Alexander Khimushin, 3 yıl önce 6 ay boyunca tek başına, Altay dil ailesine mensup olan, azınlık duruma ve yok olmaya yüz tutmuş Sibirya’nın Moğol, Türk ve Tunguz halklarını fotoğraflamak için gezdiğini ilgili yazı kaleme almıştım. Bu yazımda ise Sibirya’nın unutulmaya yüz tutmuş halkı olan Sibirya Yupikleri veya Yuitleri ele alacağım.
Yupikler, Rusya’nın kuzeydoğusundaki Chukotka Yarımadası kıyısında ve Alaska’daki St. Lawrence adasında yaşayan Eskimo halklarındandır.
Sibirya Yupiklerinin konuştuğu Yupik dili, Eskimo-Aleut dil ailesindendir. Yupiklere Sibirya İnuitleri de denir. Günümüzde yaklaşık 2.500 Yupik yaşamaktadır. Bunlardan 1.500’ü Bering Denizi’nin Rusya tarafına dağılmış durumda ve geri kalanı Amerika Birleşik Devletleri’nin St. Lawrence Adası’ndaki birkaç yerleşim yerinde yaşıyor.
Tıpkı binlerce yıl önce olduğu gibi, bugünkü Yupiklerin hayatı da okyanusa bağlıdır.
Makotrik ailesi, Chukotka Yarımadası’nın Yupikleri arasında iyi bilinir. Igor Makotrik (baba), 14 geleneksel deniz avcısının başıdır. Oğlu Andrew Makotrik de onlardan biri. Büyükbabaları ve büyük büyükbabalarıyla aynı geleneksel avlanma yöntemlerini kullanan bölgedeki son mors ve gri balina avcılarından biriydi. Kooperatiflerin faaliyetleri katı bir şekilde düzenlenmiştir – yerel köylülerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak için her yıl az sayıda deniz hayvanını avlama izinleri vardır. Mors dişleri ve penis (ayrıca kemikli) yerel kemik oyucuları tarafından kullanılırken, mide geleneksel davul yapımında kullanılır.
Fotoğrafçı Alexander Khimushin, “iki haftada bir, su altı avcıları ve yerel çocuklar geleneksel Yupik dansları yapmak için bir araya gelirler. Dansların çoğu hayat sahnelerini taklit eder – mors dansı, balina dansı. Makotrik ailesiyle birlikteyken, füme balina derisi ve yağı, mors çorbası, balina dili gibi farklı Yupik yemekleri denedim. Benim için favorim, köyün yanındaki tundrada çok sayıda büyüyen yerel shiksha meyveleridir” diyor.
Fotoğrafçı Alexander Khimushin, “köpeğin adı Rusty’dir. Sanırım yakında gerçek bir yıldız olacak çünkü portrelerimde hep yer alıyor. Avcı ile iyi arkadaş oluruz. Keşke onunla yaşayabilseydim ama evi Bering Denizi’nin soğuk ve rüzgarlı kıyısında. Oradaki yaşam, çoğumuzun geçmişte sahip olduğundan çok farklı. Tıpkı başka bir gezegen gibi.”
“The World in Faces” fotoğrafçı Alexander Khimushin’in tarafından hazırlanan bir fotoğraf projesidir. 12 sene önce dünyayı gezmiş ve 84 ülke ziyaret etmiştir. Alexander Khimushin altı yıl önce, küreselleşme nedeniyle kaybolan uzak kültürleri belgeleme fikrinden ilham alarak “The World in Faces” projesi başlatmıştır.
Yorumla