“19. yüzyıl atılımlarından sonra iletişim bütün dünyayı sardı, çevirmeli telefon sonrası her yer bilgisayarlar ile doldu. İnternet üzerinden devlet kuruldu, devletler yıkıldı. Bu denli büyük bir güç ve teknoloji daha bir kaç yüzyıl önce ateşi yeni bulmuş olan atalarına kıyasla hala ilkel yaşayan insanoğlunun eline geçti. Bu durumdan ötürü teknolojinin zaman zaman kontrolden çıkması birinci ve ikinci dünya savaşında milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. İnsanoğlu bu acılardan yola çıkarak teknolojiyi daha akılcı kullanması gerektiğini büyük ölçüde öğrenmiş gibi görünse de bu konuda hala önemli eksikleri olduğunu düşünüyorum.
Her ne kadar teknoloji dönem dönem yanlış yönlere sapmış olsa da hala insanın emrine amade hızlı ilerleyişini sürdürüyor. Doksanlı yıllarda çocukluğunu yaşayan biri çevirmeli telefonlardan, tuşlu ev telefonlarına ve oradan cep telefonlarına geçiş yaptı. Ardından internetin gelişimine ve akıllı telefonların yaratılmasına şahit oldu. Bu dönemi yaşayan biri olarak söyleyebilirim ki; “doğduğum dünya ile yaşadığım dünya tamamen farklı.”
Bindiğim arabalarda bir kolu çevirerek açtığımız camlar vardı, şimdi ise bir düğmeye basarak açılan camları görüyorum. Bahçeli küçük evler gören gözlerim, dev gökdelenler görüyor. İterek açtığım kapıların yerinde artık beni görünce açılan kapılar var. Bir merdivene girdiğimde ya da tuvalete girdiğimde ışık düğmesine basmayalı uzun zaman oldu. Lavabolarda musluk görmek veya bir tuvaletin ışığının algılayıcılarla yanmadığına şahit olmak beni şaşırtır duruma geldi. Bir kaç defa ışık algıyacısı olmayan apartmanın merdiveninde dumur olup ışığı açmak için düğme aramışlığım var. Eminim bu yaşadığım hal büyükşehirlerde yaşayan hemen herkesin başına gelen bir durum.”
yazı kaynak: https://bilimdili.com/dusunce/gelecege-dogmak/
Yorumla