yetiştirme programlarına birincisi ulusal, ikincisi üniversite düzeyinde olan iki sınav ile öğrenci seçilir (Gül, 2016). Temel öğretmen eğitimi pedagoji, psikoloji ve alan eğitimi olmak üzere üç kategoriden oluşur. Öğretmen adayları bunların dışında eğitim bilimleri dersleri de almaktadır (Orakçı, 2015). Lisans derecesini alan öğretmen adaylarının öğretmenlik eğitim programlarına katılabilmeleri için yılda üç kez yapılan genel kültür, alan ve meslek bilgisinin yer aldığı Ulusal Giriş Sınavı’nda başarılı olmaları gerekmektedir. Bu sınavda başarılı olan adaylar görüşme ve uygulama sınavlarında da başarılı olması halinde adaylar altı aylık staj programına alınır. Staj programını başarı ile tamamlayan adaylar öğretmen olarak göreve başlamaktadır (Gül, 2016).

 Japonya’da eğitim kolejleri dışındaki eğitim programlarından mezun olan adayların öğretmen olmaları için sertifika programları bulunmaktadır.  Bu sertifikalar sürekli ve ülke genelinde geçerli olan sertifika ile geçici olan, sadece verildiği bölgede geçerli olan sertifika olmak üzere iki türdedir (Gül, 2016).

2 yıllık yüksekokullardan mezun olan adaylar okul öncesi öğretmenliği yapabilmektedir. İlkokul öğretmeni olarak atanmak için adaylar beden eğitimi, müzik (özellikle piyano) performans sınavlarında başarılı olmalıdır (Orakçı, 2015).

Japonya’da Eğitimin Genel Amaçları

Eğitim Temel Kanunu 1. Maddesinde Japon eğitimi genel amacı şu şekilde belirtilmiştir: “Eğitim, insan karakterinin tamamlanmasını hedefler. Eğitim; barış içinde bulunan bir ülke ve toplum oluşturulması, gerçeğe ve doğruya saygı gösteren, bireyin değerini bilen, çalışma ve sorumluluğunu önemseyen, bağımsız ruha sahip olan sağlıklı bir halk yetiştirilmesi amacına yönelik olarak uygulanmalıdır” (Sakai, 2006).

Japonya’da bir eğitim öğretim yılında yaz tatili (Temmuz ortası- Ağustos sonu), güz tatili (Aralık sonu- Ocak başı) ve bahar tatili (Mart ortası- Nisan başı) olmak üzere üç ara tatil bulunmaktadır (Kıral ve Kıral, 2009). Öğretim yılı başında doğa gezileri, aile ziyaretleri gibi etkinlikler düzenlenir. Eğitim 1999’a kadar haftada altı gün iken günümüzde haftada beş gün yapılmaktadır ancak eğitim kalitesinin düştüğü görüşü ile tekrar haftada altı gün eğitim yapılması görüşleri ortaya çıkmaktadır.  Ders programlarına ek olarak spor müsabakaları, doğa gezileri, konser ve sanat etkinlikleri yapılır. Bu etkinlikler hafta sonu yapılarak ders saatlerinden taviz verilmemesi sağlanmaktadır (Ekinci, 2010).

Okul Öncesi Eğitimin Temel İlkeleri

Okul Eğitim Kanununun 77. maddesine göre okul öncesi eğitim; dönemin özellikleri göz önüne alınarak, çevreye uygun, çocukların gelişimleri ve yeteneklerini gösterebilmeleri için gerekli tecrübeleri edinecekleri çocuk merkezli etkinliklerle yapılmalıdır. Çocuğun kendiliğinden başlattığı oyunlara önem verilerek eğitim hedefleri oyun yoluyla gerçekleştirilmelidir. Çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar gözetilerek planlama yapılmalı ve buna uygun çevre düzenlenmelidir (Sakai, 2006).

Okul Öncesi Eğitimin Amaçları

Okul Eğitim Kanunu’nun 78. maddesine göre okul öncesi eğitimi ile; yaşam için gerekli beceriler kazandırılarak temel alışkanlık ve davranışlar ile sağlıklı ruh ve bedenin temeli oluşturulması, sevgi ve güven duyguları kazandırılarak çocukların bağımsızlık, toplum ile uyum becerisi kazandırılması, doğa ve yakın çevreye ilgi duyması bu sayede olaylar hakkında zengin düşünce ve duygulara sahip olmasını sağlamak, dil bilincine sahip, dili doğru konuşan bireyler yetiştirilmesi, çeşitli deneyimler ile yaratıcılığın desteklenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlara ulaşmak için okul- aile iş birliğine büyük önem verilmektedir (Sakai, 2006; Aldemir, 2010).

Okul Öncesi Eğitim Programının İlkeleri

Anaokulu eğitiminde çocuğun istekliliği ön plana alınarak çevre ile ilişkilendirilen faaliyetlerle eğitim hedeflerine ulaşmak amaçlanmıştır. Okul öncesi eğitim planında hedef ve içerikler hazırlanırken dönemin özelliklerine uygun olarak ve çocukların bireysel farklılıkları, gelişim ve ilgileri göz önüne alınarak gerekli tecrübeleri kazandıracak bir şekilde planlanmalıdır. Çevrenin hareketlere olan etkisi dikkate alınarak çevrede değişiklikler ve buna uygun her zaman değişebilen eğitim programları hazırlanmalıdır (Sakai, 2006).

Uzun vadeli olan senelik, dönemlik ve aylık eğitim programları ile detaylı olan, çocukların yaşamı ve ilgisi dikkate alınarak haftalık ve günlük planlar hazırlanmalıdır. Etkinlikler bireysel, grup, sınıf içi, bahçe gibi çeşitli uygulamaları içermeli, öğretmen işbirliği ve çocukların ilgilerini tatmin edecek biçimde düzenlenmeli. Çevre, aile ve doğadan yararlanarak çocukların zengin deneyimler kazanması sağlanmalı. Güvenlik eğitimleri verilerek çocuklar tehlike ve felaket durumlarında alacakları tedbirler konusunda bilgilendirilmeli, trafik eğitimi verilmelidir (Sakai, 2006).  

Okul Öncesi Eğitim Programı

Japonya’da okul öncesi eğitim programında sağlık, sosyal hayat, tabiat, dil, müzik ve sanat etkinlikleri olmak üzere 5 temel alan yer almaktadır (Ekinci, 2010). Gerekli olduğu zamanlarda bu alanların hedeflerine uygun yeni içerikler eklenebilmektedir (Sakai, 2006).

Anaokullarında bir eğitim yılı 39 haftadan az olmamalıdır. Bir günlük eğitim genel olarak 4 saattir bu süre çocuğun bedensel ve ruhsal gelişimi, mevsim gibi durumlara göre düzenlenmelidir (Sakai, 2006).

Okul Öncesi Eğitim

Öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren temel becerileri kazanmasını amaçlayan anaokullarına 3-5 yaş aralığındaki çocuklar kabul edilmekte ve kabul edildikleri yaşa göre 1- 3 yıl eğitim almaktadır. Anaokulları ulusal ve yerel eğitimciler tarafından denetlenmekte ve fiziksel olanakları, donanımları, öğretim içerikleri Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği yasalara uygun olarak düzenlenmektedir (Aldemir, 2010). Japonya’da okul öncesi eğitim zorunlu olmamasına ve ücretli rağmen okula devam oranı %98’dir (Ekinci, 2010- Kıral ve Kıral, 2009).

Anaokullarında (Yochien) sağlık, sosyal yaşam, doğa, dil, müzik ve ritim, ritmik oyunlar, sanat ve el sanatları gibi dersler yer almaktadır. Çocuklar anaokullarında geleneklere uygun olarak yerde, diz üstü oturarak etkinliklere katılmaktadır (Ekinci, 2010). Çocukların okulda birbirleriyle yakın ilişkiler kurmaları, etkinlik ve deneyimleri sayesinde başarılı bireyler olmaları amaçlanmaktadır. Japonya’da okul öncesi eğitimde en çok dikkat çeken unsur ise öğrencilerin okul öncesi eğitim kurumlarına ( anaokullarına) sınavla alınmasıdır (Aldemir, 2010).           

Japonya’da gruba bağlılığın, çaba ve devamlılığın mutlu bir hayat için gerekli olduğu çocuklara küçük yaşlardan itibaren öğretilmektedir. Anaokullarında sınıflara tek bir çocuğun oynayamayacağı büyüklükteki bloklar veya oyuncaklar yerleştirilerek, çeşitli etkinlikler yapılarak birlikte, işbirliği içinde yaşama becerilerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Eğitim Bakanlığı anaokulları için en az 40 çocuk sınırı koyarak çocukların daha fazla çeşitli olayla ve çocukla ilişki kurmasını amaçlamıştır (Temel, Koç ve Avcı, 1998).

Anaokullarında öğretmenin doğrudan kontrol edici görüntüsü kaldırılmıştır. Etkinlikler müzik sesiyle başlatılmaktadır. Öğretmen bir çocuğu doğrudan uyarmak yerine başka bir çocuğu görevlendirip onun uyarmasını sağlamaktadır. Soru soracak çocukların sorularını öğretmene değil arkadaşına sorması, sorunlarını kendi aralarında çözmeleri istenilmektedir. Çocukların kavga etmelerine, tartışmalarına birbirlerine zarar vermedikleri sürece izin verilerek empati kurma, hoşgörü ve ölçülü davranma öğretilmektedir. Tartışmanın sosyal davranışların öğretilmesinde büyük bir yeri olduğu düşünülmekte, öğretmenler tarafından tartışmaya neden olacak durumlar oluşturulmaktadır (Temel, Koç ve Avcı, 1998).

Japonya’da ki eğitim kurumları Eğitim, Bilim ve Kültür Bakanlığının yönettiği ulusal okullar, yerel yönetimlerin yönettiği yerel okullar ve özel okullar olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır (Binici, Arı ve Kutlu, 2005). Çocukların hangi okula gideceğine komisyonlar karar vererek okullardaki yığılmaları önlemeyi amaçlamaktadır (Kıral ve Kıral, 2009). Ancak bunun dışında değişik yapılarda okullarda görülmektedir.

Daichi okulları grup etkinliklerinin yoğun olarak tercih edildiği çocuk merkezli bir kurumdur. Müzik, drama, kukla çalışmalarına önem verilmekte, grupça dekor ve kostümler hazırlanarak diğer sınıflara gösteri yapılmaktadır. Serbest zaman etkinliklerinde ise çalışmalardan bahsedilerek çocukların deneyimlerini sınıfla paylaşması istenilmektedir (Temel, Koç ve Avcı, 1998).

Yoji Gakuen Enstitüsü’nde 3-5 yaş arası çocuklara üç yıllık bir eğitim verilmektedir. Bu eğitim sürecinin sonunda çocukların zeka testlerinden 160 ve üstü puanlar aldıkları görülmüştür. Bütün çocukların eşit yeteneklere sahip olduğu, çocukların tekrar yolu ile öğrendiklerini savunmaktadır. Ekonomik düzey ve yeteneğe bakılmaksızın her çocuğun gidebildiği bu okullarda serbest zaman ve oyun etkinlikleri hiç yer almamaktadır (Temel, Koç ve Avcı, 1998).

 Kohituji Hoikuen Gündüz Çocuk Bakım Merkezi 0-5 yaş arası çocukları kabul etmektedir. Karma yaş ile eğitim veren bu kurumda sınıf ortamı ev, öğrenme merkezi ve sınıf olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir. Çocukların ev bölümünde aile ortamında gibi hissetmeleri, evin üyelerine saygı duymayı öğrenmeleri amaçlanmaktadır. Öğrenme merkezi 3 yaş ve üzeri çocukların öğretmen planlı etkinlikleri ve serbest zaman etkinlikleri için hazırlanmıştır. Sınıf ortamında aynı yaş grubu çocukların bir aradadır. Günlük eğitimin çoğu ev ve serbest zaman etkinlikleri ile geçmektedir (Temel, Koç ve Avcı, 1998).

Japonların eğitim anlayışının temelinde insan unsuru yatmaktadır.  Japonlar, her insanın eğitilebilir bir varlık olduğunu, özellikle bebeklik döneminin kişiliği belirleyici önemi olduğunu çok önceden kavramışlar ve çocuk bakımını ve eğitim sürecini saygın bir sanat dalı haline getirmişlerdir (Demirel, 1992). Japonlar, “en iyi öğrenme, bir şeyler yapılarak öğrenilir” diyerek (learning bydoing) okullarda eğitim yapılırken, bu inancın kuvvetlenmesi yönünde derslere ağırlık vermektedirler. Japon eğitimi, ülke ihtiyaçlarına göre planlanmış olup, temelde çok şey bilen kişiler yerine, pratikte az şeyi iyi yapan kişiler yetiştirmeyi amaçlamaktadır ve eğitim pratik hayatla iç içe yürütülmektedir (Kayhan, 2009) gerçekleştirilmektedir. Bakanlık; okul yönetimini, eğitim programını, pedagojiyi ve kitapların eğitici içeriklerini kontrol etmektedir (Ishikida, 2005). Yerel düzeyde eğitim yönetimi ve denetiminden belediyeler sorumludur. Belediyeler bünyesinde bölgelere göre üç veya altı kişiden oluşan eğitim komiteleri bulunmaktadır. Eğitim komitesi üyeleri belediye başkanı tarafından seçilirler ve belediye meclisince onaylanarak göreve getirilirler ve dört yıl süreyle görev yaparlar. Bununla birlikte, bu üyeler kurumsal hafızanın sağlanabilmesi ve aksaklıklara meydan verilmemesi için aynı anda değil farklı zamanlarda değiştirilebilirler. Okul yöneticilerinin atamasını ve bakanlığın hazırlamış olduğu çerçeve planına göre bölgesindeki eğitim planı ve programının hazırlanmasını bu eğitim komiteleri yaparlar (Bayrakçı, 2005).

Yazar: Gamze Pay

(Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü Yüksek Lisans)

KAYNAKÇA

Aldemir, A. Y. (2010). Türkiye ve Japonya’da İngilizce öğretmeni yetiştirme sistemlerinin karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Binici, H., Arı, N. ve Kutlu, O. (2005). Japon eğitim sistemi ve eğitim reformu. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 29, 58–64.

Ekinci, A. (2010). Japon eğitim sisteminden Türk eğitim sistemine iyi örnekler. Milli Eğitim, 188, 32-49.

Gül, A. (2016). Türkiye ile Çin, Finlandiya, Japonya ve Hollanda’nın öğretmen yetiştirme ve seçme sistemlerinin karşılaştırılması. Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(2), 63-72

Kıral, B. ve Kıral, E. (2009). Japonya ilköğretim sistemi ve Türkiye ilköğretim sisteminin karşılaştırılması. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 12, 53-65.

Orakçı, Ş. (2015). Şangay, Hong Kong, Singapur, Japonya ve Güney Kore’nin öğretmen yetiştirme sistemlerinin incelenmesi. Asya Öğretim Dergisi, 3 (2), 26-43.

Öztürk, N. (2005). İktisadi kalkınmada eğitimin rolü. Sosyo Ekonomi Dergisi, 1, 27-44.

Temel, F., Koç, G. ve Avcı, N. (1998).  Çin Halk Cumhuriyeti ve Japonya’da okul öncesi eğitim. VII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi. Konya: Selçuk Üniversitesi, 77-86.

Sakai, A. (2006). Japonya ve Türkiye’de okul öncesi eğitimin tarihsel gelişimi ile Japon ve Türk annelerin okul öncesi eğitim ile ilgili görüşlerinin karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.