Tarih TOPLUM Yaşam

Eski Türklerde Bayram ve Kutlamalar

Her toplumda olduğu gibi Eski Türklerde de bayram ve benzeri etkinlikler bulunmaktaydı. Tarihi kaynaklara göre Türklerin, bayram veya törenlerle ilgili faaliyetlerinin olduğu görülmektedir. Türkler, İslam dinine geçmeden önce Türkistan bölgesinde kendilerine özgü bir yaşam tarzları ve inançları olduğu gibi yine kendilerine özgü bayramları ve kutlamaları vardı. Eski Türklerin bayramlarını, eğlence ve kutlamalarını pek çok başlık altında sınıflandırmak mümkündür.

Türklerin ilk ana yurdu olan Türkistan’da tabiat ve iklim yaşam için pek elverişli değildir. Bu durum Türklerin yaşam biçimine ve bakış açısına da etki etmiştir. Türkistan bölgesinde kışlar dondurucu ve fırtınalı, yazlar ise yakıcı sıcak ve kurak geçmektedir (Koca, 2002:52). Bu iklim türü ise tarıma yeteri kadar elverişli değildir. Bu yüzden Türklerin başlıca geçim kaynakları hayvan ve hayvan ürünleri üzerinedir. Ancak yoğun kış şartlarından hayvanlarda etkilenmektedir. Bahar ayı ise kışın yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan kurtulmak anlamına gelmekteydi. Bu yüzden baharın gelişini bir bayram ile kutlarlardı.

Çin kaynaklarında geçen bilgilere göre Hunlar, yılın ilk ayında, beşinci ve dokuzuncu ayında şölen yaparlardı. İlk ayda sadece beyler toplanır (İzgi, 1977:30). Beşinci ayda ise yani ilkbahar da “Lungcınğ” adı verilen yerde topluca büyük bir bayram yaparlardı. Bu bayramda hem inançla ilgili gelenekler yerine getirilmekte hem de türlü oyunlar sergilenirdi. Gök Tanrı’ya  ve kutsal sayılan yerlerde kurbanlar kesilirken en sevdikleri spor olan at yarışı (Koca, 2002:51) ve güreş yaparlardı.  At yarışları, sonbaharda bir kez daha yapılırdı. Hunların bu üç festivali, Çin kaynaklarında “Ejder Şöleni ” olarak adlandırılmıştır (İzgi, 1977:30). Bu durumun aynısı Kök Türklerde de vardır. Kök Türkler, her yıl belirli bir zamanda atalarına kurban keser ve daha sonra topluca eğlenirlerdi. Fakat Kök Türkler beşinci ayda yaptıkları festivale daha fazla önem verirlerdi.  Aynı gelenek Uygur Türklerinde biraz değişikliğe uğramış olsa da devam etmiştir. Hatta Budizm’i benimseyen Uygurlar eski gelenekleri olan bayramlarını terk etmemiştir. Çin kaynaklarına göre 10. yüzyılın ikinci çeyreğinde Uygur Türkleri arasında martın dokuzunda “Soğuk Yemek Şöleni” düzenleniyordu. Bu festivalde, Uygur Türkleri evin içindeki ve dışındaki bütün ateşleri söndürür ve bir gün boyunca ateş yakmazlar. Bir gün önceden hazırlanan soğuk yemekler yenilirdi (İzgi, 1977:34). Uygur Türkleri ayrıca yaz ve kış dönencelerinde de bayram yaparlardı. Yaz dönencesi olan 21 Haziran’da toprak için kurban keserlerdi. Kış dönencesi olan 21 Aralık’ta da eğlence düzenlenir. Ancak kış dönencesinde yapılan eğlence yaz dönencesine göre daha büyük bir şekilde kutlanırdı (İzgi, 1977:35).

Türkler için bir diğer önemli bayram ise Ergenekon Bayramı’dır. Kök Türkler döneminden beri kutlanan bu bayramda önce atalar için kurban kesilir, daha sonra bir demir parçası örsün üzerinde dövülürdü. Oğuzlar da bu geleneği devam ettirerek günümüze kadar getirmişlerdir. Kaynaklarda geçen bilgiye göre Oğuzlar, düşmanlarla savaştıktan sonra eve dönüşlerini mart ayının sonuna denk getirirlerdi ve bu zamana “özgür, bağımsız gün” derlerdi. Büyük bir ateş yakarak içine demir atar daha sonra bu demiri çekiçle döverlerdi (Koca, 2002:54).

Bahar ayının gelişini mart ve mayıs aralığında farklı sebeplerden da olsa aynı şekilde kutlayan Türkler için mart ayı aynı zamanda yeni yılın ilk ayıdır. Eski Türkler, bu aya baş ay derler ve bayram yaparlardı (Koca, 2002:55).

İlkbahar bayramı, Müslüman olan Kazak, Kırgız ve Başkurt Türklerinde ise “kımız murunduk” adıyla mayıs ayında yapılırdı. Başkurt kadınları ilkbahar bayramında erkekleri dahil etmeden “karga toy” adıyla kutlarlardı. Bu törenlerde kargalara darı ve süt koyarlar. Diğer Türk toplumlarında ise böyle bir tören bulunmamaktadır (İnan, 1986:97).

Yakut Türkleri ise ilkbahar ve sonbahar ayında dokuz gün süren “saçı bayramı” yaparlar. İlkbahar ayındaki bu bayram mayıs ayının sonu veya haziran ayının başında yapılırdı. Sonbahar bayramı ise kötü ruhlardan korunmak için yapılırdı. Bu bayrama Ay ve Güneş Bayramı da denilmektedir (İnan, 1986:102).

Eski Türkler tabiat ile iç içe yaşadıkları için mevsimleri büyük bir coşku ile kutlamışlardır. Bu kutlamalar Türk toplumlarında farklı adlarla anılsa da hepsi geleneklerini devam ettirmeye çalışmıştır. Türklerin geniş bir coğrafyaya yayılması, din değişikliği veya çeşitli sosyal kültürel değişimler bu bayramların birçoğunun unutulmasına veya farklılaşmasına sebep olmuştur. Günümüzde ise bütün Türk toplumlarında ortak olarak kutlanan ve farklı isimlerle anılan en belirgin ata bayramı Ergenekon Bayramı’dır.

Kaynakça

İnan, Abdülkadir (1986). “Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar.”, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

İzgi, Özkan (1977). “Hunlar, Göktürkler ve Uygurlarda Geleneksel Festival ve Eğlenceler.” Tarih Dergisi, s.29-36.

Koca, Salim (2002). “Eski Türklerde Bayram ve Festivaller.”, Türkler Ansiklopedisi, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, Cilt 3, s. 51-57.

Tuğçe Burcu Demir

Erciyes Üniversitesi/ Yeni Türk Dili Yüksek Lisans

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...