Dil Yaşam

Türkçede Saygı ve Nezaket

Harezm Dönemi Karahanlı Türkçesi sonrası gelişen Harezm Türkçesinde de saygı ifadesi olarak sen yerine siz kullanma geleneği gelişmesini sürdürür. Mesela Nehcü’l-Ferādįs’te Hz. Peygambere hitapta gerek insanlar gerek Cebrail bazen siz bazen sen demektedir. Tabii burada başka bir sorun daha vardır. Bu metinler acaba Arapçadan mı yoksa Farsçadan mı çevrilmiştir? Ahmet Caferoğlu bu konuda “/…/ mevzuu […]

Harezm Dönemi

Karahanlı Türkçesi sonrası gelişen Harezm Türkçesinde de saygı ifadesi olarak sen yerine siz kullanma geleneği gelişmesini sürdürür. Mesela Nehcü’l-Ferādįs’te Hz. Peygambere hitapta gerek insanlar gerek Cebrail bazen siz bazen sen demektedir. Tabii burada başka bir sorun daha vardır. Bu metinler acaba Arapçadan mı yoksa Farsçadan mı çevrilmiştir? Ahmet Caferoğlu bu konuda “/…/ mevzuu bahis Nehcü’l-Feradis nüshası Arapça olup, ismen o zamanlarda rağbet bulmuş bir çok dinî kitaplar gibi, oldukça geniş bir sahaya yayılmıştır.” demektedir (Caferoğlu 1974: 113) Eğer Arapçadan çevrilmiş ise ve Arapçada saygı amacıyla sen veya siz ayrımı olmadığını dikkate aldığımızda “Türkler acaba kendi saygı anlayışlarını tercüme ettikleri dinî metinlere de uygulamaya mı çalışmışlardır?” sorusu ortaya çıkar.

 /…/ ǾAzrāǾil aydı: Yā resūlallāh, hem ziyārat qılu keldim, hem taqı destūr bėrseŋiz, mübārek cānıŋıznı qabż qılmaq üçün keldim tėdi erse, /…/ (Eckmann 1983: 65)

Bir kün Benū Selįm qabįlasıdın bir ǾArab keldi. /…/ Yā Muĥammed, eger bu sūsmār tilke kelse taqı seniŋ payġāmbarlıqıŋa tanuqluq bėrse, men taqı įmān keltürür-men, tėdi /…/ (Eckmann 1983: 112)

Dikkat çeken nokta Hz. Peygamber amcasına sen derken, amcası ona siz demektedir. Hz. Peygamber’in başkalarından daha az nazik ve saygılı olması en azından amcasına karşı düşünülemez.

Qaçan kim bu sūra nāzil boldı erse, Peyġāmber Ǿas’nuŋ Ǿammı ǾAbbās rażhu yıġlayu başladı. Peyġāmber Ǿas aydı: Ey Ǿammum, ne üçün yıġlar-sen? tėdi erse, ǾAbbās aydı: Yā resūlallāh, bu sūra içinde siziŋ dār-i fenādın dār-i beqāġa riĥlat qılmaqıŋız, Ĥaq tvt ĥażratınga barmaq ħabarı bar tėdi erse, /…/ (Eckmann 1983: 62)

Hatta aşağıdaki metinde görüleceği gibi Peygamber dışında diğer kişilerin de babalarına siz dedikleri görülmektedir.

[Fāŧıma ] Ol aytur: Babam Abū Źarnı tüşümde kördüm /…/ men aydım: Ey babam, Taŋrı teǾālā siziŋ birle ne muǾāmilat qıldı? tėp aydım erse  /…/ (Ecmann 1983: 93)

 

Çağatay Dönemi

Çağatay Türkçesiyle yazılan nesirde de aynı şekilde yüz yüzeyken sen yerine siz; bahsi geçtiğinde ise o yerine alar “onlar” veya özleri “kendileri, onlar” ifadesi kullanıldığı görülür. Şiir dilinde ise esasen sen hâkimdir. Ancak zaman zaman siz; bazen de her ikisi içi içe kullanılmıştır.

Çağatay nesir dilinde saygı bildiren yapıları gösteren aşağıdaki metin, Nevâî’nin (1441-1501) Nesāyimü’l-Mahabbe min Şemāyimi’l-Fütüvve adlı eserinden alınmıştır.

Ĥakįm Ata raĥimehu’llāhu taǾālā

Atı Süleymān’dur. Ve Ĥˇāce Aĥmed-i Yesevį ķuddise sırruhunıŋ mürįdidür. Hemānā Ħˇāce bir kün ŧabħį buyurġandurlar maŧbaħį otun yitmeydür dip kilgendür. Alar aśĥābķa digendürler ki yazıdın otun tirip kiltürüŋ! Ve ol zamān yaġın yaġadur irkendür. Aśĥāb kim otun tiripdürler, alar ħıdmatiġa kilgünçe yaġın cihetidin otunlar öl bolġandur. Ve Ĥakįm Ata tirgen otunlarnı tonıġa çırmap ķuruķ kiltürgendür. Ħˇāce ĥażretleri digendürler ki ay ferzend, ĥakįmāne iş ķıldıŋ. Ve alarġa bu laķab andın ķalġandur. Ve Ĥakįm Ata’ġa ĥikmet tili gūyā boluptur, andaķ ki anıŋ fevāyidi etrāk arasıda meşhūrdur.  (Eraslan 1996: 384.)

Bu metinde gerek Ĥˇāce Aĥmed-i Yesevį gerekse Ĥakįm Ata için saygı ifadeleri kullanılmıştır. Öncelikle Ĥˇāce Aĥmed-i Yesevį’ye buyurġandurlar “buyurmuşlardır”, digendürler  “demişlerdir” çekimli fiilleri ile  alar “onlar” zamiri ile aslında hep Ĥˇāce Aĥmed-i Yesevį; keza alarġa “onlara” zamiriyle de Ĥakįm Ata kastedilmiştir. Fakat metinde görüldüğü gibi bu saygı bildirme düzenli değildir. Bazen basit bir üçüncü teklik şahıs iyeliği veya şahıs ekiyle yetinilmiştir: mürįdürler yerine mürįdür; kiltürgendürler yerine kiltürgendür; alardın yerine andın vb.

Ancak aynı eserde yer alan Mevlānā Muĥammed-i Tebādegānį bahsinde ise saygı ifadesi düzenli olarak kullanılmaktadır. Bunun sebebi, belki de Nevâî’nin bu bölümleri farklı zamanlarda yazması olabilir.

Mevlānā Muĥammed-i Tebādegānį ķuddise sırruhu

Alar Şeyħ Zeynü’d-dįn-i Ħavāfį ķuddise sırruhunıŋ kibār-i ħulefāsıdındurlar. Žāhirį vü bāŧınį Ǿulūmda kāmil. Ķırķ yılġa yaķın irşād seccādesi üstide istiķlāl bile mütemekkin irdiler. Ĥażret-i şeyħ Tebādegānį ķaryesiġa yitkende alar kiçik yaşda irmişler. Şeyħ śoĥbetiniŋ şįftesi bolupturlar. Şeyħ Ǿazįmet ķılġanda tileptürler ki ħıdmetide barġaylar. Şeyħ dipdürler ki ĥālā siniŋ iş ķılur vaķtıŋ imes; taĥśįlġa emr ķılıpdurlar. Alar Herāt şehriġa kilip Fįrūzābād bāzārıda Medrese-i sebz’de niçe vaķt žāhir Ǿulūmı kesbiġa meşġūl bolupturlar, ammā dāyim ħayāllarıda bu ŧāyifeniŋ sülūki daġdaġası bar ikendür. Bir kün ĥucreleride muŧālaǾaġa meşġūl ikendürler, cenāze śalāŧı üni kilür. Ķoparlar ki ol namāzġa yitkeyler. /…/ (Eraslan 1996: 397)

Aynı durum Babür Şah’ın Hatırat’ın da zaman zaman görülür.

Häzrät Xåcä Ubäydulläğä irådätı bår erdi, suhbätlärığä bisyår muşärräf bolub edi. Häzrät Xåcä häm färzänd deb erdilär. [1] (Pårså 1990: 10)

Bir kün Älişerbek bilä mirzånıng åräsıdä bir suhbäte öttikim, mirzånıng tez fähmlığığä vä Älişerbekning rıqqätı qälbığä dåldur. Älişerbek sirriy sözlärni mirzåğä göşäki ğäläbä äyttı. Däğı dedikim: – Bu sözlärni unutung. – Mirzå filhål äyttıkim: – Qäysı sözlärni? – Älişerbek bisyår mutääsir bolub köp yığlädı. (Pårså 1990: 40)

Xåcä qåzı häzräti Xåcä Ubäydullånıng müridi edi. Älärdın tärbiyät täpıb edi. Xåcä qåzınıng välilığıdä mening heç şäkkim yoktur. qäysı iş välåyätkä mundın yäxşıråq dälildurkim, älärğä qäsd qılğånlärdın åz fursättä åsår vä älåmät qålmädı. (Pårså 1990: 51)

Ceval Kaya’nın yayımladığı eserin dil özelliklerinden hareketle klâsik öncesi Çağatayca diye adlandırdığı (Kaya 2014:15) ve 838/1435’de istinsah edilen Uygur Harfli Rizvan Şah ile Ruh-Afza Hikâyesi’nde saygı amaçlı siz kullanımı tutarlı değildir.

/…/ bir kün rıžvān şā(h)nıŋ đāyası ayđı sen caķlıŋnı iligdin birmegil taķı köp bį-hūda fikirlerni köŋlüŋge küvürmegil taķı bilgil kim siz körgen kulan perį turur /…./ “bir gün Rızvan şahın dadısı dedi: “Ey şehzâde, sen aklını başına topla! Gereksiz düşünceleri gönlüne çok sokma! Bil ki sizin gördüğünüz kulan, peridir. /…./” (Kaya 2014: 39)

Benzer şekilde Ebulgazi Bahadır Han’ın (1603-1663) yazdığı Şecere-i Terākime’de, Oğuz Han ne babasına, ne anasına, ne de eşlerine siz demektedir. Keza karıları da kendisine siz demezler. Yalnızca eşleri, Oğuz’un babası Kara Han’a yani kayınbabalarına siz demektediler. Oğuz Han’ın aldığı üç hanımdan ikisinin yanına hiç uğramamasının sebebini öğrenmek için babasının gelinlerine sorması üzerine büyük gelin şöyle cevap verir:

Ħan kelinlerdin sordı irse uluġ kelin aytdı: Oġluŋız müsülmān bolup turur. Biz ikkimizge müsülmān bol tidi, ķabūl ķılmaduķ, kiçik keliniŋiz müsülmān bolup turur. Anıŋ üçün oġluŋız anı köp sive turur tidi. (Ölmez 1996: 127-128)

bilimdili

Yorumla

Yorum yazmak için buraya tıklayın...