Giriş
Toplum değiştikçe ortaya çıkan duruma uyum sağlama problemi çıkar. Eğitim de toplumun bir parçası olduğu için toplum değişimden etkilenir. Eğitim toplumsal sistem içinde bir alt sistemdir. Toplumun bazı ihtiyaçları eğitim sistemi ile karşılanır. Durağan bir toplum için eğitim sistemi kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya yarar. Değişime ve gelişime açık toplumlarda ise eğitim kültürel mirası gelecek nesillere aktarmakla kalmayıp, onları olası değişimlere de hazırlar.
Bu yüzden toplumsal değişme ile eğitim sistemi arasında karmaşık bir ilişki bulunmaktadır. Aynı anda kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak ve toplumsal değişimlere ayak uydurmak eğitim sistemlerinin her zaman karşılaştığı problemlerdendir.
Toplumsal Değişme
Her toplum zamanla değişir. Fakat bazı toplumlarda değişim yavaştır. Bunlara durağan toplumlar (statik toplum) diyebiliriz. Bazıları ise değişime ve yeniliklere açık toplumlardır. Bunlar daha çabuk değişirler (dinamik toplum). Toplumsal değişmeyi açıklamak zordur. Eğer bir değişimden bahsediyorsak, bunu tanımlamak için bir nesnenin ya da durumun temelini oluşturan yapıda ne ölçüde başkalaşma olduğunu göstermek gerekir.
Değişim alanları fiziksel değişme, kimyasal değişme, kültürel değişme, teknolojik değişme, ekonomik değişme ve benzeri sınıflara ayrılabilir. Değişim, değişime uğrayanlara göre bireysel değişim, grup değişmesi, kurumsal değişme, örgütsek değişme olarak ayrılabilir. Değişim planlı, plansız, hızlı ya da yavaş olabilir. Bu tamamen toplumun karakteristik yapısı ve sahip olduğu kültürel mirasla ilgilidir.
Değişimi ortaya çıkaran itici kuvvet çelişkidir. Bu çelişkiler Emre Kongar’a göre insan-doğa çelişkisi ve insan-insan çelişkisidir. Toplumsal değişme toplumsal yapıdaki maddi, manevi farklılaşmalardır.
Toplumsal Değişmenin Yön ve Şekilleri
Toplumsal değişme sosyoloji biliminin temel sorunlarından birisidir. Bu konuda büyük bir kargaşa söz konusudur. Çünkü değişme nedenleri, yönleri ve hızlarının yani değişim kanunları tam olarak saptanamamıştır.
Evrim, gelişme, ilerleme, reform, devrim, çöküş gibi kavramlar belli niteliklerin baskın oluşuna göre değişme kavramının yerine kullanılır. Tüm bu kavramlar temel olarak farklılaşmayı ifade eder, yani değişimi.
Değişimlerin hızı her zaman aynı değildir. Değişimler yavaş yavaş, hızlı, planlı, plansız, radikal olarak gerçekleşebilir.
Değişme, Yenileşme, Gelişme, Reform, Modernleşme
Toplumsal değişmeden bahsedilirken değişme, yenileşme, gelişme, reform, modernleşme gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Bunların hepsinin temel özelliği bir başkalaşmayı ifade etmesidir. Bu ifadeler toplumların geçirdiği ilerleme, olgunlaşma, yediden yapılandırma gibi eylemleri tanımlamaya çalışır. Çağdaşlaşma kavramı da bunlardan biridir. Çağdaşlaşma içinde bulunulan çağa ayak uydurmayı, gerekliliklerini yerine getirmeyi ifade eder. Yani çağdaşlaşan toplum aslında başkalaşmış, değişmiştir.
Toplumsal Değişme Kuramları
Toplumsal değişme kuramları doğrusal ve döngüsel olmak üzere iki ana kola ayrılır. Doğrusal kuramı açıklarken de Comte, Spencer ve Marks’ın kuramları örnek olarak gösterilir.
Comte’a göre toplumsal değişmenin kaynağı düşüncedir. Değişim insanların entelektüel gelişmesinin ürünüdür.
Spencer’a göre, toplumların geçirdikleri aşamalar belirsiz düzenlerden belirli düzenlere doğru giden bir ilerlemeyi açıkça belirler.
Karl Marks en önemli toplumsal değişmelerin devrimci bir nitelik taşıdığını ve ekonomik sınıflar arasındaki üstünlük mücadelesinden kaynaklandığını ileri sürmektedir.
Döngüsel kuramı açıklarken Pareto’nun kuramı örnek verilebilir. Pareto’ya göre toplumsal değişme toplumun içindeki elitlerin iktidar mücadelesine göre şekillenir.
Toplumsal Değişme Nedenleri
Toplumsal değişmenin nedenleri ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir;
-kültürel değişmeler
-toplumsal kurumlarda değişmeler
-bilim ve teknolojide değişmeler
-yönetimde değişmeler
-insan ilişkilerinde yenilikler
-iletişimde yenilikler
-demografik değişmeler ve kentleşme
-küreselleşme
Eğitim ve Toplumsal Değişme İlişkileri
Öncelikle eğitim ve toplumsal değişim arasında karmaşık bir ilişki olduğunu belirtmeliyiz. Bir toplumdaki değişmeler eğitim sonucu mudur? Yoksa toplumdaki değişimler eğitimi de değiştirmekte midir? Bunlar hala tartışma konusudur. Fakat şundan eminiz ki; değişen toplumlar farklı bir eğitime ihtiyaç duyuyor. Eğitim ve toplumsal değişme arasındaki ilişki üç farklı görüş ile açıklanmaktadır.
Eğitimsel İlerlemecilik: Bu görüş toplumsal değişmelerin eğitimi belli bir yönde değişmeye zorladığı gibi, eğitim yoluyla toplumun istenen veya planlanan yönde değiştirilmesinin de mümkün olduğunu savunmaktadır. Çünkü çağdaş dünya sürekli değişmekte olan toplumlardan oluşmaktadır.
Eğitimsel Tutuculuk: Bu görüşe göre eğitim sistemi genç nesillere kültürel mirası aktarmalı ve zihnini eğitmelidir. Gençler eğitim sayesinde topluma uyum sağlamalıdır. Eğitim kurumları öğrenme kuruluşları olmalıdır. Eğitime reformcu bir işlev yüklenemez.
Yeniden Kuruculuk: Eğitimi toplumsal değişmeyi sağlayan en önemli kurumlardan biri olarak gören bu görüşe göre, eğitim toplumsal değişmeyi başlatabilir, uygun gördüğü toplumsal değişmeleri yeni nesillere aktarabilir ve toplumsal reform yoluyla toplumu tekrar yapılandırabilir.
Eğitimin Toplumsal Değişmeye İlişkin İşlevleri
Eğitime ilişkin beklentiler farklılıklar gösterir. Eğitimin toplumsal değişmeye yönelik işlevleri iki başlık altında toplanır.
Eğitimin Tutucu İşlevi: Toplumun kültürel mirasını, davranış biçimlerini, inançlarını, değerlerini gelecek kuşaklara aktararak kültürel sürekliliği sağlamayı ifade eder. Bu eğitim anlayışına göre kültürel miras gelecek kuşaklara aktarılarak gençlerin topluma uyum sağlaması sağlanır, geleneksel yaşam biçimi korunmuş olur.
Eğitimin Yaratıcı İşlevi: Gelenekleri ve toplumsal davranış örneklerinin korunmasının yanı sıra, toplumsal değişme için eğitimin diğer bir işlevi ise toplumsal değişmeyi başlatacak, yaratıcı, eleştirici, yeni buluşlar ve yeni keşifler yapacak bireylere olan ihtiyacı karşılamaktır.
Sonuç
Sonuç olarak eğitimin toplumsal değişme açısından tartışılmaz bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Eğitim sayesinde bireyler içinde bulundukları toplumun davranış biçimlerini, norm ve kurallarını öğrenir. Böylece kültürel devamlılık sağlanmakla beraber, birey sağlıklı bir şekilde sosyalleşmek için donanıma sahip olmuş olur.
Kültürel mirası edinen birey bir de bunun yanında sorgulama ruhu ve heyecanı kazanırsa eğitim amacına ulaşmış demektir. Böylece birey değişime açık, değişime ayak uyduracak, toplumun ilerlemesini sağlayacak bir kişi haline gelmiş olur. Eğitim bir toplum tasarısıdır. Her toplum gelecekte nasıl olmak istiyorsa ona göre eğitim vermektedir. Bu konuda inanç ve kültürel miras etkilidir. Bazı toplumlar statik yani geleneksel olarak yaşamak isterken, bazıları ise değişmeyi-gelişmeyi arzulamaktadır. Bunun için de yegane yöntem eğitim sisteminin işlevine karar vermek ve ona göre şekillendirmektir.
*Nilüfer Erol’un Toplumsal Değişme ve Eğitim: “Temel İlişkiler, Çelişkiler, Tartışmalar” adlı makalesi yorumlanarak özetlenmiştir.
**Makalenin Künyesi: EROL, Nilüfer . “Toplumsal Değişme ve Eğitim: ‘Temel İlişkiler, Çelişkiler, Tartışmalar’”. Gazi Akademik Bakış 5 / 9 (Ocak 2011): 109-122 .
***Makalenin tam ve orijinal metnini görüntülemek için burayı tıklayınız.
Yorumla