Mars’ ta su hatta yaşam sinyallerinin araştırılması bir süredir devam ediyor. CERN ve NASA bilim adamlarının kızıl gezegendeki keşifleri yeni ve büyük bir bulguyu ortaya çıkardı. Jeoloji, arkeoloji ve parçacık fiziği alanlarında uzmanlaşmış disiplinler arası bir uzman ekibi tarafından analiz edilen NASA’nın Mars yörünge kaşifiyle Mars’tan alınan yeni görüntüler şimdiye kadar yapılmış en büyük parçacık hızlandırıcısının varlığını ortaya koydu. Ekip önceden Güneş sisteminin en büyük volkanik oluşumu olarak düşünülen Marstaki Olympus Monds adı verilen dağın aslında birkaç milyon yıl önce kullanılan eski parçacık hızlandırıcısının kalıntıları olduğunu gösterdi. Algılayıcının yüksek çözünürlüklü kamerasının fark ettiği birkaç kilometre boyunca uzanan bir toprak kayması, bilim insanlarının dikkatini çekti. Bu son gelişme bilim insanlarının ilgisini çeken bu yapıların Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) kullanılan süper iletken hızlandırıcı boşluklara benzediğini ortaya çıkardı. Bu parçacık hızlandırıcısı yaklaşık olarak 2000 kilometrelik çevresiyle LHC’ den 75 kat daha büyük ve milyonlarca kez daha güçlüydü. Bununla birlikte, böyle bir makinede hangi parçacık türlerinin hızlandırabileceği henüz bilinmemektedir.
Bu büyük keşif ayrıca arkeolojinin en eski gizemi olan Mısır piramitlerini açıklamaya yardımcı olabilir. Piramitleri andıran ciddi ölçüde aşınmış yapılar Olympus Mons’un yakınında bulunan görüntülerde açığa çıkıyor. Ayrıca anlamı daha önce bilinmeyen eski Mısır hiyeroglifleri bu gözlemleri doğruluyor gibi görünüyor. Önde gelen bilim adamları, piramitlerin devasa antenler olabileceğine inanmaya başlamıştı. CERN Teknik Tasarım Şefi Fridırik Speydır’ a (Friedrich Spader) göre hızlandırıcı kontrol odası büyük olasılıkla piramitlerin altında kaldı. Bu parçacık hızlandırıcının teknolojik olarak oldukça ileri bir uygarlık için sömürgeleştirme amacına hizmet eden ve güneş sistemine girmek için kullanılan bir ana kapı olduğu düşünülüyor. Bilim adamları ekibinin lideri Fadela Emırik (Fadela Emmerich) “Son zamanlarda çözülen papirüs güçlü manyetik alanın ve hızlandırıcıdaki parçacık hareketinin, uzay zamanında bir ana kapı oluşturacak şekilde olduğunu gösteriyor. Bu, CERN için tamamen yeni bir olgu ve incelemek için sabırsızlanıyoruz.” dedi. Böyle bir teknoloji, uzay yolculuğunda devrim yaratabilir ve galaksiler arası keşif yolunu açabilir.
Olympus Mons yaklaşık 2 milyon yıllık olduğu tahmin edilen en son lav akıntıları ile şu ana kadar güneş sisteminin en büyük volkanı olarak sayıldı. Bilim adamları, bu buluşmanın NASA’nın Mars Yörünge algılayıcısı tarafından gerçekleştirilen son ölçümlere dayanarak oldukça doğru olduğuna inanıyor. Araştırmanın bu yönüne öncülük eden jeolog Aylırt O’Niyıl’ a göre (Eilert O’Neill) bu, parçacık hızlandırıcının son olarak yaklaşık 2 milyon yıl önce kullanıldığı anlamına gelir.
Parçacık hızlandırıcı tarafından yayılan şiddetli senkrotron ışınları volkanik yapıyı ve lav akışlarının varlığını açıklayan yoğun bir ısı üretti. Fridırik Speydır “Ayrıca, Mars yüzeyinde çok miktarda su bulunduğundan uzun süredir şüpheleniyoruz. Sadece bu suyun makinelerin soğutulması için kullanıldığını varsayabiliriz. ” dedi.
Geçmişteki medeniyetlerin gelişmiş teknolojisi olduğu varsayılırsa bugün çözülemeyen pek çok konuyu aydınlatması da olasıdır. Bu tür sonuçlar disiplinler arası yapılan bilimsel çalışmaların ileri bir medeniyeti anlayabilmek ve bilinmeyeni ortaya çıkarabilmek için ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarıyor.
Not : 1 Nisan Şaka Gününüz Kutlu olsun :)
Kaynak : http://home.cern/about/updates/2017/04/ancient-particle-accelerator-discovered-mars
Yorumla