Tarih

İçine Kapanmış Bir Türk Topluluğu: Müyten Türkleri

Yazar: Beytullah KOCABAŞ  

Adlarına ilk kez Osman Karatay’ın “Alper Toŋa ve Oğuz Han: Turan’da Bir Dönem, İki Gelenek” isimli makalesinde rastladığım Müyten Türkleri, tarihin takip edilebildiği dönemlerde Türkistan coğrafyasında yaşamışlardır. Müyten Türkleri, Tarih boyunca belli bir güce ulaşamadıkları için isimleri fazla anılmamış olan bir Türk boyudur. Günümüzde Özbekistan’ın Semerkand bölgesinde, Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nin Tahtakapır ve Muynak bölgelerinin yanı sıra Afganistan ve İran’ın bazı bölgelerinde de yaşadıkları bilinmektedir (Nahmedov, 2002: 580; Karatay, 2019: 36).

Tarih boyunca Karakalpak Türkleri ile aynı coğrafyada yaşamış olmalarına rağmen kendilerini farklı bir boy olarak görmüşler ve XX. yüzyılın başlarına kadar kendi içerisinde evlilik yaparak kapalı bir topluluk hâlinde yaşamışlardır (Nahmedov, 2002: 580).

Müyten Türkleri hakkında olan bilgiler çoğunlukla destanlar yoluyla öğrenilmiştir. Müyten Türkleri’nden bahsedilen ilk çalışma Baskakov’un yapmış olduğu çalışmadır. 1926-1949 yılları arasında yapmış olduğu saha çalışması sonucunda 1959 yılında “Karakalpakskiy Yazik (Karakalpak Dili)” adlı eserini yayımlamıştır. Baskakov çalışmasında Karakalpaklar ile ilgili olarak derlemiş olduğu masallara da yer vermiştir. Karakalpak efsanelerinin içerisinde Müytenler’e ait olan efsanelere yer vermiştir (Fedakar, 2008: 152).

Kamal Mambetov, 1993 yılında yayımladığı  “Karakalpak Tariyhı (Karakalpak Tarihi)” adlı kitabında Karakalpak uruklarından sayılan Müyten Türklerinin kökenine dair bir efsanenin konusuna değinmiştir. Mambetov, bu efsaneye dayanarak Müyten Türklerinin, Karakalpaklar’ın en eski uruklarından birisinin olduğunu iddia etmiştir (Fedakar, 2008: 153).

Nahmedov, Müytenler’in kökenini efsaneler ışığında üç başlık altında toplanabileceğini ifade etmiştir (Nahmedov, 2002: 580).[1]

  1. Bazı efsanelerde Müytenler’in çok eskiden bir devletlerinin olduğunu, daha sonra ise bu devletin başka bir devlet tarafından istila edilerek Müytenler’in tamamının öldürüldüğünü veya bir devletin kontrolü altında yaşadıklarını; hükümdar tarafından kovulduklarına rivayetler vardır. Günümüz yaşadıkları yere de bu sebeple göç etmişlerdir.
  2. Bazı efsanelerde Atalarının olağanüstü bir şekilde Kafkas dağlarına gittiğini ve Kafkaslarda gezerek vücudu tüyle kaplı bir şekilde anayurtlarına dönmesi anlatılmıştır.
  3. Bazı efsanelerde de savaş sırasında öldürülen Müyten adlı kişinin Akşolpan[2] isimli hatunundan doğan bir veya iki erkek çocuğundan Müyten topluluğunun ortaya çıkmış olabileceğinden bahsedilmiştir.

Efsaneler göz önüne alındığı zaman Müyten Türklerinin Türkistan coğrafyasına sonradan göç ettikleri bu sebeple de kendileri Türkistan coğrafyasına yabancı saydıklarını görmekteyiz. Müytenler, Türkistan’a Kafkaslar’dan veya Ön Asya’dan göç ettiklerini düşünmüşlerdir. Bu konu üzerine araştırmalar yapmış olan L. S. Tolstova bu konu hakkında şu ifadeleri kullanmıştır (Nahmedov, 2002: 581):

“Yüzyıllar boyunca Harezm Müytenleri ile Zarefşa Mitanları birbiri ile ilişkide bulunmuşlar. Yüzyıllar boyunca Zerafşan Mitanları Kuzeybatı İran’da (Tebriz bölgesi) kendilerine yakın etnik gruplarla ilişkilerini korumuşlar ve tüm bunlar onların efsanelerine yansımıştır. Mitanlar’ın bu bölgedeki hangi halkın veya halkların terkibine dâhil olduğu hakkında bilgi içeren kaynak bulunmamaktadır. İran’ın tüm Kuzeybatısında Tebriz bölgesi de dâhil olmak üzere Azerbaycan Türkleri yaşamaktadır; Rezaye (Urmiye) gölünün güneyinde Azerbaycan Türkçesinin bir ağzında konuşan küçük Karapapak etnik grubu yaşamaktadır. Muhtemelen Mitanlar burada Azerbaycan Türklerinin içine karışmış veya Karapapaklar’ın terkibine dâhil olmuşlar. Karakalpak Müytenlerinin dilinde, aynen Azerbaycan Türkçesinin bazı ağızlarında olduğu gibi nazal seslerden sonra /-l/ sesinin ilerleyici benzeşmeye uğradığı görülmektedir ( /ŋl/ yerine /-ŋŋ/ örneği verilebilir).

Tolstova, Karakalpak Türklerinin Kıtay, Kıpçak, Keneges, Mangıt, Müyten ve Kongrat olmak üzere altı ana boydan meydana gelmiş olabileceğini düşünmüştür (Yılmaz, 1997: 1322).

KAYNAKÇA

Fedakar, Pınar (2008). “Karakalpakistan’da Efsane Çalışmaları” Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. XI, S. 20, ss.150-156.

Karatay, Osman (2019). “Alper Toŋa ve Oğuz Han: Turan’da Bir Dönem, İki Gelenek”, İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar, ss. 29-40, Ötüken Yayınları, İstanbul.

Nahmedov, Ahmet (2002). “Eski Bir Türk Boyu Müytenler ve Menşe Efsaneleri”, Türkler (Editörler: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), C. III, ss. 580-583, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara.

Uygur, Ceyhun Vedat (2003). “Karakalpak Edebiyatında Kadın”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’a Armağan, S. 13, ss. 251-280.

Yılmaz, Salih (1997) “Karakalpak Türkleri ve Bugünkü Karakalpakistan”, Yeni Türkiye Türk Dünyası Özel Sayısı II, Sayı: 16, ss. 1320-1329.

[1] Efsaneler hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Nahmedov, Ahmet (2002). “Eski Bir Türk Boyu Müytenler ve Menşe Efsaneleri”, Türkler, ss. 581.

[2] Müyten Türkleri, savaş sıralarında “Akşolpan” diye bağırmışlardır. Bu durum da anneye ve kadına duyulan saygıdan doğmuştur. Bunun için de Müytenler tarihinde kız ve kadınlar önemli yer işgal etmişlerdir (Uygur, 2003: 259).

 

Salur Türkleri

 

Unutulan Türkler 4: Finlandiya Tatar Türkleri

 

Unutulan Türkler 2: Horasan Türkleri

Unutulan Türkler: Kaşkay Türkleri

 

Beytullah Kocabaş

Lisans 2014-2018 Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Edebiyat Fakültesi, Erciyes Üniversitesi, KAYSERİ.
Yüksek Lisans 2018- devam ediyor... Yeni Türk Dili A.B.D., Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erciyes Üniversitesi, KAYSERİ.

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...