Dil

“Esir” Sözcüğü Üzerine Küçük Bir Not

Hun askerleri, Han Hanedanlığına mensup askerleri esir aldığını tasvir eden bir resim.

Yazar: Yusufhan GÜZELSOY

Orkun yazıtlarında geçen “Türk sir budun” ifadesindeki “sir” sözcüğü üzerine düşünürken bunun “sahipsiz” anlamında “(e)sir” olup olmadığını sorguladım. Ancak bu ifadenin geçtiği cümlelerle anlam bakımından pek uyuşmadığını gördüm.[1] Bu sefer “esir” sözcüğü üzerine ayrıca düşünmeye başladım. Bu sözcüğün kökeni üzerine sanal ağdan bir tarama yaptım ve etimoloji kaynaklarında Arapça ve asıl köken olarak da Akadça gösterildiğini gördüm.

Bu sözcüğün kökü Türkçede “sahip” anlamına gelen ide / iye olabilir. Sözcük bugün Kırgız Türkçesinde “ee” şeklinde kullanılmaktadır. Fikret Yıldırım, Erhan Aydın ve Risbek Alimov’un “Yenisey-Kırgızistan Yazıtları ve Irk Bitig” kitabında, Uyuk-Tarlak yazıtı şu şekilde çevrilmiştir:

“1-) Esiz elim e konçuyum a oglanım a bodunum a esizim e altmış yaşımda

  2-) Atım el tugan totok ben tengri elimke elçisi ertim altı bag bodunta beg[i] ertim.”

“1-) Zavallı yurdum eyvah! Eşim, çocuklarım, halkım ne yazık! Altmış yaşımda,

  2-) Adım El Tugan Totok(‘tur). Ben kutlu (aziz) yurdumun elçisi idim. Altı birleşik boyun (halkın) beyi idim.” (2013: 23)

Görüldüğü üzere “esiz” sözcüğü “zavallı” olarak çevrilmiştir. Buradaki “zavallı”, elbette karaktere yönelik bir eleştiri değildir. Burada bir sahipsizlik söz konusudur. Bey, uçmağa varmış ve onun ağzından yazılan cümlelerle halkın sahipsiz kaldığı ifade edilmiştir.

Anlaşıldığı kadarıyla sözcük şu şekilde kök ve ekine ayrılabilir: “E (kök ‘sahipsiz’) + siz (ek ‘yoksunluk bildiren ek’)”.

“Esiz” sözcüğünün “esir” ile ilişkisi şu şekilde açıklanabilir: Orkun yazıtlarındaki “kagansıra-”, “ilsire-” (kağansızlaş-, devletsizleş-) sözcüklerinde “-sız / -siz” ekini r’li bir şekilde görüyoruz. Aynı ekin Moğolca ve Çuvaş Türkçesinde “-sar / -ser” şeklinde devam ettiğini Elövset Zakiroğlu Abdullayev de örnekleriyle göstermiştir (1996: 41).

Arapça “esaret” sözcüğünü nasıl açıklayacağız? Nasıl ki yabancı dilden alınmış bir sözcük Türkçenin ses uyumuna uygun hâle gelebiliyorsa aynı şekilde Arap diline girmiş bir sözcük de vezin sistemine uygun hâle gelebilir, diye düşünüyoruz.

Sonuç olarak, “r-z” değişimi dikkate alınarak “esir” sözcüğünün Akadça değil Türkçe ve belki Sümerce olduğu düşünülebilir.

Kaynakça

ABDULLAYEV, Elövset Zakiroğlu (1996). “Türk Dillerinin Tarihsel Gelişme Sorunları (Azerbaycan Bilgininin Görüşleri)”, TDK Yayınları, Ankara.

YILDIRIM, Fikret; AYDIN, Erhan; ALİMOV, Risbek (2013). “Yenisey-Kırgızistan Yazıtları ve Irk Bitig”, BilgeSu, Ankara.

[1] Konu üzerine görüşler için bknz. YILMAZ, Saffet Alp “Yazıtlarda ‘Türk Sir Budun’ İfadesi Anlam ve Görüşleri”, Bilimdili. (https://bilimdili.com/toplum/dil/yazitlarda-turk-sir-budun-ifadesi, erişim: 30.11.2020)

Yusufhan Güzelsoy

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans Öğrencisi

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...