Bilinen insanlık tarihinin en başından beri ordular hep iki unsurdan oluşmuştur: İnsanlar ve teçhizat. Kalabalık bir ordu caydırıcıdır; yüksek teknolojiye sahip, donanımlı bir ordu da caydırıcıdır. Savunma sanayisi en basit tarifle bir taşın ucunun sivriltilmesiyle başlamış ve zaman içinde gelişerek bugünkü halini almıştır. Savunma sanayisinin temel amacı askerlerigüçlü kılmak için araçlar üretmek ve bu araçların en sağlam ve en teknolojik olması için bunları geliştirmeye çalışmaktır. Bu sebeple savunma sanayisi teknoloji alanında çoğu zaman öncü olmuştur. Günlük hayatta kullanılan pek çok teknolojik ürün ilk önce askeri amaçlarla üretilmiş daha sonra sivil kullanım için uyarlanmıştır.
Askeri birlikler tarafından kullanılan pek çok donanım içinde ileri teknoloji ürünü sistem ve bu sistemin içine gömülü olan yazılımlar barındırır. Basit bir telsizden son derece karmaşık bir silah komuta sistemine kadar her araç yazılımlar ile doludur. Yapılan işin güvenliği ve başarısı kullanılan donanıma, donanımın güvenirliği ise yazılımların güvenirliği ile sınırlıdır.
Çağımızda yazılım endüstrisinin büyük kısmı iş ve gelir modeli olarak “sahipli yazılım” denilen sistemi benimsemiştir. Sahipli yazılım yöntemi yazılımların bilgisayar üzerinde çalışan hallerinin kullanıcıya/müşt
Özellikle yazılım konusunda ulus olarak yetkin olunamazsa, kullanılan yazılımlar başka ulus devletlerden tedarik edilirse bu durum ciddi bir güvenlik sorunu halini alacaktır. Kritik ve gizli bilgilerin bu programlar aracılığıyla yabancı ve belki de düşman unsurlar tarafından ele geçirilme ihtimali meydana çıkacaktır. Bu nedenle ulusal güvenlik sıkıntıya düşebilir ve barış döneminde tatbikat yaparken çalışan sistemler gerçek hayatta, tam da ihtiyaç duyulan tehlike anında çalışmayabilir. Sahipli yazılım kullanan bir ulus devlet, başka bir ulus devlete ait yazılımı kullanırken kaynak kodları bilmiyorsa sadece karşılıklı olarak iyi niyet ve iyi ilişkilere güvenebilir. Ancak bilindiği üzere devletler arasında dost, düşman, rakip tanımları durağan değil, değişkendir. Dost olan iki devlet ilerleyen zamanlarda ilişkileri zayıflamış iki devlet ya da düşman iki devlet haline gelebilir. Bu sebeple özellikle devlet daireleri ve savunma sistemlerinde milli yazılım kullanılması bir tercih değil zorunluluktur. Gerçekler böyleyken yabancı lisanslarla üretilen F-16’lar veya İsrail’de modernizasyonu yapılan ana muharebe tankları ne kadar güvenilir olabilir?
Milli yazılım demek; kaynak kodlarına sahip olduğunuz, kendiniz derleyip bilgisayar ve gömülü sistemlerde çalışmaya hazır hale getirdiğiniz, hatta istediğiniz şekilde değiştirdiğiniz yazılım demektir. Bu yazılımın “ne yapabildiğini ve ne yapamadığını bilmek” de güvenliğimiz açısından hayati bir önem taşımaktadır. Milli yazılım konusu hamasi bir söylem değil, hayati bir zorunluluktur.
Türkiye her işte olduğu gibi milli yazılım üretme konusunda da az zaman içinde en yüksek düzeyde yetkinlik kazanacaktır.
Kaynak: Erkan Tekman, Savunma, Özgür Yazılım ve Pardus, MSI Aylık Savunma Teknolojileri Dergisi, Ekim 2009, Sayı:48, ss.29-29
Yorumla