DÜŞÜNCE Tarih TOPLUM

İngilizlerin, Hindistan’ı Sömürmekte Kullandığı 5 Yöntem

 Önce tüccarlar, sonra sömürgeciler

İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, 1608’de Hindistan’a gizli şekilde girdi. 1615’te ilk fabrikayı açtılar. Ticari operasyonlar genişledikçe koloniler kurdular. Zamanla kontrolü ele geçirdiler ve ilk Hindistan genel valisi Warren Hastings atandı. 1857’de Hint Sepoy İsyanı’ndan sonra bölgede İngiliz varlığı sağlamlaştı. Hindistan’dan gelen hammaddeler İngiltere’ye götürüldü. Bitmiş ürünler ise Hindistan pazarlarına ve dünyanın diğer bölgelerine geri gönderildi. Kendi iç dengesi bozulan Hindistan, İngiliz malı ithalatçısı oldu. Böylece İngiliz hükümeti hem ürünlerini çaldı hem de kendi mallarını Hindistan’a satmaya başladı.

 

İngilizler, Hindistan’ı nasıl aç bıraktı?

Hindistan’daki son kıtlık, 1943 ve 1944 yılları arasında Bengal’de dört milyondan fazla can aldı. Bengal kıtlığı, aynı zamanda “İnsan Yapımı Kıtlık” olarak da anılır.

Kıtlığın nedeni İngilizlerin, sömürüyü şiddetlendirmesi ve pirinç tarlalarını kapatıp jüt (kanaviçe) üretimine döndürmesi. Ardından da aç kalan halkın iş gücünden faydalanmak için sözde yardım kampları adı altında çalışma kampları kurması. Verilere göre bu kamplarda yaşayan insanlara verilen yiyecek, Nazi kamplarında yaşayanlara verilenlerden az idi.

 

İngilizce’yi öğreterek

İngilizceyi öğretmek, İngiliz imparatorluğunun Hintli kitleleri ezmesine yardımcı olmak için tasarlanmış bir sömürge aracıydı. Doğu Hindistan Şirketi’nin stratejik kararı, dili konuşmayan milyonlarca Hintli arasında bir köprü görevi görebilecek bir Hintli sınıfı olan “Babus”u oluşturmak için kullanıldı. Denetim Kurulu Sekreteri Lord Macaulay 1835’te Genel Valiyi, Hintli bir azınlığına İngilizce öğretmeye teşvik ederek: “Aralarında tercüman olabilecek bir sınıf oluşturmak için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Biz ve yönettiğimiz milyonlar; kanda ve renkte Hintli, zevkte, görüşte, ahlakta ve zekâda İngiliz olan bir insan sınıfı olmalı.” dedi.

 

Hint Demiryolları: “Köpeklere ve Hintlilere izin verilmez”

1843’te Genel Vali Charles Hardinge, demiryollarının inşasının imparatorluğa fayda sağlayacağını ve “ülkenin ticaret, hükümet ve askeri kontrolüne” yardımcı olacağını söyledi. Demiryolu Hint vergi mükellefleri tarafından ödendi. İngiliz hissedarlar, onlara yatırımların büyük getiriler garanti ettiğini söyledi.

Sömürgeciler; kömür, demir cevheri, pamuk ve diğer doğal kaynaklar gibi maddeleri, İngilizlerin fabrikalarında kullanmak üzere evlerine göndermeleri için limanlara taşıdı. İlk kompartımanlara “Köpekler ve Hintliler giremez” ibaresi verildiğinden, yerli zenginler yapımına yardım ettikleri trenlere, paraları yetse bile binemediler. Oysa demiryollarının inşası sırasında binlerce Hintli işçi de ölmüştür.

Emperyalist Böl ve Yönet politikası

Britanya İmparatorluğu, Hindistan’ı sömürgeleştirmeleri boyunca eski bir siyasi böl ve yönet stratejisini benimsedi. İşgalciler, bölgeyi yönetmelerine yardımcı olmak için yerlileri birbirine düşman etme stratejileri kullandılar. İngilizler ne zaman Hint milliyetçiliği tarafından tehdit edildiğini hissetse ve onun büyüdüğünü görse, Hint halkını dini çizgileri kullanarak böldüler.

Hindistan’ı 200 yıl boyunca baskı altında tuttuktan, servetini tükettikten ve kendi kasasını doldurduktan sonra, Birleşik Krallık, Hindistan yarımadasını, onlar nihayet ayrılmadan hemen önce parçalara ayırdı. Hindistan’ın bağımsızlığıyla birlikte gelen 1947 bölünüşü, yaklaşık bir milyon ölü ve 13 milyon yerinden edilmiş kişi bıraktı. Bu kişiler geride kalan mülklerindeki milyarlarca dolarını da alamadı, topluca fakirleşti.

Kaynak: Dialectic

[ https://www.telesurenglish.net/news/5-Ways-the-British-Empire-Ruthlessly-Exploited-India-20170425-0033.html ]
İçerikler

bilimdili

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...