Eğitim Bilimleri Tarih

Tarih Eğitimi Üzerine Bazı Düşünceler

Okullardaki tarih derslerinde öğretilen konuların içeriği zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Öğrencilere hangi konular öğretilmelidir? Hangi konular müfredattan çıkarılmalıdır? Öğretilmek istenen konularda ne kadar ayrıntıya girilmelidir? Öğrencilere tarihin her dönemini tam manasıyla öğretmek imkânsızdır. Ne kadar çalışılırsa çalışılsın bazı olaylar müfredatın dışında kalacaktır. Tarihin tüm dönemlerini öğrenciye öğretmek için yeterli ders saati olmadığı gibi buna gerek de yoktur. Öğrencilere özellikle kendi tarihini öğretmeli, tarih anlayışını geliştirmeli, sorgulamasını ve araştırmayı öğrenmesini sağlamalıyız. Tarih dersi özellikle Türkiye’de çok tartışmalı bir branşdır. Pek çok ülkede görülmeyen davranış ve iddialar tarih branşında görülür. Örneğin tarih dersinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu babalarına, kuruluş değerlerine hakaret eden, geçmişiyle kavgalı olan öğrencilerle karşılaşabilirsiniz. Yahut kendisini Türk vatandaşı olarak addetmeyen, siyasi sınırların değişmesini isteyen, haksızlığa uğradığını düşünen ve öğretmenine “resmi tarih” anlatıcısı olması sebebiyle nefretle bakan öğrenciler görebilirsiniz. Etnik kimliğini ön plana çıkaran, içinde bulunduğu topluma düşmanlaşmış ve kızgın olan öğrenciler tarih derslerinde öfkesini kusmaya çalışıp, dersin akışını ve sınıfın havasını sabote edebilir.

Tarih dersi denince öğrencinin aklına genelde “geçmişte yaşanan olayları bilmek” gelir. Hâlbuki tarih yalnızca geçmişi bilmek değildir. Geçmişte yaşanan olayları bilmek malumatfuruşluktan ileriye gidemez. Tarih ise geçmişte yaşanan önemli olayları kaydeden, yorumlayan, tartışan, entelektüel bir zihinsel faaliyettir. Tarihçi geçmişte yaşanan olayların doğrusunu araştırır, öğrenir ve yorumlar. Tarih, Herodot Cevdet gibi kahvehanede etrafına insanları toplayıp, yaşanan olayları aktarmak değildir. Modern tarihçi belgelere dayanır, konuyu seçer, eleştirir ve yorumlar. Tarihçi bir çuvalın içinde karmaşık duran sözcüklerden anlamlı bir metin çıkarmaya çalışan kimsedir.

Okullardaki tarih eğitiminin öncelikli amacı iyi bir vatandaş yetiştirmek, kültürü yeni nesillere aktarmak olarak özetlenebilir. Fakat okullardaki tarih eğitiminin başka amaçları da vardır. Öğrencilerin araştırma yapmayı öğrenmesini sağlamak, kanıtlardan yola çıkarak yorum yaptırmak, empati yapmak, verileri analiz etmek ve değerlendirmek gibi becerilerin gelişmesi de hedeflenir. Aslında tarih eğitimi felsefe ile birlikte, öğrencinin “düşünmeyi öğrenmesini” sağlamaya çalışan bir derstir. Düşünmeyi öğrenmek ve rasyonel olmak insanlar için çok zordur. Tarihteki olaylar ve kanıtlardan yola çıkarak rasyonel çıkarımlar yapmak öğrencilerin düşünme yetisini geliştirecektir. Burada tarihi kanıtlar derken elbette öğrencinin arşive girerek belgeler bulmasını ve konuyu değerlendirmesini kast etmiyoruz. Tarih öğretmeninin işlediği konu bağlamında sınıfa belge fotokopisini getirmesi ve bu fotokopi üzerinden çıkarımlar yapılmasını, akıl yürütülmesini kast ediyoruz. Bir fotoğraftan, bir gazete manşetinden bile çok keyifli ve öğretici bir tarih dersi işlenebilir. Tarih eğitimi bir nevi zihinsel jimnastiktir. Beynimizi kullandıkça düşünme, empati kurma, iletişim, anlama beceresi gelişecektir. Ne yazık ki üniversite sınavına hazırlanma endişesi ve tarih sorularının üniversiteye giriş sınavında çok az sayıda çıkması, haftalık programda sadece 2 saat tarih dersi olması öğrencinin tarih dersine olan ilgisini olumsuz etkilemektedir.