Günümüzde fotoğraflarda yer alan ”Altın Oran” anlayışını felsefi açıdan elen Aristoteles bu konuya farklı bir yaklaşımda bulunmuştur. Sanat tarihinde de aşina olduğumuz bu uygulama Leonardo Da Vinci gibi ünlü sanatçılar tarafından da kullanılmıştır.
Sanatsal olarak ele alınan Altın Oran,güzellik ve görsellik doğrultusunda eserlerde mükemmelliğe erişmek için kullanılmıştır. Fakat Aristoteles altın oranın edebi olarak da kullanılabileceğinden söz etmiştir.
Aristoteles’e göre ahlaki karar vermek bir yetenektir ve ahlaki davranışın bilimsel bir kesinliği olamaz,her duruma uyan bir formülü yoktur. Aristoteles kendi yaklaşımına bir isim vermemiştir ancak genellikle onun teorisi ”Altın Oran” adıyla anılmaktadır. Her ne kadar Aristoteles belli ahlaki durumlarda her zaman geçerli doğru bir eylem tipi belirlememiş olsa da ona göre uç noktalardan kaçınmak gerekir. Aristoteles’e göre ”erdem”, aşırılık ile eksiklik arasındaki orta noktada açığa çıkar. Örneğin cesaret erdemi, iki aşırı uç arasında durur: bir uçta gözükaralık vardır, diğer uçta korkaklık. Bu iki olağan dışı durum arasındaki kusursuz noktanın ne olduğu kişiden kişiye ya da durumdan duruma değişebilir.
Bu iki aşırı uç arasındaki en erdemli eylemi nasıl belirleriz ? Neyi seçeceğimizi ve davranışımıza nasıl yön vereceğimizi bilmek Aristoteles’e göre ancak onu daha doğru bir karaktere sahip olmakla mümkün olabilir. Bu da yalnızca okumakla ve onun hakkında bilgi sahibi olmakla kazanılmaz. Ahlaki erdem eyleyerek öğrenilmeli, erdemli davranışlarda bulunarak geliştirilmelidir, bu konuda pratik yapılmaya ihtiyaç duyar. Ahlaki erdemler deneyimle oluşur ve giderek alışkanlığa dönüşür.
”İnsanlar, ev yapa yapa mimar, lir çala çala lirist olurlar; aynı şekilde adil şeyleri yapa yapa adil, ölçülü davrana davrana ölçülü, yiğitçe davrana davrana yiğit insanlar oluyoruz.”
Altın Oran’ı kullanabilmek doğru bir karaktere sahip olmayı gerektirir. Yalnızca kural olduğu için ona uygun eylemlerde bulunmanın, erdemle ve ahlakla bir ilgisi yoktur. Bir sanat veya müzik eseri için önemli olan yalnızca belirli bir niteliğe sahip olmasıdır; sanatçının ne düşündüğünü bilmemize gerek yoktur. Ancak mesele erdem olduğunda önemli olan tek şey, etkinliğin ne olduğu değildir; etkinliğin nasıl yapıldığı ve yapanın nasıl olduğu da önemlidir.
”Eylemde bulunan, eylemde bulunduğu zaman birtakım şartlara sahip olmalıdır: ilkin, bilerek davranmalı, sonra eylemleri tercih ederek ve kendileri için tercih ederek yapmalı, üçüncü olarak da eylemleri emin ve sarsılmaz bir karakterden sökün etmelidir.”
Sonuç olarak Aristoteles, günümüzden yüzyıllar önce ele aldığı bu konu hala geçerliliğini insani ilişkilerde ve insanların karar verme noktalarında sürdürmektedir. Ve bunun sonuçları doğrultusunda insanlara mal ettiğimiz birtakım sıfatlarda toplumumuzda, ailede, arkadaşlık ilişkilerinde görülmektedir.
Yorumla